CPT ve BM’ye çağrı: Sorumluluğunuzu yerine getirin!

  • 15:03 7 Ekim 2024
  • Güncel
 
WAN - Cezaevlerinde yaşanan tecrit ve hak ihlallerine ilişkin açıklama yapan TUHAY-DER,  tutsaklara dönük işkence sistemine herkesin karşı çıkması gerektiğini belirterek, CPT ve BM’ye İmralı tecridine karşı sorumluluğunu yerine getirme çağrısında bulundu. 
 
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) cezaevlerinde yaşanan tecrit ve hak ihlallerine Wan’da bulunan Sanat Sokağı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.  Açıklamaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe yönetimleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il ve ilçe yönetimleri, Tevgera Jinên Azad (TJA), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), DEM Parti Gençlik Meclisinin ve DEM Parti Wan Milletvekili Pervin Buldan’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Basın metnini TUHAY-Der Eşbaşkanı Çetin Uyar okudu.
 
Açıklamada sık sık “Bijî berxwedana zindanan” sloganları atılırken, “Hasta tutsaklara özgürlük" pankartı açıldı.
 
Abdulkadir Kuday hatırlatıldı 
 
Türkiye cezaevlerinde tutsak olan siyasi tutuklular başta olmak üzere yaşlı, hasta, engelli, kadın ve çocuk mahpusların yaşam ve sağlık hakları tehdit altında olduğunu vurgulayan Çetin, “Sadece bu hafta yaşanan hak ihlalleri Türkiye’de cezaevlerindeki hak ihlallerini göstermek için yeterlidir. ATK'nin 3 kez ‘cezaevinde kalamaz’ raporuna vermesine rağmen tahliye edilmeyen Abdulkadir Kuday cezaevinde yaşamını yitirmiştir. Her yıl 100’e yakın tutsak sağlık ve yaşam hakları korunmadığından bu şekilde yaşamını yitirmektedir. Bu durum zamana yayılmış bir ölüm cezasıdır. Ölüm siyasetine karşı tüm toplumu yaşamı savunmaya davet ediyoruz” dedi.  
 
İşkence sistemine karşı çıkma çağrısı 
 
Cezaevinde tabutlar çıkmasına rağmen, geçtiğimiz günlerde kolon kanseri olan ağır hasta tutsak Abdurrahman Gemicioğlu’nun saatlerce ambulansta tutulduğunu, tutuklandıktan sonra ambulansla cezaevine götürüldüğünü anımsatan Çetin, “65 yaş üzerinde olan yüzlerce tutsağın sağlık ve yaşam hakları bu şekilde riske atılmaktadır. Ağır olan  bin 500’ü aşkın tutuklu için gecikmesizin infaz ertelemesi kararı verilmeli ve bu kişilerin yaşam hakları korunmalıdır. Hasta tutsakların sevk ve tedavi talepleri ivedilikle karşılanmalıdır. Birçok ağır hasta tutsağın tutulduğu yerlere yakın tam teşekküllü hastane bulunmamaktadır. Mahpusların kontrol ve ilaç talepleri ya geç karşılanmakta ya da aksatılmaktadır. Bu şekilde insanlara zamana yayılmış sağlık sorunları ve ağır acılar dayatılmaktadır. Özellikle siyasi tutsaklardan adeta intikam alırcasına bürokrasiye boğulan bu süreç bir işkence sistemidir. Tüm yaşam savunucularını zamana yayılmış bu ölüm ve işkence sistemine karşı çıkmaya davet ediyoruz” sözlerini kullandı.  
 
‘İmralı başvuruları yanıtsız bırakılıyor’
 
İmralı Cezaevindeki hukuksuzlukların artık uluslararası kamuoyunun gündeminde olduğuna dikkat çeken Çetin, “70’e yakın Nobel ödüllü aydın, entelektüel ve bilim insanının bu rejime son verilmesi amacıyla başlattığı kampanya, yaşanan hukuksuzluk rejimine işaret etmektedir. Binden fazla avukatın bu tecrit sistemi karşısında sesini yükselttiği kampanya da yine kamuoyuna yansımıştır. Yüzlerce avukat başvurusu ise bu mutlak iletişimsizlik haline son verme amacıyla başlatılan girişim Adalet Bakanlığı’ndan yanıt beklemektedir. Türkiye Adalet Bakanlığı İmralı adasında uluslararası hukuku, anayasayı ve ulusal mevzuatı ihlal etmektedir. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sayın Abdullah Öcalan ile tutsaklar Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’danyaklaşık 44 aydır haber alınamıyor. 25 Mart 2021 tarihinden bu yana Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Cezaevi’ne 600’ü aşkın aile ve avukat görüşü başvurusu yapılmıştır. Bu hafta içerisinde dahi yeni avukat ve aile görüş talepleri yapılmıştır. Ancak yapılan tüm bu başvurular ya yanıtsız bırakılmıştır ya da gerekçesi belirtilmeyen ‘disiplin cezaları’ ile reddedilmektedir” diye belirtti.  
 
13 Ekim mitingine çağrı 
 
Çetin, AKP’nin AİHM kararlarını uygulamamakta ısrar ettiğini kaydederek, BM, Avrupa Konseyi ve CPT başta olmak üzere uluslararası kuruluşların görevini yetine getirme çağrısında bulundu. Çetin son olarak, 13 Ekim’de Amed İstasyon Meydan’ında yapılacak olan mitinge katılım çağrısında bulundu.