Êlih’ten seslendiler: Mevcut felsefeyi bentlerle sınırlayabilir misiniz?

  • 14:27 5 Kasım 2024
  • Güncel
 
ÊLIH - Kürt siyasetçi kadınlar ve feminist kadınlar, kayyım atamalarına karşı Êlih’te devam eden direnişte konuştu. Kadınlar, “O belediyede olan mevcut fikriyatı, felsefeyi bentlerle sınırlayabilir misiniz?” dedi. 
 
Êlih Belediyesi’ne atanan kayyıma karşı dayanışma ziyaretleri sürüyor. Kürt siyasetçi Ayla Akat Ata ile Feminist Kadınlar Grubu da, dayanışma ziyaretinde bulunarak, açıklama yaptı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekillerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi, açıklama öncesi halay çekerek, “Jin, jiyan, azadî” ve “Bijî gele Kurd” sloganı attı. Ardından konuşmalara geçildi. 
 
‘Kayyım mekanizmaların kapatılması demek’
 
İlk olarak konuşan Feminist Kadın Hareketi adına Berfin Atlı, seçim sonrası şehirde kadınların kamusal alana yeniden sahip olmasının heyecanını yaşadıklarını hatırlattı. Kayyım atamalarına dikkat çeken Berfin Atlı, “Êlih’te savaş varmış gibi sokakların kuşatıldığını görüyoruz. İşte kayyım budur. AKP iktidarı bu uygulamaların devam edeceğini söyledi. Kayyım, halkın istemediği, seçmediği bir rejimin o kente dayatılması anlamına geliyor. Kürtlerin seçme ve seçilme hakkının tanınmaması anlamına geliyor. Kadınların kamusal alandan çıkarılması anlamına geliyor. Kayyımın olduğu şehirlerde kaybolan kadınlar, intihar diye üstü örtülen ölümler sistematik hale geliyor. Kayyım kadınların şiddet durumunda başvurabileceği mekanizmaların kapatılması demek. Kadın yoksulluğuna ilişkin çalışma yapan kurumların kapatılması demek. Jinkart uygulamasının hedef alınması demek. Belediyenin imkanlarını kadınların şiddetten uzaklaşmasını sağlamak yerine, aileye, erkeklere şükretmeyi sağlamaya harcamak demek” diye belirtti. 
 
Feministler olarak kayyımları kabul etmediklerinin altını çizen Berfin Atlı,  “Êlih kadınlara ‘çarşaf rengini seçme özgürlüğünü’ vereceğiz diyen pişkin açıklamaya karşı, bu zihniyeti ezici şekilde sandığa gömdüğü yerdir. Bugün kadınlar, gençler, yaşlılar, herkes kayyıma karşı belediyelerini, iradelerini, hakkını savunuyor. Kayyım dayatmasına boyun eğmiyor. Biz eşitlik, demokrasi, özgürlük olmadan barışın olmayacağını biliyoruz. Dün olduğu gibi bugün de barıştan yanayız. Kayyım da barışa yer yok. Kayyımları tanımıyoruz. Êlih, Êlih halkınındır. Dayanışmayla kayyımı göndereceğiz. Barıştan yana mücadelemizi her daim sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
 
Ayla Akat Ata: Bu halk bentleri anlamsız hale getirecek 
 
Tecrit İçin Adalet Girişimi üyesi Ayla Akat Ata, Devlet Bahçeli ve Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına dikkat çekerek, “Bir yandan bir süreç imasında bulunanlar büyük bir gaflet içerisindedirler” diye kaydetti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugünkü açıklamalarına da gönderme yapan Ayla Akat Ata, şunları söyledi: “Arkamızda bir barikat var. Yıllarca, ‘Bu barikatlar bizim önümüze değil, mevcut sistemin devamından yana olup, kendi geleceği olarak görenlerin önüne, devlet aklının önüne çekilsin. Kadınları katledenlerin önüne çekilsin’ dedik. Görüyoruz ki yine büyük bir yanlış var. Siz bu belediyeyi, dört duvarı istediğiniz kadar içinde oturabilmek için o bentlerle çevirin, polis koyun. O belediyede olan mevcut fikriyatı, felsefeyi bentlerle sınırlayabilir misiniz? Biz demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yerel yönetim dedik. Bugün bunun ispatı Êlih’te rekor oyla kazanan bir kadın eşbaşkanla bu fikir yaşadı, yaşayacak. Bu fikrin arkasında 1980 darbesinden önce mevcut sisteme ‘hayır’ diyen Edip Solmaz’ın geleneği vardır. 
 
Bu fikriyatın arkasında 1990’ların faili meçhul cinayetlerine kurban edilmiş yurttaşlarımızın gerçekliği, emeği vardır. 2000’li yılların başında çözüm fikriyatıyla erkek egemen sistemi yargılayan, bütün topluma ceza veren kadın intiharları vardır. 1999’lardan bu yana ‘ben varım’ diyen halk gerçekliği vardır. Dün vardık, bugün de varız, yarın da var olacağız. O nedenle bu bentler o fikriyatı, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü fikriyatın önünde set olamaz. Bu halk her sandığa gittiğinde verdiği oylarla bu bentleri yok eder, ezer. 3 defa böyle oldu. Hiç merak etmeyin 4’üncüsünde de bu bentler yıkılacak. Bu halk bu bentleri anlamsız hale getirecek” ifadelerini kullandı.
 
Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü fikriyatı, bedel vererek, “Jin, jiyan, azadî” noktasına getiren kadınların olduğunu sözlerine ekleyen Ata, “Bu mücadelenin imhayla, inkarla, asimilasyonla asla yok sayılamayacağını, durdurulamayacağını bir kez daha ifade ediyoruz. Gülistan Başkan hepimizin, Êlih halkının iradesidir; nokta. Sizin kayyımınız gücü, çıkarı, talanı sembol eder. Ama bizim eşbaşkanlarımız halk belediyeciliğini, halk olmayı ifade eder. Sonuna kadar Êlih halkının, iradesinin, Gülistan başkanın yanındayız” diye kaydetti.
 
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Satiye Ok da, “8 yıldır AKP-MHP faşist iktidarı, Kürdistan’ı kayyımla yönetmeye çalışıyor. Direnişi yükselten kadınlar olarak, bundan sonra da teslim olmayan kadınlar olarak kayyım siyasetine karşı susmadığımızı, korkmadığımızı ifade ediyoruz. Sokaklarda direneceğiz, sokaklarda kayyımı göndereceğiz” diyerek, kararlılık mesajı verdi.
 
Sebahat Tuncel: Kültürel soykırım 
 
Kürt siyasetçi Sabahat Tuncel, 8 yıl önce kayyım atamasına karşı Êlih’e geldiklerini ve cezaevine girdiklerini hatırlatarak, 8 yıl sonra yine kayyıma karşı burada olduklarını kaydetti. “Halkın iradesini gasp edenler, kendileri kaybeder” diyen Sebahat Tuncel, “Devlet aklı değişmiyor. Onların yaptığı şey öyle yasal madde değil. Bunlar hikaye... Asıl Kürtlere uygulanan bir tane hukuk var. O da sömürgeci hukuk. Biz bunu reddediyoruz. Bizlere dayatılan ‘Kimliğinizden, dilinizden vazgeçin. Gelin bize biat edin. Hakkınızı talep etmeyin. Bizim verdiğimiz sınırlar içinde yaşayın’dır. Bunu bugüne kadar kabul etmedik, bundan sonra da kabul etmeyeceğiz. Belediyeler şahsında halkımıza dayatılan kültürel soykırımdır. Biz bunu kabul etmedik, etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.  
 
‘İmralı işkence sisteminde’ ısrar
 
Siyasetteki kimi tartışmalara dikkat çeken Sebahat Tuncel, “Ankara’dakiler konuşuyor. Durdukları yerden bize bir gelecek çizmeye çalışıyorlar. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan gelsin, mecliste konuşsun diye ifade ediyorlar, ardından kayyımı devreye koydular. Sayın Öcalan, Ömer Öcalan’la görüşmesinde, ‘Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa çatışmalı süreci siyasi ve hukuki zemine çekebilecek güce sahibim’ diyor. Bu zaten biliniyor ama iktidar hala İmralı işkence rejiminde ısrar ediyor. Bir yandan tecridi sürdürüyor, bir yandan kayyım atıyor. Böylesi bir ortamda özgürlükten, demokrasiden, barıştan bahsetmek mümkün değil. Ama bu bizim özgürlük ve barışta ısrar etmeyeceğimiz anlamına gelmez. Biz bunun için yılardır mücadele ediyoruz. Dünyanın her yerinde bütün hakların nasıl doğal hakları varsa Kürtlerin de hakları vardır ve bunları kullanmaları annelerinin süt hakkı gibi helaldir” ifadelerini kullandı. 
 
Sebahat Tuncel, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Kürtler belediye eşbaşkanı seçiyor, bu halka hizmet etmeye çalışıyor. İktidardakiler bu halkın iradesini gasp ediyor, her birimizin iradesini gasp ediyor. Bunu kabul edemeyiz. Kabul etsek insanlığımızdan vazgeçeriz. Biz insan olmak için mücadele ediyoruz, bunun bedelini ödüyoruz. Êlih da asıl halk iradesine yönelik gaspla birlikte, kadın iradesine yönelik bir gaspta vardır. Gülistan arkadaşımız bütün Türkiye kadınlarının iradesidir. Eşbaşkanlık uyguladığımız her yerde eşbaşkanlık sistemi gerekçe yapılıyor. Bu aynı zamanda kadın özgürlük çizgimize karşı saldırıdır. Biz yüz yıldır ayı devlet aklıyla karşı karşıyayız. Yüz yıldır bize dayatılan politikalara karşı direniyoruz. Bu direniş bize çok şey kazandırdı. Evet belki kayyım atayabilirler ama biz onurlu yaşam için çok şey kazandık. Bundan sonra da mücadele edeceğiz. Biz bu ülkeyi yönetenlere şunu söylüyoruz. Kayyım politikalarınızı bizi değil, sizi çürütüyor. Biz direneceğiz ama iktidar bu politikaları nedeniyle kaybediyor, kaybetmeye devam edecek. İçeride ve dışarıda, Rojava’da, Başur’da Kürt düşmanlığı yapıyor. Türkiye’yi yönetemez hale geldiler. Halkı bir tas çorbaya mahkûm ettiler bu politikalar yüzünden. Kayyım atanalar kaybedecek, kayyıma karşı direnenler kazanacak.”
 
Halide Türkoğlu: Faşizmin ruhu kayyımın ruhudur 
 
DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğu, yan yana gelerek mücadele edeceklerini vurguladı. Kayyım rejiminin olduğu yerde faşizmden kurtulmanın mümkün olmadığını söyleyen Halide Türkoğlu, “Başta kadınlar olmak üzere her yerde sesimizi yükseltirken, bu ülkenin demokratikleşmesi için mücadelemizi yükseltmemiz gerekiyor. Bu mücadele faşizme, kayyımlara karşı demokrasiyi sağlama mücadelesidir. Onlar kadınlarla savaşırken, halklarla savaşır konumdalar. Tek adam rejimiyle halkı, kadınları inkar eden bir rejim inşa etmek istiyorlar. Bu rejim ruhunu kayyımdan alıyor. Faşizmin ruhu kayyımın ruhudur. Halkın direnişinin olduğu yerde hiçbir barikat önümüzde duramaz. Kayyımların barikatlarını hep birlikte yıkarak mücadelemizi başarıya ulaştıracağız. Onlar sanıyor ki kayyım atayınca mücadeleden vazgeçeceğiz. Mücadele eden Kürt halkı, her türlü baskıya rağmen hiçbir zaman bundan vazgeçmedi. Tam tersine her geçen gün mücadelesi, fikriyatı daha da büyüdü. Bu fikriyat demokratik çözümün fikriyatıdır” şeklinde konuştu.
 
‘Jin jiyan azadî ile belediyeleri yönetmek istemiyoruz’
 
Son olarak söz alan Gülistan Sönük, dayanışma için gelenlere teşekkür etti.  Gülistan Sönük, “4 duvara kayyım atadılar. Ama bizi bu sokaklardan, meydanlardan çıkaramazlar. Nasıl kurumlara kayyım atıyorlarsa, buna karşı sokak bizim sokaklarımız, alanlar bizim alanlarımız. Bu alanları hiçbir zaman bırakmayacağız. Kürdü tanımayanları n bu sokaklara çıkmasına izin vermeyeceğiz. Yüzlerce polisle etraflarını kapatıp, o duvarlar arkasında saklanmışlar. Bu talana karşı Kürt halkının, kadının direnişi ve mücadelesi var. Jin, jiyan, azadî felsefemize ahlaksız bir saldırı vardı ama kadınlar bu felsefeyi yok etmek isteyenleri hezimete uğrattılar. Bugün de Jin, Jiyan, Azadîyle bu belediyeleri yönetmek istiyoruz. Her saldırı bizim için mücadele nedenidir. TJA olarak, Kürt kadınları olarak bu sistemi kabul etmeyenler olarak, bir kere söylüyoruz. Bu saldırılar hiçbir zaman kadınların, Kürtlerin mücadelesi karşısında sonuç almayacak. Bu karar geri alınmadığı sürece sokaktaki mücadeleyi bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.
 
Açıklama ardından belediye önünde direniş halaylarla sürdü.