Ağır hasta tutsak Dilek Öz bırakılmıyor
- 09:09 31 Mart 2023
- Güncel
Marta Sömek
İSTANBUL - Bakırköy Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Dilek Öz, 28 yıldır süren kalp, kronik astım, polip, böbrek ve yüksek tansiyon hastalıklarına rağmen tahliye edilmiyor. Cezaevinde mücadelesini sürdürmeye devam eden Dilek’in ailesinin tek talebi bir an önce tahliye edilmesi.
Bundan tam 28 yıl önce 25 yaşındaki Dilek Öz, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde okurken bir arkadaşını görmek üzere gittiği Ankara’da gözaltına alındı. 20 gün gözaltında tutulan Dilek, çok sayıda işkenceye maruz kaldı. İşkence ve insanlık dışı uygulamaların ardından ise Ankara’dan İstanbul’a götürülen Dilek, dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce (DGM), “Devletin birliği ve bütünlüğü bozmak” maddesi kapsamında yargılanarak 36 yıl ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Tek hayali gazeteci olmaktı
Okuduğu bölümü bitirmeyi ve gazeteci olmayı hayalleyen Dilek, mezun olacağı yıl tutuklandı. İlk tutukluluğunda Bayrampaşa Cezaevi’ne gönderilen Dilek, daha sonra Gebze ve Burdur Cezaevi’ne sürgün edildi. Son olarak da Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne sürgün edilen Dilek, 1994 yılından bu yana geçirdiği tutsaklığında kalp, kronik astım ve yüksek tansiyon hastalığına yakalandı. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre Marmara cezaevlerinde tutulan ağır hasta tutsaklardan biri olan 53 yaşındaki Dilek, uzun yıllardır hastalıklarıyla mücadele ediyor ve birçok hasta tutsak gibi tahliye edilmiyor.
Yoldaşlığı…
Dilek ile aynı koğuşta kalan arkadaşları yoldaşlığını şöyle anlatıyor: “Dilek rahim kanseri olması nedeniyle bir ameliyat geçirdi. Tüm hastalıklarına rağmen bir kez olsun gülümsemesi eksik olmadı. Dilek müthiş enerjisiyle her daim pozitif ve yoldaşlarını mutlu etmeye çalışan biriydi. Dilek o kadar enerjikti ki hangi yoldaşımızın bir sıkıntısı olsa koşar onunla ilgilenirdi. Her yoldaşımızı takip eder, izlerdi bir şeye ihtiyacı var mı diye. Yorulmasına ve zorlanmasına rağmen voleybol oynuyordu bizimle, herkese de oynatırdı. Mücadeleci ruhu ve pozitifliği çok etkilerdi. Herkesle tek tek oturup saatlerce konuşur, dinlerdi. Odası hiç boş kalmazdı, gece yarılarına kadar birileri ile konuşur, derdini dinler, yardım ederdi. Özellikle genç arkadaşlara çok yardım etmek isterdi, bu yüzden de onlarla özenle ilgilenirdi. Tahliye edilecek olan yoldaşlarımızı hazırlardı. Dilek çok güzel gitar çalar, şarkılar söyler ve çok fazla beste yapardı. Kalemi de çok güçlüydü, sık sık yazılar yazardı. Kürtçesi çok iyi olmadığı için Türkçe yazardı. ”
Dilek’in talebi bir an önce tahliye olmak
Kızının hastalıklarının ilerlediğine dikkat çeken Dilek’in annesi Suzan Öz de, cezaevinde yaşamını sürdürmekte zorlandığını, bu nedenle de bir an önce tahliye edilmesi çağrısında bulunuyor. Annesinin tek dileği ise yaşamını yitirmeden kızını bir kez olsun görebilmek. Dilek’in annesi, “Dilek’in 28 yılı bitti, 3 yılı kaldı. 15 yıldır hasta tutsaklar arasında kalıyor. Hastalıklarının bazıları genetik bazıları sonradan gelişti. Astım, böbrek, polip (tümör) hastalığı var, kulağıyla ilgili de sorun var. Cezaevi koşullarından rahatsız oluyor. Morali yüksek, elinden geldiğince kendi mücadelesini veriyor. Baskınlardan çok rahatsız, birçok eşyasına el konuldu. Özel eşyalarının kaybıyla ilgili sorun yaşadı. Eşyaları ulaşamadı. Dilekçe verdiler ama bu sorunlar hala sürüyor” dedi.
Dilek’in 10 yıl içerisinde iki kez ameliyat olduğunu belirten Suzan, “Ama etki olmadı. Kendisinin de bizim de talebimiz bir an önce tahliye olması” sözlerini kullandı.