
'İktidar görmezden gelme halini bırakıp görüşmelerin önünü açmalı'
- 09:08 11 Mart 2019
- Güncel
VAN - İktidarın açlık grevlerini görmezden ve duymazdan gelen tavrını bir an önce bırakıp görüşmelerin önünü açması gerektiğini belirten HDP'li Züleyha Gülüm, "İktidar tecrit direnişine karşı görmeme ve duymamayı oynuyor. Ama şunu çok iyi bilmeliler ki görmezlikten ve duymazlıktan gelerek bir yere varamayacaklardır. Bu ülkede insanlar adalet, özgürlük ve barış talep ediyorlarsa hükümet bu sese kulak vermek zorundadır” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 4 ayı geride bıraktı. Leyla Güven öncülüğünde başlatılan ve tüm cezaevlerine yayılan açlık grevlerine ilişkin HDP İstanbul milletvekili Züleyha Gülüm değerlendirmelerde bulundu.
Açlık grevi eylemcilerinin ülkenin barışı, özgürlüğü ve demokrasisi için bedenlerini açlığa yatırdığını belirten Züleyha, "Leyla Güven kendisine yönelik hukuka, aykırılıklara değil tecridin bitmesi için bu direnişi başlattı. Çünkü İmralı’daki tecrit kalkmadığı müddetçe bu ülkede barışın koşulları ve kanallarının açılması mümkün değil" dedi. Barış olmadığı yerde demokrasinin de mümkün olmayacağını söyleyen Züleyha, "Çünkü her şey savaş politikaları ile yürütülmeye ve savaş dışındaki her gündemin önü kapatılmaya çalışılıyor. Bugün Türkiye'de çok ciddi bir ekonomik kriz var. İnsanlar özgürlüklerinden yoksun. İnsanlar günlük yaşamlarında iktidarı eleştirmekten korkuyorlar. Çünkü çok fazla baskı ortamı var. İktidar da sürekli olarak savaş politikalarını gündem yaparak domatesin, patlıcanın fiyatını soranları 'merminin fiyatından haberiniz var mı' diyerek susturmaya çalışıyor" diye konuştu.
‘Tecrit aynı zamanda evlerimizde, sokaklarımızda ve işyerlerimizde’
"Aslında Türkiye'nin tümün de bir tecrit politikası yürütülüyor" diyen Züleyha, tecridin sadece cezaevinde, dört duvar arasında olmak anlamına gelmediğini vurguladı. Züleyha, "Tecrit aynı zamanda evlerimizde, sokaklarımızda ve işyerlerimizde. Tecrit düşündüğümüzü söyleyememek, tüm özgürlüklerimizin elimizden alınması ve anti demokratik seçimlerin kendisi demektir. İnsanların seçimde attığı oyun gerçekten sayılıp sayılmayacağını bilemiyor olmasıdır. Aynı zamanda halkın iradesine atanan kayyımlardır tecrit. Aslında bir bütün baktığımızda ülkenin de bir tecrit altında olduğunu görebiliyoruz" ifadelerini kullandı.
'İktidarın getirdiği nokta bu'
Ortadoğu'daki bütün savaş politikalarının ve Türkiye'deki militarist politikaların sonucu olarak sermayeye sermaye kazandıran bir iktidarın halkı getirmiş olduğu noktanın bu olduğunu belirten Züleyha, "Tüm bunlara karşı arkadaşlarımız diyor ki, bu ülke de barış ve özgürlükler olsun. Eşitliğin, adaletin, demokrasinin, kadın özgürlüğünün kanalları açılsın. Bu talepleri herkesi ilgilendiren taleplerdir. Bundan dolayı herkesin açlık grevindeki arkadaşlarımızın sesine ses olması gerekiyor" dedi.
'Tecrit bir hukuk skandalıdır'
Hukuksal olarak bakıldığında da tecridin kabul edilemeyeceğinin altını çizen Züleyha, şöyle dedi: "Bunların tümünün siyasi yönünü bıraksanız bile hukuki açıdan bir insanın bu kadar uzun süredir tecrit altında bırakılması, ailesi ve avukatları ile görüştürülmemesinin hiçbir yasal dayanağı yok. Uluslararası sözleşmeler açısından da kabul edilir bir dayanağı yok. Kendilerinin vermiş olduğu kararların da hiçbir yasal dayanağının olmadığını bildikleri için çok uzun bir süre 'koster bozuk' ya da 'yol engelli' diyerek görüşmeleri engellediler. Yasalara uymadıklarını onlar da biliyor. Tecrit bir insanlık suçudur. Bir insanın yıllar boyunca tecrit altında bırakılması uluslararası hukuk ve Türkiye hukuku açısından da insanlık suçu sayılan işkence yöntemidir. Bu konu hakkında çok mahkeme kararı var. Bu açıdan da baktığımızda avukatı ve ailesi ile görüştürülmüyor olması bir hukuk skandalıdır."
'Bir an önce hukuk işletilmeli'
Tecridin ağırlaştırılmasına karşın iktidarın sessizliğini sürdürdüğünü ve yokmuş gibi davrandığını ifade eden Züleyha, "Evet, HDP 'ye sürekli saldırıyor ama açlık grevleri sanki bu ülkede olmuyormuş gibi ve TBMM'nin bir üyesi olan Hakkari milletvekilimiz Leyla Güven bu açlık grevinde değilmiş gibi davranıyor. İktidar tecrit direnişine karşı görmeme ve duymamayı oynuyor. Ama şunu çok iyi bilmeliler ki görmezlikten ve duymazlıktan gelerek bir yere varamayacaklardır. Bu ülkede insanlar, adalet ve özgürlük talep ediyorlarsa ve özellikle barış talep ediyorlarsa hükümet bu sese kulak vermek zorundadır. Bu ülkenin geleceğinin çıkarı bu taleplerden geçiyor. İktidarın bir an önce bu durumdan vazgeçip, bu ülkenin ihtiyacı olan barışı tesis etmesi gerekiyor. Bir an önce hukuk kuralları işletilmeli ve görüşmelerin önünü derhal açılmalıdır" dedi.