HDP'li vekil Dersim Dağ ve beraberindeki 5 kişi açlık grevine başladı

  • 14:28 3 Mart 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - HDP'li Dersim Dağ ve beraberindeki 5 kişi, İmralı tecridine karşı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başladı. Dersim, açlık grevindeki Leyla Güven ve tutsakları selamlayarak, "Tecrit kalkmadıkça direnişler büyüyecektir" dedi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için 116 gündür açlık grevi eyleminde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine destek amacıyla Diyarbakır'da bir grup tarafından süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi başlatıldı. HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, HDP üyeleri Salih Cansever, İsmet Yıldız, Sevican Yaşar, Salih Tekin ve Bilal Özgezer'den oluşan grup HDP Diyarbakır İl binasında bulunan Vedat Aydın Konferans Salonu'nda başladıkları süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemlerine ilişkin açıklama yaptı. 
 
Açıklamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, HDP milletvekilleri Semra Güzel, Remziye Tosun, Saliha Aydeniz, Musa Farisoğulları, Selçuk Mızraklı ve Musa Piroğlu ile çok sayıda yurttaş katıldı. 
 
'Kürt sorunu çözülmeden sorunlar çözülmeyecek'
 
Açlık grevi eyleminin 116'ıncı gününde olan Leyla Güven'i ve cezaevlerindeki açlık grevi eylemcilerini selamlayarak konuşmasına başlayan DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan, Abdullah Öcalan üzerinden geliştirilmek istenen bu tecridin ülkeyi kaosa soktuğunu söyledi. Bu nedenle çok sayıda arkadaşlarının açlık grevinde olduğunu belirten Mehmet, "Leyla Güven şahsında dünyanın her yerinde grevler devam ediyor. 20 yıldan beri Sayın Öcalan üzerinde insanlık dışı tecrit sürüyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit Türkiye'deki demokratik çözüm çabalarını rafa kaldırmıştır. Bundan kaynaklı Leyla Güven 116 günden beri, DBP Eş Genel Başkanımız Sebahat Tuncel ve Selma Irmak 47 günden beri, Hewlêr'den Strasburg'a dünyanın bir çok yerinde Kürtler Türkiye'nin kendi yasalarını uygulaması için canlarını ölüme yatırmış. Tecridin ortadan kalkması için mücadele etmektedir. Kürt sorunu çözülmeden sorunların çözülmediğini görmekteyiz. Kürtleri Sayın Öcalan üzerinden tecrit ederek, hizaya getirmeye çalışmak ve tüm kirli politikalar bizim açımızdan sonuç vermeyeceği kesindir" diye konuştu. 
 
'Kürtlerin sabrını zorlamalari kabul edilemez'
 
Tecridin sadece Kürtler ve Abdullah Öcalan üzerinde sınırlı kalmayacağını dost düşman herkesin bilmesi gerektiğini söyleyen Mehmet, "Kürtleri düşman görerek, Türkiye sorunları çözülemez. Kürtleri katlederek, siyasi iradelerini ret ederek bu topraklara barış, demokrasi, özgürlük gelmez. Bundan kaynaklı, bugün Kürt siyasetçileri, temsilcileri, Hewlêr'den dünyanın dört bir yanında Türkiye'nin yasalarına uyması için canlarını ölüme yatırmışlardır. AKP-MHP ortaklığının açlık grevlerini görmezden gelerek, tecrit politikasını zamana yayarak Kürtlerin sabrını zorlaması kabul edilemez. Kürt siyasetçileri, temsilcilerinin talepleri, Sayın Öcalan'a ayrıcalıklı bir uygulama talebi değildir. Türkiye'nin yasalarının uygulanması talebidir" diye kaydetti. 
 
"Devlet nasıl olur da kendi yasalarına uymaz" diye soran Mehmet, "Bundan kaynaklı Kürtlerin demokratik taleplerini, yasal taleplerini bir an evvel yerine getirmelidir. Aksi takdirde açlık grevleri adım adım her tarafa yayılıyor. Burada 6 arkadaşımız, Leyla Güven ve cezaevlerine destek vermek için bedenlerini ölüme yatıracaklar" diye ekledi. 
 
'Leyla'ya ses olmalıyız'
 
Mehmet, şöyle devam etti: "Kürtlerin ölmesini bekleyen bir zihniyetten, siyasi anlayıştan beklentimiz çok fazla yok. Demokratlara yurtseverlere çağrımız; Kürtlerin acından ölmesini beklerken, demokrasinin gelmesini beklemesinler. Kürtlerle ortak yaşam alanımız kalmaz. Bilmeleri gerekiyor. Taleplerin bir an önce yerine getirilmesi, Sayın Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması gerekiyor. Aksi taktirde eylemler adım adım yayılacaktır. Talebimiz Türkiye'ye demokrasi ve barışın gelmesi için, sorunların demokratik yollarla çözülmesidir. Aksi yaklaşımlar Türkiye'nin iç barışına zarar verir. Halkımıza çağrımız; Kürt halkı ve dostları, Türkiye'de demokrasi ve barıştan yana olan halkların tecride karşı seslerini yükseltmesi gerekiyor. Bizler bir canımızı bile toprağa vermek istemiyoruz. Açlık grevine giren arkadaşlarımız üzerine sorumluluk bırakmamamız gerekiyor. Türkiye'nin tüm demokrat, barıştan ve özgürlüklerden yana olan kesimleri, AKP'nin insanlık dışı tecridine karşı sesini yükseltmelidir. Leyla Güven'in sesine ses olmalıdır."
 
'Tecrit kalkmadığı sürece direnişler büyüyecektir. 
 
Açlık grevine başlayan HDP'li vekil Dersim Dağ ise, Leyla Güven ve açlık grevinde olan tutsakları  selamlayarak, "Leyla Güven şahsında bir direniş başladı. Milyonların talebi Leyla'nın direnişi öncülüğünde başladı. Gün geçtikçe yayılıyor. Her alanda karşılık buluyor. 'Leyla Güven'in talepleri talebimizdir' demek için süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlıyoruz. Direniş bizim tarihimizdir. Başta Sayın Öcalan, kadınlar, gençler üzerindeki tecrit kalkmadığı sürece bu direniş büyüyecektir. Son ne olursa olsun bu direniş amacına ulaşacaktır ve son muhteşem olacaktır. Yaşasın Leyla Güven'in direnişi, yaşasın zindan direnişi, yaşasın direniş" diye ifade etti.  
 
Açıklamanın ardından Dersim ve beraberindeki 5 kişi açlık grevi eylemine başladı. Açlık grevi direnişçilerini daha sonra açıklamaya katılan kitle tek tek selamlayarak başarılar diledi.