Depremin üzerinden 3 ay geçti, Bulam ilk günkü gibi
- 09:04 4 Mayıs 2023
- Yaşam
Dilan Babat
SEMSUR - Depremin üzerinden yaklaşık üç ay geçerken, Bulam köyünde kadınlar, çadırdaki yaşamın zorluklarına dikkat çekerken, sağlık sorunlarının da baş gösterdiğine dikkat çekti. Kadınlar, “Bir fasulye bir nohutla olacak iş değil” diyerek, sorunlarının hala çözülmemesine tepkili.
Mereş merkezli meydana gelen depremin üzerinden yaklaşık üç ay geçti. Depremin yıkıma neden olduğu yerlerden biri de hala enkazı kaldırılmayan onlarca köylerden bir olan Semsûr’a bağlı Bulam köyü. Köyde, enkazın olduğu yerlerde çadırlar yan yana kurulurken, yurttaşlarda kimi hastalıklara neden oldu. Bu durumdan en çok etkilenen çocuk ve kadınların için en önemli sorun ise hijyen. Temiz suya erişimin ve kadınlara ait alanların olmamasından dolayı vücut temizliğini de yapamayan kadınlar, birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya.
‘Kadına ait alan yok’
Tuvaletlerin ortak kullanımından dolayı da sağlık sorunu yaşayan kadınlar, ayrıca, çadır içerisinde temizlik, çocuk ve yaşlı bakımından da sorumlu tutuluyor. Çadırların yol üzerinde kurulmasından dolayı sürekli tozlu hava ve yıkılan evlerin enkazından dolayı ortaya çıkan asbest ise kadınların yaşamını giderek zorlaştırıyor. Sabah erken saatlerde güne başlayan kadınlar, aynı zamanda ekmek pişirme, halı yıkama gibi işlerin yanı sıra havaların ısınmasından dolayı bozulan yiyeceklerin sorumluğunu da yüklenmiş durumda.
Belediye başkanına tepki
Köydeki depremzedelerden Zahide Yıldız, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Çadırda çok fazla sorun yaşıyoruz. En basiti banyo sorunu yaşıyoruz. İlaç sorunumuzu dahi karşılayamıyoruz. Ne muhtarın ne de belediye başkanının umurundayız. Çadırda bu küçük alanda kendi unumu getirerek, ekmek yapıyorum, çünkü bazen yemek geliyor bazen gelmiyor. Çok fazla sorunumuz var. Çamaşırlarımızı evi yıkılmayan komşularımıza götürüyoruz. Orada yıkatıyoruz. Banyo için de yine komşularımızın evini kullanıyoruz. Ama utanıyoruz artık. Çadır dışında tek bir şey dahi görmedik, belediye başkanını 3 aydır görmedik. Gelip sorunlarımızı dahi dinlemiyor. Yardım geldim mi gelip alıyor gidiyor. Kendi istediğine veriyor, ama biz bir şey görmedik.”
İhtiyaçlar karşılanamıyor
Kadınların sorunlarında artış olduğunu ifade eden Zahide, “Tüm yük bizde. Doğru düzgün üzerimize giyecek bir şey yok. Elimde olan parayla çocuklarıma bir şey aldım. Ama son param bitti. Bugün ben kendi ihtiyacımı dahi karşılayamıyorum. En basitinden iç çamaşırına dahi doğru düzgün erişemiyoruz. Yardım gelirse oradan alıyoruz, onun dışında alamıyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz” dedi.
‘Fasulye ve nohutla olacak iş değil’
Evdeki iş yüküne göre çadırda iş yükünün daha fazla olduğunu söyleyen Elif Doğramacı ise, havaların ısınmasından dolayı çadırlarda bulunan tüm gıdaların bozulduğunu, onların dahi koruma görevinin kadınlarda olduğunu kaydetti. Elif, “Çadırlara bir buzdolabı dahi getirilmiyor. Deprem, 4’üncü ayına girecek, ne sıcak suyumuz var ne de bir buzdolabımız var. Gidip komşularımızda banyo yapıyoruz. Öyle bir fasulye bir nohutla olacak iş değil. Temizlik her şeyden önce geliyor ama o da yok. Sıcak su getirmek bu kadar zor olmaması gerekiyor. Özelimiz dahi kalmadı ki çadırların içinde. Gelip bu duvar diplerinde oturuyoruz. Sabah kendimize sıkıntı yapmaktan elimizden bir şey gelmiyor. Umarım her şey düzelir. Daha konteynır dahi gelmedi” sözleriyle yaşadıkları sorunları özetledi.
‘Banyo en büyük sorun’
Eşinin ve çocuklarının yanında olduğu için kendisini biraz daha güvende hissettiğini kaydeden Elif, “Burada herkes birbirini tanıyor, onun için güvende hissediyoruz. Sıkıntıdan başka hiçbir şey gelmiyor. Bazı arkadaşlarımız geliyor, yardım ediyor ve ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyor. Burada banyo, temizlik gibi ihtiyaçlarımız hala sorun. Bir çamaşır makinası dahi getirselerdi burada kıyafetlerimizi yıkatırdık, ama onu da getirmediler. 4 ay olacak tek bir şeyimiz düzelmedi” dedi.
Çadırlarda bulunanların tamamının komşuları olduğunu vurgulayan Zeynep Taşan, bu yüzden özel alanlarının olmadığını sözlerine ekledi. Zeynep, “Bir an önce evlerimizin yapılmasını istiyoruz. İki tane yetişkin oğlum var. Bir çadırda birlikte kalıyoruz. Günlük duş almak istiyoruz, ama olmuyor. Bir çadırın içinde ne yapabiliriz ki. 3 metrekare bir çadırda neyin özeli olacak ki. Bir odam kalsaydı yine bana yeterdi. Ama kalmadı. 3 aydır enkaz kalkmadı, evler ne zaman yapılacak? Umudumuz dahi bitti, bir belirsizlik yaşıyoruz. Yetkililerden tek bir cevap almış değiliz. Kadınlar olarak yaşadığımız sorunlar almış başını gidiyor. Tuvaletler ortak, haftada bir kez evi yıkılmamış komşularımızda banyo yapıyoruz. Ne kadar temiz olabiliriz? Şimdiye kadar hava soğuktu, idare ediyorduk. Ama şimdi havalar ısınıyor, ne yapacağız? Tütün işi yapıyoruz. Bir günde iki kere duş almamız gerekiyor, o da yok. İster istemez bu sorunlar, bizlerin de moralini bozuyor” diye belirtti.
‘Tek bir yetkili gelmedi’
Bir diğer depremzede Sitiye Şenses de, şeker hastası olduğunu ve havaların ısınmasıyla birlikte çadırda yaşamanın zor olduğunu paylaştı. Sitiye şunları söyledi: “Su sorunumuz devam ediyor. Temiz suya hala erişmiş değiliz. Diyeceğimiz çok şey var ama konuşmak istemiyoruz artık. Konuşuyoruz ama hiçbir şey hallolmuyor. Her gelene sorunlarımızı dile getiriyoruz, ama derdimize derman olacak biri yok. Tek bir yetkili dahi gelmiyor. Çadırlarda bir nohut bir fasulye ile yaşıyoruz. Kadın olarak sorunlarımız var ama kaç aydır söylememize rağmen çözülmüyor. Artık ne yapalım?”