
Açlık grevindeki Azime, Şehrivan ve Rahşan: Son muhteşem olacak
- 09:16 6 Mart 2019
- Güncel
İZMİR - İmralı tecridinin kaldırılması talebiyle Şakran Cezaevi'nde süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olan Azime Işık, Şehrivan Çoban ve Rahşan Aydın, mektup aracılığıyla halka mesaj göndererek, "Ne olursa olsun son muhteşem olacak" dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi tüm cezaevlerine yayılırken, Şakran 1 Nolu Kapalı Kadın Cezaevi'ndeki Rahşan Aydın 26 Aralık 2018, Azime Işın ve Şehrivan Çoban da 15 Şubat’tan bu yana açlık grevinde. Cezaevinden bir mektup gönderen 3 kadın, mesajlarında Sakine Cansız’ın Diyarbakır Cezaevi'ndeki duruşunun kadınların direniş geleneği olduğunu kaydetti.
Azime Işın: Bu direniş soykırıma karşı başkaldırıdır
Direnişin kendileri için büyük bir anlam ifade ettiğini ve morallerinin çok yüksel olduğunu belirten Azime Işın, şöyle dedi: "Yaşam olacaksa özgür olmalıdır. Yaşamın anlamlı oluşu, özgür olmasını gerektirir. Onu anlamlı ve özgür kılan da onurla filizlenmiş olmasıdır. Bu direnişle yeniden bir tarih yazılmış ve kanıtlanmış oldu. Dörtlerin ve Kemal Pir yoldaşların, Semaların, Halil Oralların direniş ruhu bir kez daha, yaşamın olacaksa özgür olacağı şiarıyla hayat bulmuş ve bu ruhla direnişin yankısını dünyaya duyurmuştur. Biliyorsunuz ki yüzyıllardır bu coğrafyada ahlaki ve insani olan ne varsa ya çalındı ya talan edildi ya da soykırımla karşı karşıya getirildi. Bu nedenle güneşimiz bunu 'Soykırım kıskacındaki Kürtler' olarak tanımladı. Bu direniş bu soykırıma karşı da bir başkaldırıdır. Bu direnişin temel talebi ve bizim de talebimiz olan sadece tecridin kaldırılması değil güneşimizin özgürlük olanaklarının sağlanmasıdır. Leyla Güven'in de belirttiği gibi tecrit bir utançtır. Bu utancın derhal kaldırılması gerekir. Bu da direnişle olur."
'Teslimiyete karşı da bir cevaptır'
"Bu direniş aynı zamanda 'teslim alınmaya' karşı da bir cevaptır" diyen Azime, "Güneşimizin fikirleri Ortadoğu barışı hatta dünya barışı için de acil bir taleptir. Demokrasinin gerçek anlamını bulması bu tecridin kaldırılmasıyla sonuç bulacaktır. Bu nedenle ne olursa olsun zaferle sonuçlanana kadar talebimizde ısrar devam edeceğiz. İnsan olmak fiziki bir devamlılık değildir yalnızca aynı zamanda manevi değerlerle anlamını bulan bir yaşamı gerektirir. İnsan olmak, vicdanlı olmak ve özgür olmaktır. Şimdi bunlar tecrit altındadır. Bunlar olmadığı sürece fiziki bir yaşamın ölü bir yaşamdan farkı olmayacağı bilinmelidir. Kürt halkı üzerinde uygulanmak istenen ölü yaşamdır, bir jenosidedir. Böyle bir politika devreye konulmuştur. Bu politikanın teşhir edilmesi ve boşa düşürülmesi gerekir. 2015 ve 2016 sürecinde bu jenosidin nasıl devreye sokulduğunu en somut haliyle gördük ve yaşadık. Bu yüzden bu direniş aynı zamana da inkâr ve imha siyasetine karşı da topyekun bir özgürlük adımıdır ve savunmasıdır. Bu nedenle bu direniş 14 Temmuz ruhunu, Malum Doğan yoldaşın, Çiyager yoldaşın şiarıyla 'Son muhteşem olacaktır' ve Viyan yoldaşın 'Ateşle dansıyla' olduğu gibi anlamlı bir zafere erişecektir. Bu zaferde kölelik zinciri yerle yeksan edilmeli” ifadelerini kullandı.
Rahşan Aydın: Kadınlar direnişte öncülük üstlenmiştir
Zindanların her dönem kendi direniş geleneğini yarattığını ve önemli roller üstlendiğini belirten Rahşan Aydın da, şunları dile getirdi: "14 Temmuz direnişi PKK tarihimizin çizgisi olmuştur. Bu direniş tarihimizde kadınlar da her zaman rollerini oynamış, öncülük üstlenmiştir. Amed zindan direnişinde Sakine heval öncülük etmiş direnişte destan yaratmıştır. Devamında Sema, Rotinda ve 'Güneşimizi karartamazsınız' eylemleri, direnişçileri peş peşe tarih sahnesine çıkmış devrimci direnişçi kadın geleneğini sürdürmüştür. 2012 eylemi ve yarım da kalmış olsa 2016 eylemlerinde kadınlar öncülükten geri kalmamışlar. Bu eylem artık özgürlüksüz bir yaşamın yaşam olmadığını 'ya özgür yaşam ya hiç' şiarının haykırışlarıdır. Yanı sıra yapamadıklarımızın, eksik bıraktıklarımızın özeleştirisidir. Yetersiz yoldaşlığın özeleştirisidir."
'Kürt halkı her zaman direnişe sahip çıktığını kanıtladı'
20 yıldır cezaevinde olduğunu ifade eden Rahşan, "Bir kadın olarak özgürlük yürüyüşüne ne kattım, zindanda bir kadın duruşunu çizgisini geliştirmede nasıl bir rol oynadım" diye kendini sorguladığını aktardı. Rahşan, devamında "Tecridin 20 yıldır sürmesi bizim eksikliklerimizden dolayıdır. Bu eylem hem yetersizliklerimin özeleştirisi hem de önderlikle arkadaşlarıma sözümdür. 'Sonu ne olursa olsun muhteşem olacak' demişti Çiyager. Bu eylemin sonucunun muhteşem olacağına inanıyorum ki bugün eylemde olan her yoldaş sonu muhteşem olacak diyenlerin geleneğinden beslenmiş yoldaşlar. Ben de bunun bir parçası olmanın gururunu onurunu taşıyorum. Zindanlar olarak geç bile kaldık… Halkımız da bizden böyle bir duruş bekliyordu. Buna sahip çıkacaklarına gereken anlamı vereceklerine inanıyorum ki Kürt halkı bugüne kadar hem kendi direnişinde hem de direnişçilerine sahip çıkmasıyla bunu kanıtladı. Bize düşen de tüm özgürlük yürüyüşlerine layık olmaktır” diye belirtti.
Şehrivan Çoban: Bu direniş onur semahıdır
1983 Mersin doğumlu olan ve aslen Bitlis Koçerlerinden olan Şevrivan Çoban ise, 2015 yılında Van'da gözaltına alınarak tutuklandı. 8 yıl 9 ay ceza verilen Şehrivan, açlık grevine katılışına ilişkin şunları kaydetti: "15 Şubat bildiğiniz gibi uluslararası komplonun gerçekleştiği gündür. Ben de 15 Şubat komplosuna bir cevap olmak adına 15 Şubat'ta süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladım. Bu direniş bir onur semahıdır. Özgürlük ateşiyle dönmek ve özgürleşmek gerekir. Bu temelde tüm halkımızı ve direnişte olan herkesi selamlıyor ve saygılarımı sunuyorum”.”