
İTO: Hocalarımızla gurur duyuyoruz
- 15:36 26 Şubat 2019
- Güncel
İSTANBUL - Haklarında dava açılan akademisyenlere destek vermek amacıyla açıklama yapan İTO, “Ömürlerini demokrasi, barış, özgürlük, eşitlik, toplum sağlığı ve iyi hekimlik mücadelesi ile geçiren; hekimlerin haklarının korunması ve halkın sağlık hakkına erişimindeki engellerin kaldırılması mücadelesinde sorumluluk alan hocalarımızla gurur duyuyoruz” dedi.
İstanbul Tabip Odası (İTO) "Bu suça ortak olmayacağız" barış bildirisine imza attıkları için haklarında dava açılan akademisyenlere destek vermek amacıyla “Hekimler her zaman yaşamı savunmalıdır” şiarıyla Cağaloğlu'nda bulunan binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın toplantısına İTO üyeleri ve barış akademisyeni olan hekimler katıldı. Açıklamayı yönetim kurulu adına İTO Başkanı Dr. Pınar Saip okudu.
Açıklama öncesi konuşan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Osman Küçükosmanoğlu, seçim dönemlerinden biraz daha yumuşak bir ortam beklerken sürecin mahkemeler eliyle kutuplaşma ve bir meydan okumaya dönüştüğünü söyledi. Osman, “Mahkemelerin verdiği benzer cezaların daha uzun sürelerle verilmesi, daha önce yargılanıp beraat etmiş olan ‘Gezi sanıkları’nın hakkında ağırlaştırılmış müebbete varan cezaların istenmesi bir hukuk garabetidir. Biz buna hem dikkat çekmek istiyoruz hem de bu arkadaşlarımızla dayanışmayı ve bu konudaki kararlılığımızı bıkmadan usanmadan devam ettireceğimizi bildirmek amacıyla bir aradayız” diye belirtti.
‘Akademisyenler yalnız değildir’
Açıklamayı okuyan Pınar, sözlerini barıştan yana kuran, ülkede barış ortamı talep eden akademisyenlere karşı açılan davaların devam ettiğini belirterek, Prof. Dr. Taner Gören, Prof. Dr. Huri Özdoğan ve Doç. Dr. Haydar Durak’a açılan davaların sonuçlandığını ve kendilerine ceza verildiğini kaydetti. Pınar, “Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey üyeliğini 2016-2018, İstanbul Tabip Odası Başkanlığını 2010-2014 döneminde yapan ve halen TTB Onur Kurulu üyesi Prof. Dr. Taner Gören’e 16.1.2019 tarihinde, 36. Ağır Ceza Mahkemesi 15 ay, 2002-2006 Yönetim Kurulu üyemiz Prof. Dr. Huri Özdoğan’a 7.2.2019 tarihinde 37. Ağır Ceza Mahkemesi 15 ay, 2016-2018 dönemi Yönetim Kurulu üyemiz Doç. Dr. Haydar Durak’a ise aynı “suçtan’’ 21. 2. 2019 tarihinde 33. Ağır Ceza Mahkemesi 27 ay ceza vermiştir. Şu ana kadar tüm yargılanan, ceza alan meslektaşlarımıza ve diğer mesleklerden akademisyenlere hak etmedikleri bu hukuksuzluk karşısında yalnız olmadıklarını ve dayanışma içinde olduğumuzu bildiriyoruz” ifadelerini kullandı.
‘640 akademisyen Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanıyor’
"Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildirinin 1128 akademisyen imzası ile 10 Ocak 2016’da yayınladığını ve toplam 2212 imza ile TBMM’sine sunulduğunu hatırlatan Pınar, “Bu bildiriye imza atılmasının yargıla ve soruşturma olmaksızın ‘terör suçu’ olarak ilan edilmesinin ardından imza atan akademisyenlerin bazılarının evleri basıldı, gözaltına alındı, bazılarının kanun hükmünde kararnamelerle görevlerine son verildi, bazıları emekli olmaya zorlandı, çalıştıkları üniversitelerinde ve YÖK soruşturmaları ile çeşitli derecelerde cezalar aldı, bazıları Eylül 2017 tarihinden itibaren yargılanmakta, bazıları ise ceza aldılar. Kelimesi kelimesine aynı iddianame ile halen 640 imzacı akademisyen Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanmaktadır. Bugüne kadar 129 imzacı hakkında 1 yıl 3 ay ile 3 yıl arasında değişen cezalar verildi. İstanbul’da 18 ülke çapında 50’yi aşkın hekim yargılanmaktadır. Bugüne kadar ceza verilen hekim ve diş hekimi sayısı 9 dur. İstanbul’da yargılanan 18 meslektaşımızdan 10’nun davası devam etmektedir. Aynı suçtan farklı mahkemelerde yargılanmalarına rağmen, mahkemelerin verdiği kararlar gerekçeleri ve ceza verme saiki aynı olmuştur” dedi.
‘Görevlerini yaptıkları için ceza aldılar’
Dünya Sağlık Örgütü’nün ve Dünya Hekimler Birliği’nin barış koşullarında yaşamı sağlığın sosyal belirleyicisi olarak saptadığını belirten Pınar, meslektaşlarının hekim olarak görevlerini yaptıkları ve insanların ölmemesi için bir çağrıya imza attıkları için ağır cezalara çarptırıldıklarını söyledi. Pınar, “Ceza alan ve davası devam eden tüm meslektaşlarımız her türden silahlı gücün savaş politikalarına alet olmama, karşı durma duyarlılığıyla, çatışmasızlığı ve barışı talep etmişlerdir. Şiddeti reddeden düşüncelerini ifade etme haklarını kullanmışlardır. Bir insan ve bir hekim olarak insan hakları zemininde, hekimlik etiğine sadık kalarak özgür iradeleriyle bir tutum almışlardır. Dolayısıyla yaptıklarında insanlık yasalarının ve hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu koşullarda bir suç yoktur” diye vurguladı.
‘Hocalarımızla gurur duyuyoruz’
Açıklamada şunlar kaydedildi: “Toplumların sağlıklı olması barış ortamı kadar hukuk mekanizmasının da adaletli işlemesinden geçmektedir. İnsancıl ortamlarda yaşayabilmek, sağlıklı bir toplum olabilmek bütün demokratik kurum ve kişileri meşruiyet ihtiyacı dahi duymayan ve adaleti hiçleştiren uygulamalara karşı demokratik girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz. Bu hukuksuz yargılamalar demokratik ortamlar sağlandığında barışı savunanlar haklı çıkacaktır. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği ve başkanlığı yapmış meslektaşlarımıza bu haksızlık, hukuksuzluk ve keyfiyet karşısında dayanışma duygularımızı bildiriyoruz. Ömürlerini demokrasi, barış, özgürlük, eşitlik, toplum sağlığı ve iyi hekimlik mücadelesi ile geçiren; hekimlerin haklarının korunması ve halkın sağlık hakkına erişimindeki engellerin kaldırılması mücadelesinde sorumluluk alan hocalarımızla gurur duyduğumuzu kamuoyuyla paylaşıyoruz. “
‘Verilen ceza korku salma çabası’
Açıklama sonrası konuşan İTO eski başkanı Dr. Taner Gören, Temmuz 2015’te başlayan sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan olaylara bir akademisyen olarak kayıtsız kalamadığı için bildiriyi imzaladığını dile getirdi. Taner, “Beni kaygılandıran aldığım ceza değil; gelecek nesiller için barış, hukuk ve toplumsal düzenin ne zaman geleceğine ilişkin kaygılar taşıyorum. Bana ve arkadaşlarıma verilen ceza bizi korkutmak için değil, diğer insanlara korku salmak ve düşünce özgürlüğünü kullanamayacakları bir ortama gark etme çabası” diye konuştu.
‘Yaşamı savunmak bizim görevimiz’
Ardından söz alan İTO Yönetim Kurulu üyesi D. Haydar Durak, hekim olarak yaşamayı ve yaşatmayı öncelediklerini dile getirdi. Haydar, “Biz sadece barış istedik ve cezalandırıldık. Bu cezayı ne hak ediyoruz ne de kabul ediyoruz. Barışı savunmaya devam edeceğiz. Bu hem hekimlik hem de insanlık görevimiz” ifadelerini kullandı.
‘Meslektaşlarımız birer gurur kaynağı’
İTO Merkez Konseyi Taner Mengüç ise şöyle konuştu: “Arkadaşlarımız sadece insan olmanın gereğini yerine getirdikleri için iktidar tarafından bir suçla cezalandırıldılar. İnsanlık vicdanında bunu hiçbir zaman suç olarak değerlendirmedik ve kabul etmiyoruz. Bu süreç de tarihe bir onur olarak kaydedilecek. Bu onurlu duruşu gösteren tüm meslektaşlarıma İTO olarak tekrar teşekkür ediyorum. Bu karanlık elbet bitecek. Hocalarımızın onurlu ve cesur duruşlarıyla bitecek. Bizler de onların öğrencileri, meslektaşları olarak onlarla birlikte bu süreci sürdüreceğiz.”