İstanbul Kadın Meclisleri: Öldürülmediğimiz şehirler istiyoruz
- 16:15 8 Mart 2019
- Güncel
İSTANBUL - İstanbul Kadın Meclisleri, "Tüm şehirlerde hayatı istiyoruz. Bu şehirlerde yaşayanların diğer yarısı gibi öldürülmediğimiz şehirler istiyoruz” dedi.
İstanbul Kadın Meclisleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Kadıköy’de bulunan Khalkedon Meydan’ında “Öldürülmediğimiz şehirler istiyoruz” sloganıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda kadının ve yaşamını yitiren kadınların ailelerin katıldığı açıklamada “Özgürce yaşayabildiğimiz çalışabildiğimiz, geçinebileceğimiz ve yönetebileceğimiz şehirler yaratacağız” pankartı açıldı.
‘Vicdanınız yok mu?’
Açıklama da konuşan Ankara’da katledilen Şule Çet’in babası İsmail Çet, “8 Mart Dünya kadınlarının gününü kutluyorum. Kızım Ankara’da bir plazanın 20'nci katından atılarak erkek cinayetine kurban gitti. Devlet yetkilerine buradan bir kez daha sesleniyorum. Kadın cinayetlerini durdurun” dedi. Daha sonra konuşan katledilen kadınlardan Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım da, “Savcılık kızımın dosyası kovuşturmaya yer yoktur diyerek kapattı. Kızımın ölümüne intihar süsü vermek istediler. Buradan kızımın dosyasını kapatanlara sesleniyorum, kızımın dosyasını incelediniz mi? Dosyada bu kadar eksiklikler varken nasıl olur da kovuşturmaya yer yok dediniz. Vicdanınız yok mu?” diye sordu.
Hüsniye, kadın meclisleri başta olmak üzere kadınların ortak mücadelesiyle dosyanın tekrar açıldığını hatırlatarak, “Adalet istiyorum. Aysun'lar ölmeden gerekenleri bu sefer yapın” dedi.
‘Kadınların mücadelesi devam edecek’
Hüsniye’nin ardından İstanbul Kadın Meclisi Koordinasyon üyesi Dilber Sünetçioğlu, basın metnini okudu. Kadınların katliamlarla, fiziksel, ekonomik, psikolojik ve cinsel şiddetle karşı karşıya olduğunu söyleyen Dilber, kadın haklarına yönelik saldırılara karşı kadınların mücadeleye devam edeceğini belirtti.
‘2018’de 440 kadın katledildi’
2018 yılında 440, 2019 yılının Ocak ayında 43, Şubat ayında ise 31 kadının katledildiğini hatırlatan Dilber, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Kadınlar her gün hayattan koparıldı. Bu gerçekler an be an ortadadır, üzeri örtülemeyecek. Tıpkı bir plazanın 20. katından ‘düştü’ denilerek cinayeti intihar diye saklamaya çalıştıkları Şule Çet gibi. Benzer bir şekilde hayatını kaybeden, dosyası alelacele kapatılan Aysun Yıldırım gibi. Çocukları korumayanların Rabia Naz’ın ölümünün üzerini kapatmaya çalıştığı gibi. Kadınlar yararına tek bir adım atılmadığı gibi mücadeleyle kazandığımız haklarımıza saldırıyorlar. ‘Yuva yıkan yasa’ diye hedef aldıkları 6284, kadınların yaşam şifresidir. Türkiye’nin imzacısı olduğu ama gereklerini yerine getirmediği İstanbul Sözleşmesi kadınlar için hayatidir. Bu sözleşmenin kadınların yaşaması için getirdiği koşullar gibi, tüm şehirlerde hayatı istiyoruz. Başka Özgecanlar, başka Şuleler, başka Didemler olmasın. Bu şehirlerde yaşayanların diğer yarısı gibi öldürülmediğimiz şehirler istiyoruz.”
‘Kadınlar ucu iş gücü olarak çalıştırılıyor’
Ekonomik krizin giderek derinleştiği bir süreçten geçildiğini de dile getiren Dilber, “İŞKUR önündeki sıraların, stadyumları dolduran binlerce işsizin; diğer yandan çarşıları dolaşıp artan pahalılığa ve zamlara karşı ucuza yiyecek almaya çalışan milyonların yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadın işsizliği yüzde 14,7. TÜİK daha en başında milyonlarca kadını ‘ev işleriyle meşgul’ diyerek iş gücüne bile dahil etmiyor, en büyük ekonomik şiddeti devlet uyguluyor. Çalışma hayatına katılmış kadınlar ise evden çıkış sürecinin zorlukları yanında iş yerlerinde mobbing ile taciz ile karşı karşıya. Ekonomik krizde kadınlar daha ucuz iş gücüyle çalıştırılıyor” ifadelerini kullandı.
‘Her zaman alanlarda olacağız’
Kadınların erkek zihniyetinden dolayı siyaset alanında da rolünü kısıtlanmaya çalışıldığını söyleyen Dilber, “Kadın üzerindeki tüm baskılara ve cinayetlere rağmen her zaman alanlarda olacağız. Öldürülmediğimiz, özgürce yaşadığımız, çalışabildiğimiz, geçinebildiğimiz ve yönetebildiğimiz şehirleri yaratacağız” dedi.
Açıklama saat 19.30’da Taksim’de gerçekleşecek olan Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılım çağrısıyla sona erdi.