Ayşe Acar Başaran: Tecrit kalkmazsa açlık grevleri yayılacak

  • 17:56 5 Mart 2019
  • Güncel
ANKARA - Cezaevlerinde açlık grevini sürdüren tutsakların durumunu aktaran HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, tecridin kaldırılmaması halinde açlık grevlerinin yayılacağını ve geri dönülmez hasarlar oluşacağını vurguladı. 
 
Hakların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü Ayşe Acar Başaran,   PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı 118 gündür açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ile aynı taleple cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine ilişkin açıklama yaptı. Ayşe tarafından yazılı olarak yapılan açıklamada, açlık grevindeki tutsakların karşılaştıkları hak ihlalleri ve yaşadıkları sağlık sorunlarına dikkat çekildi. 
 
'Hukuk dışı muameleler devam ediyor'
 
Cezaevinde devam eden insanlık ve hukuk dışı uygulamaların artarak devam ettiğine dikkat çeken Ayşe yaptığı yazılı açıklamada, Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde, 16 Aralık 2018 tarihinden beri açlık grevinde bulunan Cihan Tamur ve Şahin Öncü’nün durumunun kötüye gittiğini aktardı.  Ayşe, Şahin Öncü'de yüksek ateşin başladığını, dişlerinde şiddetli ağrı ve sızının oluştuğu, mide kasılmaları ve bulantıları yaşadığı, gözlerinin kanlandığını ifade etti. Ayşe, "Şahin Öncü’nün yaşadığı bu semptomların diğer açlık grevcilerinde de görüldüğü tespit edilmiştir. Açlık grevcilerinin tutulduğu alanın tıbbı değerlendirmeye ve mevcut sağlık koşullarına uygun olmadığı anlaşılmaktadır" diye belirtti.
 
'Karbonat ve B vitamini verilmiyor
 
Tokat Cezaevi’nde açlık grevindeki tutsaklara karbonatın verilmediğini, disiplin soruşturmalarının başlatıldığını ve faaliyetlerden uzaklaştırma cezasının verildiğini aktaran Ayşe, "Koğuşlarda yapılan keyfi aramalarda tutsakların temizlik malzemelerine el konulduğu, açlık grevcisi Zeki Temel’in grev sonrası idrar yolları enfeksiyonu yaşadığı birebir yapılan görüşmelerde tespit edilmiştir. Osmaniye Cezaevi’nde 5 Ocak tarihinde açlık grevine başlayan Zınar Demir’e B vitamini ve Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 26 Aralık 2018 tarihinde açlık grevine başlayan tutuklulara da karbonat, meyve suyu, B vitamini verilmemektedir. Tutukluların bu ürünleri kantinden ve revirden temin etmelerine de engeller konulmaktadır" ifadelerine yer verdi. 
 
'Keyfi disiplin soruşturmaları, keyfi cezalar'
 
Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 12 Şubat 2019 tarihinde koğuşlarda bulunan tüm radyoların idare tarafından toplatıldığını aktaran Ayşe, "Açlık grevindeki tutsaklara, disiplin soruşturmalarının açılmasının yanı sıra, sohbet ve etkinliklere katılma hakları da engellenmektedir. Bir tutsağa 2 kere 45 gün etkinliklerden uzaklaştırma cezası verilmiştir. Ayrıca tutsaklara gönderilen ve kendilerinin gönderdiği mektuplar iletilmemektedir. Açlık grevcisi İsmet Akın’ın açık yarasındaki akıntının arttığı, önemli derecede hafıza kaybı problemi yaşadığı, gözlerde aşırı kararma, uyuyamama, ani ve şiddetli baş ağrıları, ses ve koku hassasiyetinin artması gibi belirgin ve ciddi sağlık problemleri yaşadığı öğrenilmiştir" diye kaydetti. Bayburt Cezaevi’nde, 5 Ocak tarihi itibariyle açlık grevinde olan tutsaklara, B1 ve B12 kompleks vitamin verilmediğini belirten Ayşe, tutsakların belli bir süre tekli hücrelerde tutulduklarını aktardı.
 
Radyo ve gazetelere ulaşım yok
 
Kayseri Kadın Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde bulunan kadın tutsaklara disiplin soruşturması açıldığını belirten Ayşe açıklamasında, tutsakların abone oldukları kimi gazete gibi yayınların da kendilerine verilmediğini, depoda tutulan tutsaklara ait radyoların da gerekçesiz olarak verilmediği vurguladı.  
 
'Sincan’da kirli su risk yaratıyor'
 
Ayşe, Ankara Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’nde 26 Aralık 2018 tarihinden bu yana açlık grevinde olan 3 tutsağın, kilo kaybı, baş ağrısı, halsizlik, mide krampları, sese hassasiyet gibi sağlık problemleri yaşandığını aktardı. Ayşe, "Açlık grevcisi tutsakların, Tabip Odası doktorlarının önerdiği kan ve idrar tahlillerinin yapılması amacıyla cezaevi idaresine yazdıkları dilekçelere ilişkin henüz bir adım atılmamıştır. Ankara Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi’nde 2018 yılının haziran ayından bu yana, koğuşlara günlük 30 litre sıcak su, 120 litre soğuk su kotası getirilmiştir. Cezaevinin eskiyen su tesisatı nedeniyle tutsakların tarif ettiği üzere su, kahverengi-kızıl renkli, yağlı, beklediğinde dibine kum biriken, yoğun pas kokulu ve kirlidir. Kota uygulaması nedeniyle sınırlı verilen suyun akıtılarak temizlenmesi de mümkün olamadığından, kişisel temizlik, banyo, genel koğuş temizliği ve çamaşır yıkamak, bu kirli ve sağlığa zararlı su ile gerçekleştirilmektedir. Açlık grevini sürdüren tutsaklar, kirli su nedeniyle ortaya çıkan sağlık sorunlarını yaşamaktadır. Bu cezaevinde, daha önceki yıllarda, toplu yaşamayla bulaşan uyuz ve kirli içme suları ve pis yiyeceklerle bulaşan mikrobik ve bulaşıcı bir hastalık olan tifo yaşanmıştır" ifadelerini kullandı.
 
'Vahim tablo ülkeyi iktidar tarafından görülmeli'
 
Ayşe açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Mevcut tablo, İmralı Ada Cezaevi’nde tutulan Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecridin kaldırılmaması halinde açlık grevlerinin yayılacağını ve geri dönülemez hasarların oluşacağını göstermektedir. Karşı karşıya olunan bu vahim tablo ülkeyi yöneten makamlar tarafından derhal görülmez ise, bir arada yaşama olan inancın ve kalıcı barışa dair umutların zarar görmesi kaçınılmazdır."