
Nadira dosyasında bir yığın eksiklik var: Savcı tanık beyanlarını dikkate almalı
- 10:56 27 Mart 2020
- Hukuk
Gülistan Azak
İSTANBUL- AKP’li Şirin Ünal’ın evinde şüpheli şekilde yaşamını yitiren Nadira Kadirova’nın dosyası hakkında verilen takipsizlik kararına itiraz eden dosya avukatı İlyas Doğan, “savcının, dosya kapsamında Şirin Ünal’ın beyanlarını dikkate aldığı izleniminin olduğuna” işaret ederek, cinsel taciz olayına dair tanık beyanının savcılık tarafından dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
Nadira Kadirova, 23 Eylül 2019 tarihinde bakıcı olarak çalıştığı AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde şüpheli şekilde yaşamını yitirmişti. Nadira’nın ölümüne dair birçok şüphe ortadayken, Ankara Emniyet Müdürlüğü kesin bir dille olayın “silahla gerçekleştirilmiş bir intihar” olduğunu açıklamış, buna karşın Nadira’nın yakın bir arkadaşı, olaydan önce Nadira’nın kendisine, milletvekili Şirin Ünal'ın tacizine uğradığını ve yaşamına son vermeyi düşündüğünü söylemişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 3 Mart tarihinde, Nadira’nın dosyası hakkında “Kadirova’yı intihara azmettiren, teşvik eden, intihar kararını kuvvetlendiren ve intihara yardım eden kişi ya da kişilerin bulunmadığı anlaşılmıştır. Olayda bir başkasına atfı kabil herhangi bir kast, kusur ya da ihmalin bulunmadığı değerlendirilmiştir” gerekçesiyle takipsizlik kararı vererek kapatmıştı.
Dosya avukatı Prof. Dr. Avukat İlyas Doğan, 25 Mart günü sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile Ankara Sulh Ceza Hâkimliği’ne dilekçe vererek, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın kaldırılmasını ve şüpheli Şirin Ünal hakkında “İşçi-işveren hiyerarşisini kullanarak cinsel saldırı, cinayet” suçlarından dava açılmasını istedi.
İlyas daha önce de dosyada birçok çelişkinin olduğunu ve Nadira’nın rahminde prostat spesifik antijen (PSA) bulgusu olduğunu açıklamıştı.
İlyas, Nadira dosyasını ve son gelişmeleri değerlendirdi.
Soruşturma sürecinde çok önemli dosyaların toplanmadığını söyleyen İlyas, delil toplama konusundaki eksikliklerin giderilmesini ve bu nedenle takipsizlik kararının kaldırılmasını talep ettiğini ifade etti.
‘Telefonların sesli mesaj kayıtları alınmadı’
Nadira’nın yaşamını yitirdiği gün evde bulunan Şirin Ünal, eşi ve kızı ile yardımcı olarak çalışan kadının cep telefonu imajlarının, kullandıkları başka telefonlar ve bilgisayarların imajlarının alınması gerektiğini belirten İlyas, olayın aslının bu şekilde ortaya çıkabileceğini belirtti. Ancak bunların yapılmadığına işaret eden İlyas, “Diğer bir husus Nadira’nın telefonundan yalnızca Whatsapp mesajları çözülmüş. Hâlbuki sesli mesajların yanı sıra Telegram yolu ile gönderdiği ve aldığı mesajlar var. Bunlar da çözümlenmemiş. Dolayısıyla burada Nadira’nın kendisine ait cep telefonundaki mesajlar dahi tam deşifre edilmiş değil. Çünkü bir kişi eğer intihar etmeyi düşünüyorsa, karşı tarafa eli ile mesaj yazması pek olağan değildir. Karşı tarafa sıkıntısını sesli mesajla daha iyi anlatacağını düşünür. Bu nedenle sesli mesajların çözülmesi gerekirdi. Nadira’nın kendi cep telefonu olduğu için Whatsapp ve Telegram konuşmaları kayıtlı olacaktır. Bunun tespit edilmesi teknik olarak mümkün. Ancak bu yola dahi gidilmedi” değerlendirmelerinde bulundu.
‘İtiraz dilekçesine PSA’ya ilişkin makaleler ekledim’
İlyas, olayın failini ortaya çıkarabilecek bir başka hususun da Adli Tıp raporunda Nadira’nın rahminde prostat spesifik antijen (PSA) bulgusuna rastlanması olduğuna işaret etti. “Söz konusu bulgu erkeklere özgü bir veridir. Ama bunun kime ait olduğu araştırılmamış” diyen İlyas, Adli Tıp raporunda “Bu seyrek de olsa kadınlarda da bulunabilir. Bu nedenle bu verinin Nadira’ya ait olduğu değerlendirilmiştir” şeklindeki açıklamaya dikkat çekti. İlyas, “Ama ben Adli Tıp uzmanı arkadaşlarımla yaptığım görüşmeler sonrası üç makaleye ulaştım. Makaleleri okudum. Bu makalelerde PSA bulgusunun olması halinde bu bulgunun kime ait olduğunu bulma oranının oldukça yüksek olduğu ifade ediliyor. Ben de o yüzden mahkemenin de bu konudan haberdar olması için itiraz dilekçeme bu üç makaleyi de ekledim” ifadelerini kullandı.
‘Savcının Şirin Ünal’ın beyanlarını dikkate aldığı izlenimi var’
Nadira’nın şüpheli ölümünde savcının, dosya kapsamında Şirin Ünal’ın beyanlarını dikkate aldığı izleniminin olduğuna dikkat çeken İlyas, Nadira’nın İstanbul’da yaşayan bir arkadaşına yaşamını yitirişinden bir gün önce cinsel tacize maruz kaldığını ve bunu kimin yaptığını söylediği beyanlarını anımsattı. Savcılığın söz konusu ifadeyi görmesi gerektiğini vurgulayan İlyas, “PSA bulgularının izi sürülseydi belki bir sonuca varılabilirdi. Dosyada kapsamında birçok konunun değerlendirmeden yoksun bırakıldığını görüyoruz. Bu nedenle takipsizlik kararının ciddi usulü hatalar ve eksiklikler içerdiğini düşündüğüm için itirazda bulundum” dedi.
‘Eksikler giderildiğinde her şey daha net görülecek’
“Ortada bir suç kuşkusu var” diyen İlyas, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ölüm olayının aydınlatılması gerekir. Yargı makamı ‘intihar’ olayı olduğu yönünde karar verdi ama benim kanaatim bu eksikliklerin giderilmesi halinde gerçeklerin daha net görülebileceği yönünde. Nadira’nın ailesi bana dosyaya takipsizlik kararı verilmesi ardından ulaştı. Ben bu dosyayı tabi ki de sürdüreceğim. İtirazımız kabul edilmezse gideceğimiz yasal yollar olacaktır. Başvurularımız devam edecektir mutlaka. Çünkü yaşam hayalleri olan genç bir kadın yaşamını yitirdi. Ve bunun nedeni öğrenilmek isteniyor. Bu devletin görevidir. Kimse bir suç işlediğini itiraf etmek zorunda değildir ama devlet de bu işi ciddiyetle soruşturmalıdır. Bir kişinin yabancı olması veya ülke vatandaşı olması arasında hiçbir hukuki fark yoktur.”
İlyas, son olarak Nadira’nın ölüm nedeninin açığa çıkarılmasının adalete olan güven duygusu açısından önemli olduğunu belirterek, cinsel taciz olayına dair tanık beyanının savcılık tarafından dikkate alınması gerektiğini yineledi.