Cezaevleri raporu: Süresiz tecrit ve hücre cezası uygulanıyor

  • 14:16 3 Nisan 2023
  • Güncel
 
WAN - Wan Barosu, İHD, ÖHD ve TUHAY-DER’in cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin açıkladığı raporda, tutsakların yaşam, sağlık, iletişim ve daha birçok hakkının engellendiğine dikkat çekilirken, özellikle tek kişilik odalarla tutsaklara süresiz bir tecrit ve hücre cezasının uygulandığı vurgulandı. 
 
Wan Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi, Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği  (TUHAY-DER), Erzurum Oltu Tipi, Erzurum Dumlu 1 No’lu ve 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevleri, Van Yüksek Güvenlikli F ve T Tipi Cezaevi ile Ahlat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaptıkları görüşmeleri ve yaşanan hak ihlalleri ile ilgili hazırladıkları raporu, düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda açıklanan raporu ÖHD Wan Şube Yöneticisi Ebru Demirtepe okudu. 
 
Sağlığa erişim hakkı ihlali 
 
Ziyaret ettikleri bütün cezaevlerinde, hastaneye sevk isteyen tutsakların hastaneye çok geç götürüldüğünü, bazı cezaevlerinde hastaneye sevklerin hiç yapılmadığını söyleyen Ebru, bazı cezaevlerinde ise hastaneye sevklerin geç de olsa yapıldığı ancak askerin ya da gardiyanların, ağız içi araması ve ya doktorun kelepçeli muayene dayatmalarından ötürü tutsakların muayene edilmeden geri döndüklerini ifade etti. Özellikle hasta tutsakların tedavi koşullarının olmadığını veya oluşturulmadığını kaydeden Ebru, tutsakların sağlığa erişim haklarının ihlal edildiğini vurguladı. 
 
Haberleşme hakkı ihlali 
 
Tüm cezaevlerinde kitap kotasının olduğunu hatırlatan Ebru, “Odada bulundurulan kitap sayısında 3 ile 10 kitap arası kota uygulandığı, birçok hapishanede Kürtçe kitapların verilmediği ve hatta bazı hapishanelerde Kürtçe kitapların hiç verilmediği tarafımıza aktarılmıştır. Bu husus mahpusların eğitim ve ifade özgürlüğünün ihlali anlamı taşıdığı görülmektedir. Yine bahsedilen hapishanelerin tamamında yasal olarak günlük yayınlanan Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün gibi gazetelerin verilmediği ve yine ulusal bazda yayın yapan muhalif TV kanallarının olmadığı, gönderilen mektupların çoğunlukla verilmediği ve hatta verilen mektupların da sansürlenerek verildiği, özellikle Kürtçe yazılan mektupların tercüme olanağın olmadığı gerekçesi ile katiyen verilmediği tarafımıza aktarılmıştır. Bu anlamda mahpusların haberleşme haklarının ihlal edildiği görülmektedir” dedi. 
 
Gıdalar az veriliyor 
 
Ziyaret edilen cezaevlerinin birçoğunda yemeklerin doyurucu olmadığı ve çok az verildiğini aktaran Ebru, “Bazı hapishanelerde yemeklerin yenemeyecek kadar kötü olduğu ve özellikle dışarıda yaşanan enflasyonun kat be kat fazlasının hapishane kantinlerinde yaşandığı ve birçok mahpusun kantindeki fahiş fiyatlardan ötürü ihtiyaçlarını gideremediği hususları tarafımıza aktarılmıştır” ifadelerini kullandı.  
 
Süresiz hücre cezası
 
Yüksek güvenlikli cezaevlerinde bulunan tutsakların sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakıldığına dikkat çeken Ebru, şunları dile getirdi: “Pandemiyle birlikte sınırlandırılıp daha sonra sınırlandırmalar kısmen gevşetilmiş ise de 6 Şubat’ta gerçekleşen deprem ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmaktadır. Bu durum mahpusların ağır bir tecrit altında oldukları ve sosyalleşme imkanlarının tamamen ellerinden alındığını göstermektedir. Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nin yapısı tek kişiliktir. Bu hapishanede ağırlaştırılmış müebbet alan tutuklular, müebbet alanlar ve süreli hapis cezası alan mahpusların tamamının tek kişilik hücre tipi odalarda tutuldukları. Mahpusların tek kişilik hücre tipi odalarda izole bir şekilde tutulmalarının hiçbir yasal dayanağı olmadığı gibi böylesi bir uygulamanın ‘Süresiz hücre cezası’ anlamına geldiğini vurgulamak isteriz.”
 
Koğuşlarda arama 
 
Cezaevlerinde her ay birkaç kez yapılan rutin oda aramalarının amacı dışına çıktığını belirten Ebru, “Oda aramaları yasaklı bir şey arama amacından ziyade odaların dağınık hale getirildi ve bütün eşyaların her tarafa saçıldığı söz konusu koğuş aramalarında mahpuslara askeri nizamın dayatıldığı,  mahpuslarca tarafımıza aktarılmıştır” diye konuştu. 
 
‘Siyasi saiklerle karar veriliyor’
 
Cezaevlerinde uygulanan “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar aldığını söyleyen Ebru, “Hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmekle bu yönetmeliğin iptali ile hapishane idari gözlem kurullarının tamamen kaldırılması veya yetkilerinin kısıtlanması ve bu uygulamaya derhal son verilmesi gerekmektedir. Hapishanelerde ‘koşullu salıverilme’ döneminde olan mahpusların ‘Hapishane Gözlem Kurulu’nun gerekçesiz kararları ile tahliyelerinin engellendiği gözlenmiştir. Bu kurullar, yargılama makamının yerine geçerek zaten cezasını infaz eden mahpusları tekrar yargılamakta ve tamamen siyasi saiklerle hareket ederek, keyfi olarak mahpusların koşullu salıverilme tarihlerinde bırakmayıp tahliyelerini ertelemektedir. Kanuna aykırı olarak uygulanan bu durumun derhal son verilmesi ve koşullu salıverilme süreleri gelen mahpusların derhal bırakılması gerekmektedir” sözlerine yer verdi. 
 
Hasta tutsakların durumu 
 
Hasta tutukluların durumuna değinen Ebru, “Özellikle hasta mahpuslara uygun tedavi koşulları sağlanmalıdır. Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle Yüksek Güvenlikli Cezaevlerinde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu izole koşullarının ağırlaşmasına neden olmuş, pandemi tehdidi azalması ve her yerde konulan tedbirler kaldırılmasına karşın hapishanede uygulanan yasaklamaların da gevşetilmesi ve kaldırılması gerekmektedir. Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir” diye konuştu.  
 
Tüm bu hukuksuzlukların bir an önce kaldırılması gerektiğinin altını çizen Ebru, yaşanan hak ihlallerine son verilmesi çağrısında bulundu.