Tutsaklardan çağrı: Sosyal medyada değil alanlarda sesimizi yükseltin

  • 09:37 6 Mart 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı başlatılan açlık grevi eylemleri, 1 Mart gününden itibaren tüm Türkiye ve bölge cezaevlerine yayıldı. Diyarbakır D Tipi ve Karabük T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsaklar çağrıda bulunarak, “Bu direnişi sadece sosyal medyaya sığdırarak değil, alanlarda sesimizi yükselterek cevap olabilirsiniz” dedi.
 
Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı (DTK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tecride karşı 8 Kasım’da başlattığı açlık grevi eylemi dalga dalga yayılırken, 1 Mart tarihi itibariyle de tüm cezaevlerinde başladı. 16 Aralık, 5 Ocak ve ardı sıra tarihlerde 5’er 6’şar kişilik başlatılan eylemler karşısında HDP İl binasında da süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ’ın da aralarında bulunduğu 5 kişinin gözaltına alınmasıyla sürüyor. Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde 16 Aralık tarihinde tutsaklardan Sercan Gümüş, Rıdvan Kaya, Nimetullah Cinkılıç, Hayati Üzmen, Cüneyt Aslan’ın başladığı eyleme 1 Mart’ta 100’ü aşkın tutsak dahil oldu.
 
Görüşe giden tutsak yakınları yaptıkları görüş sırasında açlık grevi eylemcilerinin, talepleri karşılanıncaya dek eylemlerinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizdiklerini kaydetti. 
 
Tutsakların açlık grevlerine ilişkin dile getirdikleri şu şekilde:
 
 “Bizler Leyla Güven’in öncülüğünü yaptığı ve ardından dalga dalga yayılan eylemlere karşı sessiz kalamazdık. Arkadaşlarımız her gün gözlerimizin önünde erirken ve en haklı talepleri kabul görmezken sadece oturup bekleyemezdik. Bugün 100’ü aşkın arkadaşla birlikte eylemdeyiz ve bu eylem Önder Apo üzerindeki tecrit son bulmaya kadar devam edecektir. Önder Apo şahsında toplumun tümüne tecrit uygulanmaktadır. Bugün sessizce yerinde oturup izlemekle yetinenler yarın yaşanacaklara ortak olacaktır. Bu insani bir eylemdir ve bu eyleme demokrat, insan hakları savunucuları, barış isteyenler, özgürlük isteyenler, akademisyenler, avukatlar destek olmalıdır. Demokrasiden yana olduğunu ve bu eylem talebinin kabul edilmesini sadece televizyon izleyerek, telefondan yapılan paylaşımlarla cevap olamazsınız. Eğer cevap olunacaksa alanlarda sesimizi yükseltmeleri gerekiyor.
 
‘Bizler aydınlık yarınlar için direniyoruz’
 
Bıçak kemiğe dayanmadığı sürece birçok kişi yerinden kıpırdamıyor. Artık bıçak kemikte… Onlarca Kürt evladı şuan bedenini açlığa yatırmış ve tüm toplum üzerindeki tecridin kaldırılmasını talep ediyor. Yeni neslin geleceği için bedenini ölüme yatıran bizlerle ya bugün direnir ya da sessizliğinizle kalıp yarın evlatlarınızın yüzüne bakamayacak halde kalırsınız. Biz kimsenin bu şekilde bir yaşamı yaşamasını istemiyoruz. Her aile, her insanım diyen ve barış isteyen her birey bulunduğu yerde direnişi yükseltmek için elini taşın altına koymalıdır. Biz kimseden ölüme bedenini yatırmasını istemiyoruz. Tek isteğimiz demokratik eylemselliklerle devletin baskısına karşı direnişe sahip çıkmasıdır.”
 
Karabük
 
Karabük T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 5 Ocak tarihinde açlık grevine başlayan Ali Haydar Elyakut, Seyfettin Kurt ve Murat Kozat eylemlerinin 60’ıncı gününe girdi. 3 tutsağın yanı sıra Karabük T Tipi Cezaevi’nde de 100’ü aşkın tutsak 1 Mart’ta açlık grevine dahil oldu. 5 Ocak’ta açlık grevine başlayan 3 tutsağın yaklaşık 9-10 kilo kaybettiği, bitkin oldukları, tansiyonlarında düzensizlik ve mide krampları yaşadıkları kaydedildi. Tutsaklarla görüşen yakınları, morallerinin tüm olumsuzluklara rağmen yüksek olduğunu ve eylemlerinden vazgeçmeyecekleri mesajının kendilerine iletildiğini belirtti.
 
‘Aydınlık geleceği hep birlikte yaratalım’
 
Karabük’teki tutsakların ilettiği mesaj ise şöyle: “Açlık grevi eylemimiz 2’nci ayını geride bırakırken yüzü aşkın tutsak arkadaşımızda bu direnişe ses oldu. Direnişimiz tecrit kalkana dek devam edecek. Eğer bu tecridi sadece Önder Apo şahsında ele alan varsa yanılıyor. Bu tecrit tüm Türkiye halkları ve Kürdistan halkları üzerinde yürütülüyor. 8 Mart ve 21 Mart tarihleri yaklaşırken direnişin öncülüğünü yapan Sayın Leyla Güven’e yürek dolusu mücadele dayanışması yolluyoruz. Biz halkımıza şu çağrıda bulunuyoruz; Bugün bu mücadele tüm insanlığın kapısını çalmaktadır. Gelin direnişe dahil olun ve sessizliği bozun. Tehditlerle, baskıyla, gözaltıyla sizleri bastırmak isteyen zihniyete karşı evlatlarınıza sahip çıkın. Eylemsellikleri sadece sosyal medyaya sığdıran anlayıştan sıyrılıp bir an önce harekete geçilmelidir. Aydınlık geleceği hep birlikte yaratalım.”