Hülya Osmanağaoğlu: Saldırılara karşı ortak mücadeleyi örgütlemeliyiz

  • 09:02 14 Kasım 2024
  • Güncel
 
Elfazi Toral
 
İSTANBUL - Kürt kadın hareketi ile feministlerin dayanışmasının önemine dikkat çeken bağımsız feminist Hülya Osmanağaoğlu, AKP-MHP iktidarının şiddet ve savaş politikalarına karşı Kürt kadın hareketi, feministler,  tüm kadın hareketleri ve sosyalistler olarak ortak bir mücadelenin örgütlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. 
 
Dünyanın her yerinde kadınların uğradığı şiddet, taciz, tecavüz, katliam ve ayrımcılığa karşı kadınlar alanlara akıyor.  Var olma, geleceklerini özgür bir şekilde inşa etmenin yolunu direnerek ve ortak mücadele ile geliştirmeye çalışıyor. 
 
Bağımsız feminist Hülya Osmanağaoğlu, kadın dayanışmasının toplumdaki anlam ve önemine ilişkin değerlendirme yaptı. 
 
Hem savaş hem katliam!
 
Kürt sorununa dair tartışmaların başlamasının hemen ardından iktidarın topluma daha ağır şiddet ve baskı politikalarıyla yöneldiğini belirten Hülya Osmanağaoğlu, şiddet politikalarının yaşamın her alanına sirayet ettiğini ifade etti. Hülya Osmanağaoğlu, “Bu politikalarla AKP-MHP iktidarının aslında Kürtler için yeni bir çözüm ve barış sürecine değil yeni bir baskı ve şiddet sürecini önünü açtığını gördük. Bunu nasıl gördük ilk etapta Esenyurt’a kayyım atadılar. Hemen ardından Batman, Mardin ve Halfeti’ye kayyım atamalarını gördük.  Biz kadınlar zaten uzun zamandır hem savaş politikalarına hem de kadınlara yönelik yürütülen politikaların arasındaki bağı görüyorduk ve biliyoruz” dedi.
 
‘Kayyım kadın kazanımlarına saldırıdır’
 
Belediyelere atanan kayyımlara dikkat çeken Hülya Osmanağaoğlu, kayyım siyasetiyle kadın kazanımlarına bir saldırı söz konusu olduğunu belirtti. Hülya Osmanağaoğlu, “16 yılından beridir atanan kayyımların kadın kurtuluş mücadelesinin, Kürt kadın hareketinin kazanımlarının nasıl gasp edildiğini görüyoruz. 8 yıldır kadın dayanışma merkezlerinin, kadınların başvuru merkezlerinin, alo şiddet hatlarının , kadınlara meslek öğreten kurumların kapatılmalarını gördük. Yerel yönetimler, Kürt halkının seçtiği temsilciler tarafından yönetilirken yeniden kayyımlarla karşı karşıyayız. Bu gün de kayyımların ilk yaptıkları kadınların indirimli ulaşım kartlarını iptal etmesi ikicisi de 25 Kasım etkinliklerinin iptal edilmesi oldu. Bunların kendisi tam da kayyımların kadınların erkek egemen şiddete karşı korumak bir yana onları hedef haline getirmek amacıyla davrandıklarıdır.  25 Kasım etkinliklerin iptali budur. Kadınların indirimli ulaşım kartlarının iptali de kadınların aslında kamusal alandan, sosyal ilişkilerden dışlanmak istenmesinden kaynaklıdır” şeklinde konuştu.
 
Kadın dayanışması birlikte mücadeledir
 
25 Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün yaklaştığını anımsatan Hülya Osmanağaoğlu,  Kürt kadın hareketi ile feminist hareketin dayanışmasının politik bir kavram olarak değerlendirdiğini paylaştı. Hülya Osmanağaoğlu, “Kadın dayanışmasının sadece bir dayanışma olmadığını birbirimizin yaşadığı sorunlara karşı duyarlı olma meselesi değil. Bu dayanışmanın kendisi birlikte mücadele etme hattının önemini ortaya koyması gerektiğidir. 8 yılda oralarda kayyım atanırken burada 8 Mart Taksim’i feminist gece yürüyüşlerini kapattılar. Ardından İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı. Biz bütün bunlardan biliyoruz ki AKP patriyarkanın yasal ve devlet katında en güçlü temsilcisidir. Tam da bunun için bu gün Mardin kayyımının feshettiklerine karşı mücadele ile 25 Kasım’da erkek şiddetine karşı mücadeleyi buluşturmak gerekiyor. Son dönemlerde artık kadın cinayetleri sayıca armanın da ötesinde. Çünkü erkeklerin sırtı sıvazlanıyor. Cezasızlık ve 6284 yasanın uygulanmak bir yana, kaldırılmak için Yeniden Refah, SAADET ve HÜDA-PAR ile pazarlık konusu haline getirilmesi… Bunların hepsi bu sürecin niteliğinde baskı ve şiddetin savaş politikalarıyla her yükselişe geçtiğinde kadın kurtuluş mücadelesinin kazanımlarına uzandığını gösteriyor. Bu anlamıyla kayyımlar Türkiye feminist hareketinin kazanımlarına da bir saldırıdır. Bütün kazanımlarımıza AKP-MHP iktidarının saldırılarının karşısında kadın dayanışmasını ele alarak yürümek gerekiyor” sözlerine yer verdi.
 
Ortak mücadele vurgusu
 
En etkili mücadele olarak demokrasi ve kadın kurtuluş mücadelesiyle ortaya çıktıklarını ifade eden Hülya Osmanağaoğlu,  şunları belirtti: “Hem kendi haklarımız için hem de AKP-MHP iktidarının baskı ve faşist rejimine karşı direnirken savaş politikalarına karşı yine aynı şekilde biz de yeni dönemde feministler, Kürt kadın hareketi, sosyalistler ve bütün kadın hareketleri olarak ortak bir mücadeleyi kadın dayanışmasıyla birlikte örgütlemeliyiz.”