Yeni bir bilim: Jineoloji
- 09:01 31 Mart 2023
- Güncel
HABER MERKEZİ - Kadın özgürlük mücadelesinin bilimsel çerçevesinin ifadesi olan “Jineoloji” bugün tüm dünya kadınları tarafından tartışılırken, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “Feminizmi de kapsayan kadın bilimine dayalı kadının özgürlük, eşitlik ve demokratik hareketi, açık ki toplumsal sorunların çözümünde başat rol oynayacaktır” tespiti, jineolojiye olan ihtiyacı ortaya koyuyor.
Kadın özgürlük mücadelesinde önemli bir teorik ve bilimsel adım olarak ele alınan ve tüm dünyada kadınların da gündemine gelen jineoloji gördüğü büyük ilgiyle beraber tartışılıyor. Kürt kadınların özgürlük mücadelesinde teorik, örgütsel ve ideolojik doğrultuyu belirleyen PKK Lideri Abdullah Öcalan bir de bilimsel çerçeve koyarak mücadeleye yeni bir ivme kazandırdı.
Dünya kadınların gündeminde
Yaklaşık 10 yıldır başta Kürt kadınların gündemine giren “Jineoloji (Kadın Bilimi)”, özellikle son yıllarda da dünya kadın hareketlerinin de gündemine girmiş durumda. Sosyal bilimleri yeniden ele alan ve yorumlayan jineolojiye ilişkin dünyanın birçok yerinde yapılan seminerler, paneller, toplantılar, atölye çalışmaları ile yoğun tartışmalar yürütülüyor. Jineolojiye, bir bilime neden ihtiyaç duyulduğunu PKK Lideri Abdullah Öcalan, İmralı Adası’nda kaleme aldığı savunmalarında ifade ediyor.
Feminizmden de öte kadın bilimi
Savunmalarında “Kadın doğası karanlıkta kaldıkça, tüm toplum doğası aydınlanmamış olarak kalacaktır İnsan eliyle inşa edilen, insan eliyle yıkılabilir” tespiti yapan Abdullah Öcalan, devamla “Ne bir doğa kanunu ne bir yazgı söz konusudur. Şebekenin kurnaz ve güçlü adamın kanserli ve hormonlu yaşam elleri olan tekellerin yıkılası düzenlemeleridir. Yaşamın evrendeki en harika çiftinin anlamlaşma derinliğini hep derinden hissetmişimdir. Kadınla önce düşünmenin, nerede, ne zaman, ne kadar bozukluk varsa tartışmanın ve gidermenin önemini tüm ilişkilerin önüne koyma cesareti gösterdim. Sadece güçlü, düşünen, iyi güzel ve doğru karar verebilen, böylece beni aşarken hayran bırakabilen muhatabım olabilen kadın şüphesiz felsefi arayışımın köşe taşlarındandır. Evrendeki yaşam akışının bu kadınla sırlarının en iyi, güzel ve doğru tarafıyla anlam bulacağına hep inandım. Ama hiçbir erkeğin beceremeyeceği kadar önümdeki erkek ve sermaye malıyla 90 bin kocalı Hürmüzle varoluş tarzımı asla paylaşmayacak olan ahlakıma da inandım. O halde feminizmden de öte jineoloji yani kadın bilimi kavramı amacı daha iyi karşılayabilir” diyor.
Kadın doğası karanlıkta kaldıkça…
Jineolojinin diğer bilimler gibi gerçeklik payı olduğunu belirten Abdullah Öcalan şunları dile getiriyor: “Jineolojinin ortaya çıkaracağı gerçekler herhalde teolojinin, eskatalojinin, politikolojinin, pedagojinin, velhasıl sosyolojinin birçok bölümlerine ilişkin lojilerden daha az gerçeklik payı taşımayacaktır. Kadının toplumsal doğanın hem fizik hem de anlam olarak en geniş bölümünü teşkil ettiği tartışma götürmez. O zaman neden çok önemli olan bu toplumsal doğa parçası bilime konu edilmesin? Pedagoji gibi çocuk eğitim ve terbiyesine kadar bölümlenmiş sosyolojinin jineolojiyi oluşturmaması, egemen erkek söylemli olmasından başka bir hususla izah edilemez. Kadın doğası karanlıkta kaldıkça, tüm toplum doğası aydınlanmamış olarak kalacaktır. Toplumsal doğanın gerçek ve kapsamlı aydınlanması, ancak kadın doğasının kapsamlı ve gerçekçi aydınlanmasıyla mümkündür. Kadının sömürgeleşme tarihinden ekonomik, sosyal, siyasal ve zihinsel sömürgeleştirilmesine kadar konumunun açıklığa kavuşturulması, tarihin diğer tüm konularının ve güncel toplumun her yönüyle açıklığa kavuşmasında büyük bir katkıda bulunacaktır.”
Kadın biliminin etik estetik ile bağı
Kadın biliminin etik ve estetik ile yakın bir bağ içinde olduğunu vurgulayan Abdullah Öcalan, “Kadın ayrıca ahlaki ve politik toplumun asal öğesi olarak özgürlük, eşitlik ve demokratikleşme ışığında yaşamın etiği ve estetiği açısından da hayati rol oynar. Etik ve estetik bilimi kadın biliminin ayrılmaz parçasıdır. Yaşamdaki ağır sorumluluğu nedeniyle kadının tüm etik ve estetik konularda hem düşünce hem uygulama gücü olarak büyük açılım ve gelişmeler sağlayacağı tartışmasızdır. Kadının yaşamla bağı erkeğinkine göre çok daha kapsamlıdır” değerlendirmesi yapıyor.
Özgür, eşit ve demokratikleşmeyi özümsemiş kadın…
Abdullah Öcalan kadın biliminin diğer bilimler bağına ilişkin de devamla şu önemli değerlendirmeyi yapıyor: “Duygusal zekâ boyutunun gelişkinliği bununla ilgilidir. Dolayısıyla yaşamın güzelleştirilmesi olarak estetik, kadın açısından varoluşsal bir konudur. Etik (Ahlak teorisi, estetik = güzellik teorisi) açıdan da kadının sorumluluğu daha kapsamlıdır. İnsan eğitiminin iyi ve kötü yönlerini, yaşam ve barışın önemini, savaşın kötülüğü ve dehşetini, haklılık ve adalet ölçülerini değerlendirme, belirleme ve kararlaştırmada kadının ahlaki ve politik toplum açısından daha gerçekçi ve sorumlu davranması doğası gereğidir. Tabii erkeğin kuklası ve gölgesi kadından bahsetmiyorum. Söz konusu olan özgür, eşit ve demokratikleşmeyi özümsemiş kadındır.
Kadın ekonomide esas rol oynar
Ekonomi biliminin de kadın biliminin bir parçası olarak geliştirilmesi daha doğru olacaktır. Ekonomi baştan beri kadının asal rol oynadığı bir toplumsal faaliyet biçimidir. Çocukların beslenme sorunu kadının sırtında olduğu için, ekonomi kadın için hayati anlam ifade eder. Kaldı ki, ekonominin kelime anlamı “Ev yasası, evi geçindirme kuralları” demektir. Bunun da kadının temel işi olduğu açıktır. Ekonominin kadının elinden alınıp tefeci, tüccar, para, sermayedar ve iktidar-devlet ve ağa gibi davranan yetkililerin eline verilmesi, ekonomik yaşama en büyük darbe olmuştur. Ekonomi-karşıtı güçlerin eline verilen ekonomi, hızla iktidar ve militarizmin temel hedefi haline getirilerek, tüm uygarlık ve modernite tarihi boyunca sınırsız savaş, çatışma, bunalım ve kavgaların baş etkenine dönüştürülmüştür. Günümüzde ekonomi, ekonomiyle ilgisi olmayanların, kâğıt parçalarıyla oynayarak kumardan beter yöntemlerle sınırsız toplumsal değer gasp ettikleri bir oyun alanı haline getirilmiştir Kadının kutsal mesleği, tamamen kendisinin dışlandığı, savaş makinelerini, çevreyi yaşanmaz hale getiren trafik araçlarını ve temel insan ihtiyaçlarıyla pek fazla alakası olmayan kâr getiren fuzuli ürünleri üreten imalathanelere, borsalara, fiyat ve faiz oyunlarına çevrilmiştir.
Feminizmi de kapsayan bilim…
Feminizmi de kapsayan kadın bilimine dayalı kadının özgürlük, eşitlik ve demokratik hareketi, açık ki toplumsal sorunların çözümünde başat rol oynayacaktır. Yakın geçmişteki kadın hareketlerinin eleştirisiyle yetinmeden, daha çok kadını yitik kılan uygarlık ve modernite tarihine yüklenmek gerekir. Eğer sosyal bilimlerde kadın konusu, sorunu ve hareketleri neredeyse yok derecesindeyse, bunun esas sorumlusu uygarlık ve modernitenin hegemonik zihniyeti ve maddi kültür yapılanmalarıdır. Dar, hukuki ve siyasi eşitlik yaklaşımlarıyla belki liberalizme katkı sunulabilir; fakat bu tür yaklaşımlarla sorunun çözümü şurada kalsın, olgu olarak çözümlenmesi bile sağlanamaz.
Moderniteyi çözümlemek
Mevcut feminist hareketlerin liberalizmden kopuk, sistem karşıtı güçler haline geldiklerini iddia etmek kendini yanıltmak olacaktır. Feminizmin baş sorunlarından birisi söylendiği gibi radikalizmse o zaman öncelikle köklü liberal alışkanlıklarla, düşünce ve duygu tarzları ve yaşamlarıyla ilgisini koparıp, arkasındaki kadın düşmanı uygarlığı ve moderniteyi çözümlemesi ve bu temelde anlamlı çözüm yollarına yüklenmesi gerekir. Demokratik Modernite kadın doğası ve özgürlük hareketini temel güçlerinden birisi olarak bilip hem geliştirilmesini, hem de ittifak yapılmasını başta gelen görevlerinden sayarak, yeniden inşa çalışmalarında değerlendirmek durumundadır.”