Çiğdem Kılıçgün Uçar: Tecride karşı ortak ses olmamız gerekiyor
- 14:16 2 Kasım 2024
- Güncel
İSTANBUL - HDK'nin 13’üncü Kadın Konferansı'nda konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürt sorunu bu kadar krizdeyken ve İmralı’da devam eden tecride karşı ortak ses olmamız gerekiyor. Gerek hukuki gerek siyasal anlamda o kadar çok mirasımız var ki bundan sonra da bu öncülüğü devam ettirmemiz gerekiyor. Yolumuz açık olsun” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 13’üncü Kadın Konferansı’nı “Umutla yürür, isyanla büyür, direnişle kazanırız” şiarıyla Sancaktepe Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştiriyor. Konferansın yapıldığı salona 6 farklı dilde “Jin, jiyan, azadî” pankartı asıldı. Ayrıca, “Emek de bizim beden de kimlik de bizim”, “Aşîtî bî berxedana jinan tê” ve “Sözleşmeden değil, şiddetten vazgeç” pankartları da yer aldı.
Konferansa, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, siyasi parti temsilcileri ve HDK delegeleri katıldı.
‘Kadınların, gençlerin, inançların, halkların isyanları var’
İlk olarak söz alan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, 21’inci yüzyılın kadın yüzyılı olduğunu belirterek, “21’inci yüzyılda kadınların, gençlerin, inançların, halkların isyanları var. Özellikle bu yüz yıllık süreç içerisinde ulus devletin kendisini inşa etmesi krizleri derinleştiren bir yerden oldu. Çünkü ulus devletle tekçiliği inşa etmek bir yönüyle kimlikleri, çokluğu, erkek egemenliği inşa etmek oluyor. Bu açıdan bizler 21’inci yüzyılı kadın yüzyılı olarak tanımlarken aynı zamanda farklılıkların da yüzyılı olduğunu söylüyoruz. İşte burada da HDK devreye giriyor. HDK kadın meclisleri tam da bu sıkışmışlık içerisinde var olmanın ve örgütlenmenin önemini ortaya koyuyor” dedi.
‘Birleşik mücadelenin yollarını aramalıyız’
İmralı’da tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kadın özgürlük mücadelesi açısından yansımalarına değinen Halide, “Yakın bir zaman önce yapılan görüşmede İmralı’dan bizlere bir selam geldi. Burada Sayın Öcalan’ın Kürt sorununun çözümündeki rolünü ve yeni yaşamı var ederken neler yapacağımızı yeniden düşündük. Tecrit var olduğu sürece sorunlar çözülmüyor ve bu aynı zamanda her türlü gaspı meşru gören bir tecrit olduğunu gösteriyor. O açıdan tecridin kaldırılması biz kadınlar için de yeni dönemin hedefi olarak kendini ortaya koyuyor. Çünkü bugün bir yönüyle İmralı’da tecrit altına alınmak istenen ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi; ama bu felsefe dünyanın her yerinde kendisini açığa çıkarıyor. Bu felsefe bugün nasıl evrenselse kadın mücadelesini de buradan feyz alarak birleşik mücadele haline getirmeyi bizlere gösteriyor. HDK’nin konferansı bu anlamda çok önemli. Baskı, savaş ve erkek egemenliğinin kadın kırımını bu kadar sistematik hale getirdiği bir dönemde biz kadınlar da isyanın sorumluluklarını yerine getirmeli ve yeni yaşam modelini Orta Doğu’da nasıl birleşik mücadeleye taşıyacağımızın yollarını aramalıyız” şeklinde konuştu.
Çiğdem Kılıçgün Uçar: HDK fikriyatı rehber oluyor
Ardından söz alan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, salonda bulunan kadınları selamlayarak konuşmasına başladı. HDK paradigmasının gelinen aşamada tüm toplumda karşılık bulduğunu söyleyen Çiğdem, “Bu maya tuttu. Çünkü Türkiye’de siyasal mücadelenin en çok zorlandığı konulardan biri de ortak mücadeleydi ve devlet halkları yan yana getirmeyerek kendi sistemini korumaya çalıştı. HDK, bu noktada ortaya koyduğu fikriyatla bunu aştı ve bizim için rehber olmaya devam ediyor” dedi.
‘Sayın Öcalan’a aile görüş yasağı’
Günümüzde Üçüncü Dünya Savaşı’nın devrede olduğuna dikkat çeken Çiğdem, bu savaşla Kürt kazanımlarının pazarlık haline getirilmeye çalışıldığını vurguladı. Bu anlamda PKK Lideri Abdullah Öcalan’la yapılan görüşme ve son dönemde yapılan açıklamalara işaret eden Çiğdem, “Bugün açığa çıkan bu tablonun herhangi bir sürece evirildiğini söyleyemiyoruz. Evet, 43 ay sonra Sayın Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirildi; ama hemen ardından yeni bir aile görüş yasağı verildi. Bunun adı yasa, demokrasi, kanun değil, ‘Kürt halkını tanımıyoruz ve Kürt halkını ezmeye devam edeceğim’ demektir” diye belirtti.
‘Yüzleşme olmadan her sorun tekrar tekrar önümüze geliyor’
Çiğdem, konuşmasına şöyle devam etti: “Yüzleşme çok kıymetli. Yüzleşme olmadan her sorun tekrar tekrar önümüze geliyor. HDK’nin kuruluşu ve paradigması tam da bunun içindi. Bir yandan devletçi yani erkek siyaseti kendini dayatırken diğer yandan HDK bunun karşısında çok büyük bir alternatif yarattı. Çünkü devraldığımız mirasla attığımız adımlarla büyüyerek ilerledik. Cesaret kırıldığı andan itibaren toplum örgütsüz hale geliyor. Kürt sorunu bu kadar krizdeyken ve İmralı’da devam eden tecride karşı ortak ses olmamız gerekiyor.
Kadın mücadelesi umudunu hiç yitirmedi ve tüm baskılara ve zorbalıklara rağmen kendini örgütlemeye devam etti. Bakın, saçımızın teli bir eylemdir. 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nde kadınların zılgıtları bir eylemdir. Bu kimlik çok direndi ve bugün hedefte. Neden? Çünkü sisteme karşı alternatif olarak gelişti. En kritik dönemdeyiz. Gerek hukuki gerek siyasal anlamda o kadar çok mirasımız var ki bundan sonra da bu öncülüğü devam ettirmemiz gerekiyor. Yolumuz açık olsun.”
Konferans, konuşmalarla devam ediyor.