ÖHD: Doğaya müdahale politikalarından vazgeçilmeli!
- 14:01 5 Nisan 2023
- Ekoloji
RIHA - Riha ve Semsûr’da yaşanan sele ilişkin hazırlanan raporunu paylaşan ÖHD Riha Şubesi, uyarılara rağmen belediyenin ve AFAD’ın önlem almadığına dikkat çekti. ÖHD ayrıca, doğaya müdahale niteliğinde imar izinleri vermekten vazgeçilmesi çağrısı yaptı.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şubesi Ekoloji Komisyonu, 15 Mart’ta sağanak yağış nedeniyle Riha ve Semsûr’da yaşanan sele ilişkin hazırladıkları raporu dernek binasında yapılan basın toplantısı ile paylaştı. ÖHD üye ve yöneticilerinin katıldığı toplantıda raporu, Ekoloji Komisyonu Sözcüsü Ayşe Şehriban Demirel okudu.
Kendi raporlarını da göz ardı ettiler
15 Mart’taki selde 21 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Şehriban, 27 Mart’ta bir kez daha sel baskınları yaşandığını ve sonucunda ciddi maddi zararların ortaya çıktığını belirtti. 2021 Afet Risk Azaltma Planı (IRAP) raporunda, sel olacak derelerin derecelendirildiğine işaret eden Şehriban, planda belirtilen derelerden Cavşak Karakoyun, Akpınar Mance ve Sırrın’ın taştığını dile getirdi. Tüm uyarılara rağmen belediye ve AFAD yetkililerinin hiçbir önlem almadıklarını kaydeden Şehriban, “Yetkililer sorumluluk almak yerine kendileri tarafından hazırlanan rapor da göz ardı edilerek sağanak yağışın felakete dönüşmesine neden olmuştur. Hemen hemen bütün kentlerde plansız, çarpık yapılanma sonucu sel altında kalındığı biliniyor” dedi.
Öneriler paylaşıldı
Şehriban, yeniden benzer felaketlerin yaşanmaması için şu önerileri sıraladı:
“* Gerekli tedbirlerin alınması ve ihtiyaçların karşılanabilmesi için bölgenin böyle durumlarda bir an önce ‘Afet Bölgesi’ kapsamına alınması gerekmektedir.
* Dere ıslah çalışmaları, dere yatağını değiştirme çalışmaları, dolgu alanları yaratma çalışmaları yapmaya, çarpık kentleşmeye yol açan imar izinleri vermeye yönelik politikalardan vazgeçilmeli; mevcut çalışmalar durdurulmalıdır.
* Sel sonrasında oluşabilecek salgın ve bulaşıcı hastalıklara karşı sağlık taraması yapılmalı, elektrik, su, telefon ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz sağlanması gerekmektedir.
* Sel ve su baskının tekrar yaşanabileceği gerçeğinden hareketle, acil bir tespit ve tahliye çalışması yürütülmeli, yaşamını yitiren yurttaşların zararları kamu tarafından tazmin edilmelidir.
* Sel sonrasında evleri ‘oturulmaz’ hale gelen mülkiyet sahibi ve kiracı yurttaşlara barınma imkânları sunulmalı; zararları tazmin edilmeli, eşya ve kira yardımı yapılmalıdır.
* Kriz yönetimi açısından halkın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olan idare konu ile ilgili uzmanlığı bulunan meslek kuruluşlarının, bilim insanlarının ve sivil platformların görüşleri doğrultusunda gerekli tedbirler alınmalıdır.
* İdari makamların sel felaketi öncesinde ve sonrasındaki eylemleri ve tesis ettiği işlemlerin öğrenilmesi için bireysel bilgi edinme başvurularının; zarar tespit tutanaklarının yurttaşlarla paylaşılmasının sağlanmasına ilişkin başvuruların örgütlenmesi gerekmektedir.
* Sel felaketi öncesi ve sonrasındaki ihmaller tespit edilerek ilgili kişi ve kurum yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır.
* İdarenin sorumluluğunun tespiti açısından, zarara uğrayan yurttaşlar adına zararın tazminine ilişkin idari dava süreçleri başlatılmalıdır.
* Sel sonrasında göllerde ve derelerde oluşan kirlilik tespit edilmeli, kirliliğin su canlıları üzerindeki etkileri raporlanmalıdır.
* Sel sonrasında yaşamını yitiren hayvanların envanteri çıkarılmalı, sokak hayvanlarının akıbeti araştırılmalıdır.
* Depremden etkilenen bölgelerde görülmesi beklenen yağışlar için acil tedbir alınmalı, güvenli konutlarda barınma sorunları çözülmelidir.
* Balıklı Göl gibi selden etkilenmiş ve etkilenme riski olan kültürel varlıkların zarar görmemesi için koruyucu önlemler alınmalıdır.
* Selden kaynaklı zarar gören tarım arazileri, ekinleri ve ağaçların hasar tespiti yapılması hasarların karşılanmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir.”