Türkçe bilmeyen yurttaş tedavi edilmedi: Hukuksuzluktur

  • 09:04 24 Eylül 2024
  • Güncel
 
Gülistan Gülmüş
 
SÊRT - Geçtiğimiz günlerde anadilinde sağlık hakkına erişemediği için tedavi olamayan Fatma Sümeli’ye dair konuşan DEM Parti Sêrt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş, “Sadece hastanelerde değil, yaşamın her alanında Kürtçe hizmet verilmesi gerekiyor” dedi.
 
Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi kulak burun boğaz polikliniğinde tedavi olmak isteyen 70 yaşındaki Fatma Sümeli, 17 Eylül tarihinde hastaneye gitti ancak anadilde sağlık hizmetine erişemediği için tedavi edilmedi. İşitme sorunu yaşayan Fatma’ya, Türkçe bilmediği gerekçesiyle “Konuşmayı Alma Eşiği” (SRT) testi yapılamadı. Muayeneyi gerçekleştiren doktor, test için hazırlanan evraka “Hasta, Türkçe bilmediğinden SRT değerleri ölçülemedi” şeklinde not düştü. Fatma’nın ailesi de Kurdistan ve Türkiye’de sıklıkla yaşanan anadilde sağlık hakkına erişememe sorununa tepki gösterdi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sêrt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş, konuya dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Birçok hastanede bu sorun yaşanıyor’
 
Sabahat, Kürtlerin anadilleri nedeniyle her alanda sorun yaşadığını belirtirken, Sêrt’te yaşanan olayın da Kürt dilinin her alanda yasaklanmasının bir sonucu olduğunu kaydetti. Sabahat, “Bugün bu sorun hastanelerde de ortaya çıkıyor. Kürt gençlerin gözaltına alınıp cezaevlerine gönderilmelerinden Kürtçe sloganlara ve halaylara kadar nasıl tahammülsüz olduklarını gördük. Bu, devletin Kürt diline karşı geliştirdiği politikaların bir yansıması. Türkiye Meclisi’nde Kürt dili ‘bilinmeyen bir dil’ olarak kabul edildiğinden bunun sonucu yaşamın her alanına sirayet ediyor” ifadelerine yer verdi.
 
‘10 kişiden 3 kişi Türkçe bilmediği için testi geçemiyor’
 
Anadilde eğitim verilmesiyle birçok sorunun çözüme kavuşacağını belirten Sabahat, tedavisi yapılmayan Fatma’nın durumuna dikkat çekerek, “Duymayan ve Türkçe bilmeyen bir hasta bu testi nasıl geçebilir?” diye sordu. “Doktorlar Kürtçe bilmiyor, Kürtçe eğitim almıyor. Kürt olsa da hasta ile yalın bir şekilde iletişim kuramıyor. Bugün bunu Sêrt’te görüyoruz” sözlerini kullanan Sabahat, “70-80 yaşlarındaki bir kadın hastaneye gidiyor. SRT’de sorulara verilen yanıtlar Türkçe olmazsa, hasta o testten geçemiyor. Belki bu durum bugün Fatma Hanım özelinde ortaya çıkmış olabilir, ancak Sêrt’te hastaneye giden 10 kişiden 3’ü Türkçe bilmediği için bu testten geçemiyordur. Bu artık sıradan bir durum haline geldi. Sağlık Bakanlığı gelip biraz buralarda araştırma yapsın ve bu durumu görsün. Bu, Fatma Hanım’dan ya da doktordan kaynaklı bir sorun değil. Hastane çalışanları ve doktorların hedef alınmasından yana değiliz. Onlar da bu durumla yüz yüze kalıyor. Bu, sistemsel bir sorun. Sêrt çok dilli bir kent. Neden bu tedavi sadece Türkçe yapılıyor? Bu hak kişilerin ellerinden alınmış. Bizler, Kürtçeye nerede ihtiyaç varsa orada resmi bir şekilde hizmet verilmesini istiyoruz. Bütün sorun bu. Bizler bunun çözüme kavuşmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
'Sorun sadece hastanelerde yaşanmıyor’
 
E-Reçetem sisteminde Kürtçeye yer verilmediğini hatırlatan Sabahat, Kürtçenin hem “X” bilinmeyen dil hem de kriminal bir dil olarak yansıtılmaya çalışıldığını vurguladı. Sabahat, “Siirt Hastanesi’nde Arapça çeviri var, bu bizim için önemli bir şey ancak Kürt halkı için neden bu hak yok? Kürtçede hizmet verilmesi, kişilerin sağlığı açısından oldukça önemli; bu, çok doğal bir hak. Bu hak eksik olunca kişilerin yaşamında da huzur kalmıyor. Bu hak, Sağlık Bakanlığı tarafından ellerinden alınıyor. Türkiye ve Kurdistan’da yaşayanlar için Kürtçe ikinci resmi dil olmalı. Bunun için eğitimler verilmeli. Bu, yıllardır talep ettiğimiz bir şey. Bu, sadece yaşanmış bir örnek ama bunun her yerde yaşandığını biliyoruz. Buralarda hastanelere ulaşamayan insanlar da var. Bu sorun sadece hastanelerde değil, birçok alanda insanlar buna benzer sorunlar yaşıyor. Kürtçenin yasaklanması ve buna ilişkin uygulanan politikalar, Kürt diline karşı yürütülen devlet politikalarıdır. Bunu düşmanlık olarak ifade edebiliriz. Anadilini konuşmak yasak, mecliste Kürtçe, ‘X’ olarak kaydediliyor, okulda Kürtçe konuşmak yasak. Kürtçe kriminalize edilmeye çalışılıyor. Bu, 100 yıldır Kürtçeye karşı uygulanan politikaları bize gösteriyor” dedi.
 
‘Bu soruna bir an önce çözüm üretilmeli'
 
Sabahat, eşit haklar tanınana kadar Kürt dili çevresinde gelişen sorunları dile getirmeye devam edeceklerini belirtirken, Sağlık Bakanlığı’na şu çağrıda bulundu: “E-Reçetem, çok dilliliği ve halkların haklarını açıklamıştı. E-Reçetem açıklandığında içinde kaç dil var, nedir, nasıl olacak dedik. Bizler, ‘Türkiye’de o kadar Kürt yaşıyor, Kurdistan’da bu topraklarda yaşıyor, bu hak onlara neden tanınmadı?’ dedik. Turistler için olanaklar sağlanırken -bu olumlu, olması gereken bir şey- neden Kürtler burada, bu topraklarda yaşarken sağlık sorunları için doktorlarla iletişim kuramıyor? Bu, Kürt halkına karşı yapılan düşmanlıktır. Burada eşit haklar sağlanana kadar her alanda bu sorunu dile getirmeye devam edeceğiz. Bu aynı zamanda Kürtlerin yaşam hakkına da giriyor. Buradan Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz, bu sorun için bir an önce çözüm üretilmesi gerekiyor. Sadece hastanelerde değil, yaşamın her alanında Kürtçe hizmet verilmesi gerekiyor. Bu durum hukuksuzluk, kanunsuzluktur.”
  
E-Reçetem’de Kürtçeye yer verilmemişti
 
28 Ağustos 2023 tarihinde dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dijital medya hesabında yaptığı paylaşımda E-Reçetem sistemine İngilizce, Almanca, Arapça, Fransızca ve Rusça olmak üzere 5 dilin eklendiğini belirtmişti. Fahrettin Koca’nın paylaşımda “E-Reçetem sistemine bu 5 dilin eklenmesine turistler ve yabancı uyruklu hastalar için ihtiyaç duyulmuştur” ifadelerini kullanması sonrası büyük tepki oluştu. Kurdistan ve Türkiye kentlerinde yaşayan Kürtlerin bir kısmı Türkçe bilmezken, anadilleri olan Kürtçede sağlık hizmetinden yararlanamamasına karşı çağrılar yapılmış olsa da anadilde kamusal hizmet hakkının tanınması bir yana, anadilini kullananlara dönük fiziksel ve psikolojik şiddet olayları da arttı.
 
SRT nedir?
 
SRT (Konuşmayı alma eşiği-Speech Reception Threshold), konuşmayı anlama düzeyini test eden bir yöntemdir. Üst sınırı 20 desibel olan bu testte, ses dalgası ortalamasından SRT çıkarılarak bulunan sonuç 10 desibelden yüksek olmamalıdır. Bireylere 10-15 desibel üzerindeki odyometride, üç heceli kelimeler verilir. Doğru bilinmesi üzerine sesin şiddeti azaltılarak bu işlemler tekrarlanır. Bireyler kelimelerin yarısından fazlasını yanlış bildiyse, bir önceki test sonucu SRT skorunu verir.