
‘Süleyman Soylu kadın düşmanı politikaların devamıdır’
- 09:18 23 Şubat 2019
- Güncel
Dilan Babat
ANKARA - Merve Demirel’e cinsel tacizde bulunan polise “kardeşim” diye hitap ederek, savunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa etmesi gerektiğini belirten Fatma Bostan Ünsal, “Herkesin görebileceği bir ortamda olduğu halde bu inkar ediliyorsa görünmeyen ortamlarda neler oluyordur? şeklinde polis teşkilatına yönelik şüpheler uyandırmaktadır” dedi. Ankara Kadın Platformu üyesi Melek Önder de, yaşananların kadına bakış açısı, kadın düşmanı politikaların devamı olduğunu söyledi.
Ankara'nın Kızılay ilçesi Sakarya Caddesi'nde eylem yapan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği'ne (TAYAD) destek veren üniversite öğrencisi Merve Demirel'in gözaltına alındığı sırada maruz kaldığı polis tacizinin Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yapılan açıklamalarla meşrulaştırılmasına tepkiler devam ediyor. Bakan Süleyman Soylu, gelen tepkiler üzerine en son yaptığı açıklamada "Elimizde öyle deliler var ki, mahkemede görüşeceğiz" diyerek tehditlerine devam etti.
AKP kurucu üyesi, AKP eski Genel Başkan Yardımcısı, insan hakları aktivisti ve akademisyen Fatma Bostan Ünsal ve Ankara Kadın Platformu’ndan Melek Önder, hem tacizin meşrulaştırılması hem de tehditlere tepki gösterdi.
'Görünen yerlerde bu oluyorsa görünmeyen yerlerde neler oluyordur'
Taciz olayının çok kötü bir durum olduğunu ancak ondan da kötüsünün tacizde bulunan kişiyi aklama çabaları olduğunu belirten Fatma, Süleyman Soylu ve Ankara Emniyeti’nin yaptığı açıklamaların halkta hesap verilebilirlik durumunun önüne geçtiğini belirtti. Fatma, “Bunların önüne geçmek için bütün bu kurumlar, yönetmelikler ve Anayasalar mevcut. İçişleri Bakanı’nın bu söylemi hesap verebilir olmanın önüne geçti. Herkesin görebileceği bir ortamda olduğu halde bu inkar ediliyorsa görünmeyen ortamlarda neler oluyordur? şeklinde polis teşkilatına yönelik şüpheler uyandırmaktadır” dedi.
‘Yargı sistemi olsaydı İçişleri Bakanı yargılanırdı’
Emniyet’in ve Bakan’ın söylemlerinden hemen dönmesi gerektiğini ifade eden Fatma, şöyle devam etti: “Nusaybin’de yakalanıp işkenceye maruz bırakılan köylüler için de Süleyman Soylu ‘terörist’ demişti. Bu insanlar berat etti. Yargı Süleyman Soylu’nun söylemleri üzerinden gitseydi bu insanlar berat etmezdi. Ama doğru dürüst bir yargı sistemi olsaydı bugün İçişleri Bakanı’nın söylediği cümleler ve tehditlerinin yargılanması gerekiyordu. Her şeye rağmen Türkiye yargısına Nusaybin’deki davadan sonra hala güvenebileceğimizi düşünüyorum. Süleyman Soylu’nun söylemleri bugün polisleri de korumuyor. Tam tersine polisleri de yıpratmış oluyor. Ben polis olsam bu söylemlerden kaynaklı kendilerine yönelik şüpheyi artırdığı için şikayetçi olurdum. Olayın yanı sıra itiraz etmemiz gereken başka bir durum, bir gazetecinin haberi yaptıktan hemen sonra gözaltına alınması. Basın bu konularla ilgilendiği zaman cezalandırılıyor.”
‘Kimsesizlerin kimsesi nerede?’
AKP’nin yıllarca başörtü üzerinden bir siyaset yürüttüğüne değinen Fatma, “başörtülü ve başörtüsüz” siyasetinin başından beri yanlış olduğunu dile getirdi. Fatma, tacize maruz kalan Merve’nin başörtülü olmasından kaynaklı AKP siyasetinin ve bu durumun ironik bir hal aldığını kaydederek, “Bakan Soylu polis memuruna 'kardeşim' diye hitap ediyorsa, bugün polis memurunu savunuyorsa kendisi istifa edecekti. AKP’nin ilk çıktığı zamanlar ‘kimsesizlerin kimsesi’ olmayı hedefliyordu. Peki nerede kimsesizlerin kimsesi? Biz göremiyoruz” diye konuştu.
‘Kadına bakış açılarını gösteriyorlar’
Ankara Emniyeti ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarının kadınlar açısından kabul edilemez olduğunu vurgulayan Ankara Kadın Platformu üyesi Melek Önder de, “Merve arkadaşımız tacize uğrayan bir kadın olarak buna karşı haklı bir tutum göstererek gereken yerlere başvurdu. Bir Bakan’ın bunları söylemesi çok açık bir şekilde hukukun ve Anayasa’nın olmadığının göstergesidir. Kadınlara karşı nasıl bir tutumun olduğunu da gösteriyor. Kim olursa olsun babasının, ailesinin hangi dilden, hangi ırktan, hangi siyasi görüşte olup olmamasının hiçbir önemi yok. Herhangi bir kadın tacize uğradığı zaman bunun karşısında bütün kadınlar duracaktır” ifadelerini kullandı.
‘Kadınlar artık tehditlere sesiz kalmıyor’
Yapılan açıklamaların arasında geçen “kurumumuzun hassasiyetini ayaklar altına alıyorsunuz” söylemine tepki gösteren Melek, “Kurumun yapması gereken görevli olan polisin bir an önce görevden alınmasıdır. Polislerin görevleri insanları koruması gerekirken durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. Burada yapılması gereken devletin ve Bakan’ın o çalışanı görevden alması ve arkadaşlarımızın yanında olması. Kadınlar olarak artık bunları kabul etmiyoruz, hiçbir tehdide sesiz kalmıyoruz. Bunların arkasında duracağız” dedi.
'Kadın düşmanı politikaların devamıdır’
AKP’nin “başörtülü kardeşlerim” siyasetinin ikiyüzlü olduğunu belirten Melek, “Kadınların kılık kıyafetleri üzerinden yaptıkları siyasette ne kadar samimiyetsiz olduklarını açıkça gösterdiler. Bu samimiyetsiz politikalarını artık saklamıyorlar açıkça gösteriyorlar. Tacizi yapan kişiye ‘kardeşim’ olarak sahiplenilmesi durumun vehametini gösteriyor. Bugüne kadar kadınlar olarak başörtülü veya başörtüsüz ayrımını yapmadık ve hükmettin de bunu yapmasını isteriz. Yıllarca bunun siyasetini yürütmüş olan bir partinin ne kadar ikiyüzlü bir siyaset yürüttüğünü görüyoruz. Kadının hiçbir hakkını savunmadığını kadın düşmanı politikalarını devam ettirdiklerini bir kez daha görüyoruz” diye belirtti.