Gözaltı ve tutuklamalara tepki: Onları göndereceğiz!

  • 09:11 6 Mayıs 2023
  • Güncel
 
İZMİR - Seçim öncesi gazeteci, siyasetçi, hukukçu ve sanatçılara yönelik gözaltı ve tutuklamalara tepki gösteren siyasetçiler, bunu AKP-MH iktidarının kaybedeceğini anladığının göstergesi olduğunu belirterek, “Ne yaparlarsa yapsınlar onları göndereceğiz” dedi.  
 
25 Nisan 2023 tarihinde itirafçı Ümit Akbıyık’ın iddiaları üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında Amed merkezli 21 ilde aralarında gazeteci, avukat, siyasetçi ve sanatçıların da olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. 25 Nisan'dan bu yana gözaltına alınan en az 191 kişiden 52'si tutuklandı, 139 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 29 Nisan’da Ankara merkezli bir soruşturma kapsamında da aralarında Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ile Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz’ın da aralarında olduğu 19 kişi gözaltına alındı. Dicle ve Sedat ile birlikte toplam 5 kişi tutuklandı. 30 Nisan’da da İstanbul ve Eskişehir’de yürütülen bir soruşturmada aralarında Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Etkin Haber Ajansı (ETHA) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin olduğu 23 kişi gözaltına alındı. 23 kişiden 7’si tutuklanırken 7 kişiye ev hapsi verildi. 8 kişi ise serbest bırakıldı. Hakkında ev hapsi kararı verilen 2 kişi 4 Mayıs’ta savcılık itirazı sonucu yeniden gözaltına alındı. Seçim operasyonu olarak değerlendirilen gözaltı ve tutuklamalara tepkiler sürerken, İzmir’deki siyasetçilerden de tepki geldi. 
 
‘Kaybedeceklerini biliyorlar’
 
Emekçi Hareket Partisi’nden (EHP) Mizgin Sümbül, Amed’de yapılan operasyonların ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi üyelerinin (ESP) gözaltına alınmasının seçimden hemen önce olduğuna dikkat çekerek, “Mücadele edenler, gazeteciler, hukukçular, seçim güvenliğiyle ilgili haber yapacak olanlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Ama biz biliyoruz ki 14 Mayıs’ı bir siyasi darbe olarak nitelemelerinden ve bu operasyonlardan kaybedeceklerini artık onlar da açıkça biliyor. Bunu artık iktidar da idrak etmiş olmalı ki her yerden saldırmaya başladı ve tabi ki ilk hedefi sosyalistler, mücadele edenler oluyor. Ama biz her seferinde söyledik, onları göndereceğiz. Halkın iradesiyle onları göndereceğiz yani darbeymiş söylemi ancak onların kendilerini avutmaları olabilir. Halk 14 Mayıs’ta sandıklara gidecek ve onları tıpış tıpış gönderecek” şeklinde konuştu.
 
‘Basın emekçilerinin tutuklanması seçim çalışmalarını engellemeye dönük’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Eşbaşkanı Berna Çelik, gözaltına alınan ve tutuklananların meşru zeminde siyaset yürüten kişiler olduğunu ifade ederek, seçime çok az bir zaman kala yapılan gözaltıların seçim çalışmalarının enerjisini sindirmeye yönelik bir tutum olduğunu söyledi. Berna, “Sandık güvenliğini sağlamak için sorumluluk alan avukat arkadaşlarımızın gözaltına alınması aslında bir noktada seçim günü sandıklara yönelik bir saldırının da ön hazırlığının yapıldığının bir göstergesi. Basın emekçilerine dönük yapılan gözaltı da seçim sürecinde açığa çıkan seçim çalışmaları ve bunların tüm topluma servis edilmesi, insanların bu yürütülen çalışmalardan bilgisinin olmasının engellenmesine dönük bir çalışmaydı” dedi.
 
‘Amaç algı operasyonu’
 
Gözaltına alınan iki kişinin merkezi örgütlenme eşsözcüsü olduğunu söyleyen Berna, “Dosyada kısıtlılık kararı gösterilerek arkadaşlarımız gözaltına alındı. Suç olarak görünen bir şey vardıysa eğer arkadaşlarımıza rahatlıkla ulaşılabilirdi, adresleri belli, yapmış oldukları iş belliydi ama kamuoyu nezdinde bir algı operasyonu yaratmak için seçime az zaman kala böyle bir operasyon yaptılar” ifadelerini kullandı. 
 
‘Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz”
 
Baskılara karşı daha fazla mücadele edeceklerini dile getiren Berna, son olarak şunları söyledi: “Bizler her zaman şunu söyledik, bizler tutuklansak da gözaltına alınsak da baskılara uğrasak da mücadelemizden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Şu an arkadaşlarımız alındı ama onların şu an yapamadıkları işlerin sorumluluğunu aldık ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bir an evvel arkadaşlarımızın bırakılması için de elimizden gelen bütün çabayı da sarf edeceğiz.”
 
‘Provokasyonlara karşı hazırlıklı olunmalı’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin eski milletvekili Gülser Yıldırım da, gözaltı ve tutuklamaların bütünlüklü bir siyasi soykırım olduğuna dikkat çekerek, “Kürt halkı temel haklarını savunurken onlar için savunmasız halk deniliyordu. Bu soykırım operasyonları gözlemlendiğinde bunun bütünlüklü bir soykırım olduğu anlaşılıyor. Bu neyin zemini hazırlıyor, gazeteciler olmadığında bunların hile ve entrikalarından, hazırladıkları provokasyonlardan kimsenin haberi olmayacak. Onların zeminini hazırladığı provokasyonlara karşı hazırlıklı olmak gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘Çalışmalarımızı başarıyla sonlandırmalıyız’
 
Yapılan operasyonları önceki süreçlerden bildiklerini söyleyen Gülser, “Karanlık güçler, savaş isteyen güçler ortaya çıktığı zaman bunların sorumlusunun AKP hükümeti ve onun ittifakı olduğunu biliyoruz. Kaybedecekleri gün yaklaşıyor bu sebeple provokasyonları artıyor. Her ne kadar avukatlarımız, gazetecilerimiz, siyasetçilerimiz gözaltına alınsa da bizim çalışmalarımızı başarıyla sonlandırmamız gerekiyor. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, kirli sistemleri Kürt halkının, Türkiye halklarının eliyle ve Yeşil Sol Parti’nin ittifaklarıyla yıkılacak, halkımız bu iradeyi gösterecek. Kayyumlar, cezaevleri, yıllardır toplum üzerinde süren bu zulüm bu seçimle gidecek, ben bu inançtayım” dedi.
 
‘İktidar sıkıştığında ilk hedefi özgür basın oluyor’
 
Gözaltı ve tutuklamaların beklenmedik bir durum olmadığına işaret eden Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) üyesi Didar Gül, seçimler yaklaşırken AKP-MHP’nin bu tür saldırılarının olacağını tahmin ettiklerini ifade etti. Didar, “Çünkü her sıkıştığı anda Kürt Özgürlük Hareketi ve onun bayrağını taşıyan özgür basın emekçileri, basın ilk hedef oluyor. Çünkü bulunabildiği ve meşruluk sağlayabildiği tek alan şovenizm. Şovenizm üzerinden konsolidasyonu sağlayabileceğini düşünüyor. Seçimlerde kaybedeceğinin bilinciyle püskürtme, seçim çalışmalarına zarar vermeye yönelik girişimleri oluyor. Haliyle bu saldırıyı böyle okumak gerekiyor” değerlendirmesi yaptı. 
 
‘Bu saldırılar kaybedeceklerinin habercisi’
 
Özgür basın emekçilerine yönelik gözaltı ve tutuklamalara dikkat çeken Didar, “Birkaç ay önce özgür basına gözaltı ve saldırıları olmuştu. Ondan önce başka bir dalgayla Jinnews ve Mezopotamya ajanslarına saldırılar olmuşu. Yine hala susmayan, ısrarla halka bir şeyleri göstermeye çalışanlara tekrar saldırıda bulunuyorlar. Sanatçılar açısından da böyle. Kültür sanat halkın en geniş kesimlerine ulaşılabilen bir alan bu nedenle onlara saldırıyorlar, bizleri savunan avukat arkadaşlarımıza saldırıyorlar. Bunların hepsi AKP-MHP’nin kaybedeceğinin habercisi saldırlar” diye belirtti. Faşizmin yok emekten başka yönteminin olmadığını dile getiren Didar, son olarak “Etkin Haber Ajansı ve ESP’ye yapılan saldırıları da buradan değerlendirmek gerekiyor. Ama bu arada sokaklarda cevap veren irade var. Emek ve Özgürlük ittifakı, Yeşil Sol Parti ile genişleyen bir irade var. AKP-MHP de bu iradeye çarpıyor”  diye konuştu.