‘Polisin kadını taciz ettiği yerde itibar mı var?’

  • 09:05 26 Şubat 2019
  • Güncel
İSTANBUL - AKP’nin iktidara geldiği 2002’den beri kadın haklarına karşı bir pratik içerisinde olduğunu belirten HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Merve Demirel’e yönelik polisin cinsel tacizine değinerek, “Devletin güvenlik güçlerine yönelik ‘itibarsızlaştırma hareketi” olduğu iddia ediliyor. Bir polisin bir kadını taciz ettiği yerde neyin itibarından bahsediyorsun?” diye tepki gösterdi. 
 
Geçtiğimiz günlerde Ankara Kızılay ilçesinin Sakarya Caddesi’nde üniversite öğrencisi Merve Demirel, gözaltına alındığı sırada polisin cinsel tacizine maruz kaldı. Kameraların kayıt altına aldığı taciz, tüm Türkiye tarafından görülmesine rağmen başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere, iktidar yetkilileri ve Emniyet Genel Müdürlüğü kadını değil polisi koruyan cinsiyetçi açıklamalar yaptı. 
 
Bakan Süleyman Soylu, gelen tepkiler üzerine ise en son yaptığı açıklamada "Elimizde öyle deliler var ki mahkemede görüşeceğiz" diyerek tehditlerine devam etti. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekilli Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye’de kadınların nasıl bir zihniyetin saldırısına maruz kaldığına dikkat çekti. 
 
‘Değerler normunun yok edildiği bir düzlemde yaşıyoruz’
 
AKP’nin iktidara geldiği 2002’den beri kadın haklarına karşı bir pratiğinin olduğunu kaydeden Gülistan, “Ayrıca kadını eve kapatma, kamusal hayattan çıkarmanın dışında yarattığı çok ciddi bir toplumsal çürüme var. Bütün değerlerin alt üst olduğu, toplumun değersizleştirildiği, değerler normunun yok edildiği bir düzlemde yaşıyoruz. Bunun en çarpıcı örneğini söylemek gerekirse TAYAD’la yapılan bir eylemde başörtülü bir kadın arkadaşımızın gözaltına alınırken uğradığı tacizdir. Kadın örgütleri ve partiler buna tepki gösterdi. Polisin açığa alınması ve yargılanması gerektiğini ifade ederken, Ankara Emniyeti’nden gelen açıklama yapılan tacizden çok daha korkunç bir şeyi açığa çıkardı. Tacize uğrayan kadının babasının ‘FETÖ’cü olduğunu söylüyorlar. Bu ne demek ‘babası FETÖ’cü olduğu için bu kadına tacizde bulunulabilir, böyle bir sıkıntı yok’ demek istiyor. Tacizi meşrulaştıran, kadına karşı şiddeti meşrulaştıran bir açıklama. Bu AKP’nin maskesinin bir kez daha düştüğü bir yer. Gerçekten ‘kral çıplak’ denilecek bir noktadayız. Sürekli ‘Kabataş’da benim başörtülü bacıma saldırdılar’ diyen, ‘biz geldik başörtülüler rahat etti’ diyen AKP’nin bugün getirdiği noktada tüm kadınlar saldırılara maruz kalıyor” diye konuştu. 
 
‘Neyin itibarından bahsediyorsun?’
 
Kadınların gözaltında, cezaevinde, cinsel tacize ve işkenceye maruz kaldığını bunları yapanların yine devlet görevlileri olduğunu ve göz yumulduğunu belirten Gülistan, şöyle devam etti: “Birçok olayda kadınların güçlü ses çıkarması nedeniyle geri adım atıldı. Ama bunun dışında her şey büyük bir karanlık örtünün altında gizlenmeye çalışılıyor. Bu meselede basının gözünün önünde, basına yansımış olduğu halde üstü örtülmeye çalışılıyor. Gerçek tahrif ediliyor. Alt üst ediliyor. Oysa gerçek ortada polisin tacizi çok açık ve net bir şekilde yansıyor. Buna rağmen ‘devlete, devletin güvenlik güçlerine yönelik itibarsızlaştırma hareketi’ olduğu iddia ediliyor. Ortada itibar yok ki zaten! Bir itibar mı var? Bir polisin bir kadını taciz ettiği yerde neyin itibarından bahsediyorsun? Ortada bir çürümüşlük var. Korkunç bir kadın karşıtı politika var. Buna karşı tutum almayan hala bunun üstünü örtmeye çalışan bir devlet gerçeği, AKP gerçeği var.”
 
‘Başka ülkede olsa hem emniyet müdürü hem de Bakan istifa ederdi’
 
Aynı durum başka bir ülkede yaşansa emniyet müdürünün hatta İçişleri Bakanı’nın dahi istifa edeceğine dikkat çeken Gülistan, cinsel saldırıda bulunan polisin de bir saat bile görevde kalmaması gerektiğinin altını çizdi. “Gördüğünüz gibi babası ‘FETÖ’cü adı altında tacizi meşrulaştırmaya çalışıyorlar” diyen Gülistan, yıllarca Kürtlere karşı da aynı politikanın uygulandığını vurguladı. Gülistan, “Kürtlere karşı yapıldığında, tepki gösterildiğinde ‘Ama o terörist, o Kürt, o Alevi, o Ermeni’ denilerek meşrulaştırılmaya çalışılıyordu. Bunun üzerinden bir şiddet, taciz, tecavüz gündelik hayatın içerisine yediriyordu” diye konuştu.
 
‘AKP sağlığa zararlı’
 
Başörtülü de olsa örtüsüz de olsa AKP’nin muhalif olan herkese devlet şiddetini açık ve net bir şekilde uyguladığını ifade eden Gülistan, “Kadın milletvekillerinin tartaklanması, ayağına çelme takılarak düşürülmesi, onların üzerine yönelik yüksek sesle bağırmaları bir bütün baktığımız zaman sürekli şiddet üreten sürekli nefret üreten toplumu kamplaştıran kutuplaştıran, kadınları hedef gösteren bir devlet gerçeği var. Diyarbakır milletvekilimiz Saliha Aydeniz bu ülkenin cumhurbaşkanı tarafından hedef gösterildi. Böyle bir şey düşünebiliyor musunuz? Arkadaşımızın başına gelecek her hangi bir şeyden kim sorumludur? Birebir Cumhurbaşkanı sorumludur. Çünkü hedef göstermiştir. Bütün bunları yan yana koyduğumuz zaman AKP sağlığa zararlıdır. Topluma zararlıdır, Kadın haklarına zararlıdır. AKP’nin varlığı aslında her birimizin yaşam hakları karşısında kurulmuş bir şeydir. Var oluşumuza karşı, bütün değerlerimizi alt üst eden, bütün toplumumuzu her şeyi çürüten bir yerdedir. Gözümüzün önünde gerçekleşen taciz gibi ahlaksız bir olayda da tacizin arkasında duruyor. Onun için söylüyoruz AKP aynı zamanda tacizciyi, tecavüzcüyü kollayan bir partidir” ifadelerini kullandı.  
 
‘Merve’nin duruşuna büyük anlam biçmek gerek’ 
 
Merve Demirel’in “Bu ahlaksızlık, bu utanç yapan polise aittir” sözlerine de çok büyük bir anlam biçmek gerektiğine işaret eden Gülistan, “Tam da böyle bir şeydir. Yıllarca bu ülkede bütün taciz ve tecavüz meselelerinde kadının adı gizlenmeye çalışıldı. Bir şekilde tacizci, tecavüzcü korunmaya çalışıldı. Biz de tacize ve tecavüze uğrayan kadınlara destek olarak tacizciyi deşifre ederek, lanetleyerek bu utancın ona ve onun arkasında duran bütün kurumlara ait olduğunu bir kez daha söylüyoruz” diye ekledi.