Emek ve Özgürlük İttifakı cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacak

  • 11:37 22 Mart 2023
  • Siyaset
ANKARA - Emek ve Özgürlük İttifakı, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimde cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağını deklare etti.
 
Emek ve Özgürlük İttifakı Dünya Ticaret Merkezi'nde düzenleyeceği basın toplantısıyla cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik tutumunu açıkladı. Toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan, Mithat Sancar, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, EHP Hakan Öztürk, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Sözcüsü Barış Kayaoğlu, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Juliana Gözen, Kürdistani İttifak’tan İnsan ve Özgürlük Partisi Genel Başkanı Mehmet Kamaç, Kürdistan Demokratik Partisi-Türkiye Genel Başkanı Mehmet Emin Kardaş katıldı.
 
İtitfak adına ortak açıklamayı HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan yaptı.
 
AKP’nin yıkım politikaları
 
Pervin, şöyle dedi: “Uzun süredir bir tartışma yürütüyorduk, depremden önce adayımızı çıkaracağımızı deklare etmiştik ama değişen şartlar sonrasında durumu ittifaklarımızla ve kurullarımızla yaptığımız tartışmalarda kararımızı gözden geçirdik. Bugün kararımızı ve tutumumuzu kamuoyu ile paylaşıyoruz. Türkiye tarihinin en kritik seçimlerinden birine iki aydan az bir zaman kaldı. Ülkenin ve toplumun geleceğini belirleyecek tarihsel bir andan geçiyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılının eşiğinde, ülkenin 13. Cumhurbaşkanı seçilecek ve parlamento yeniden oluşturulacak. AKP iktidarının son 21 yılda uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalar hayatın her alanında büyük bir yıkım yaratmış; özgürlükleri kısıtlayan, baskı ve hukuksuzluklara dayalı uygulamalar sınır tanımamıştır. Yaşadığımız çoklu sorunlar, çözümsüzlük ve ağır bunalım her geçen gün derinleşmektedir. AKP-MHP iktidarı, toplumun bugününü çalmıştır ve yarınını da tehdit etmektedir.
 
Temel ihtiyaç güçlü bir demokrasi
 
Ülkeye bir kâbus gibi çökmüş olan bu siyasi iktidar, her türlü tahakküm pratiklerini uygulayarak tek adam yönetimini ülkenin her bir karışına yaymış durumdadır. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” Türkiye halklarını nefessiz bırakmaktadır. Türkiye’nin en temel ihtiyacı halkın egemenliğine dayanan gerçek ve güçlü bir demokrasidir. Evrensel hak ve özgürlüklerin tanındığı ve anayasal güvence altına alındığı, demokratik hukuk ilkelerinin geçerli olduğu, sosyal ve ekonomik hakların yaşam bulduğu bir düzen istiyoruz. Yerel katılım mekanizmalarının işlediği güçlü bir yerel demokrasi olmadan bu hedefe ulaşmak mümkün değildir.
 
Emek ve Özgürlük İttifakı, emekçilerin ve tüm ezilenlerin taleplerinin sözcüsüdür.
 
Ülke ve toplum olarak 15 Mayıs sabahına umutla uyanacağız. Demokratik değişimi gerçekleştirecek güçlerin parlamentoda çoğunluğu kazandığı, Kürt sorununda demokratik ve barışçı bir çözüm için Meclis’in asli bir irade olarak görüldüğü, tüm muhatapların şeffaf bir diyalog ekseninde özgür bir tartışma yürütebildiği, yurttaşların eşit, özgür ve barış içinde bir geleceği kuracağı günler bütün vicdan sahibi insanlarımızın özlem ve talebidir.  Emek ve Özgürlük İttifakı, emekçilerin ve tüm ezilenlerin taleplerinin sözcüsüdür. Demokratik değişimin gücü ve inşa iradesidir. Halklarımızın haklarının yegane temsilcisi ve teminatıdır. Doğanın talanına karşı mücadelenin adresidir. Gençlerin özgür yaşamının güvencesidir. Türkiye’nin geleceğinin demokrasiyle buluşmasının anahtarıdır.
 
Gerçek alternatif biziz
 
Emek ve Özgürlük İttifakı olarak kadın özgürlükçü bir yaşamı kuracağız. Kadınların yok sayılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Kadınların yaşamın tüm alanlarında eşit ve özgür olacağı yarınların teminatı biziz. Kadınların, eşit temsiliyet ilkesiyle siyasette özne olmasının en güçlü savunucusuyuz. İttifakımız İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar yürürlüğe sokacak ve kadınların tüm kazanımlarını anayasal güvence altına almak için var gücüyle mücadele edecektir. Ve bizler, on yıllardan gelen mücadele birikimi, deneyim ve ferasetimizle Türkiye halklarının demokratik egemenliğinin tesis edildiği günlere kavuşmak için kararlıyız.  Türkiye’nin demokratikleşmesinin yolu Meclis’te emek, adalet ve barışta ısrar edenlerin, demokratik değişim ve dönüşümü gerçekleştirecek olanların, yani bizlerin önemli bir gücü elde etmesinden geçmektedir. Tek adam sistemi ve restorasyon arasında sıkıştırılmak istenen halkımızın gerçek alternatifi bizleriz.
 
Aday çıkarmayacağız
 
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tek adam yönetimine karşı tarihsel sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Ülkede demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin, toplumsal adaletin gerçekleşmesi için yoksulluğa, yolsuzluğa, talana ve ranta dayalı bir yönetimi sürdürmüş olan bu iktidardan, büyük tahribatın sorumlularından hesap sorma konusunda oldukça kararlıyız.  Bu nedenlerle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayacağımızı kamuoyu ile buradan deklere ediyoruz, bu kararı paylaşıyoruz. Halkın çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesinin, kamu yönetiminde adaletin sağlanmasının, toplumsal cinsiyet eşitliğinin, doğaya saygının, gençlere özgür yaşamın, barışçıl bir dış politikanın, tarafsız ve bağımsız bir yargının, özgürleşen kimliklerin ve en önemlisi de bütün bunları içeren demokratik bir anayasanın tesis edileceği bir siyasal iklimi inşa etmek acil hedefimiz ve mücadele sebebimizdir.
 
Kararımız önemli
 
Türkiye’nin çatışmaya değil aklı selim olanı uygulayarak barışmaya; toplumsal ve siyasal sorunlarımıza kalıcı, gerçekçi ve kapsayıcı çözümler üretmeye ihtiyacı var. Toplumu kutuplaştıran, gerginlik çıkaran, iç ve dış düşmanlar yaratarak huzursuzluğu büyüten, milyonlarca yurttaşın taleplerini ve özlemlerini görmezden gelen bir kişinin kazanma şansı olmayacaktır.  Hep birlikte aydınlık bir geleceğe yürümenin, siyasal demokrasiyi inşa etmenin yolu birlikte mücadeleyi ve umudu büyütmekten, cesaretle yeni bir yaşam için adımlar atmaktan ve toplumun özlemlerini, ihtiyaçlarını karşılayacak politikaları kararlılıkla savunmaktan ve uygulamaktan geçiyor. İşte bunun için bu kararımızın önemli olduğunu ifade ediyoruz. Herkese sevgilerimizi saygılarımızı yolluyoruz. Hepimize kolay gelsin ve yolumuz açık olsun.”
 
‘Kürt meselesinin çözümü için elimizden geleni yapacağız’
 
Deklarasyonun ardından ittifak bileşenleri tutumlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk şöyle konuştu: “Hepiniz hoş geldiniz, metnimizde de ifade edildiği gibi tarihsel bir görevi yerine getiriyoruz. Memleketin ne durumda olduğu ortada. Halkın nasıl bir durumda olduğu, nasıl ezildiği bir dönem yaşıyoruz. Herkesin ortaklaştığı nokta buna son verilmelidir. Tek adam rejimine son vermek için tek yumruk olmak zorundayız. Aydınlık ve özgür bir Türkiye’yi oluşturabilmek için bir iklim yaratmalıyız. O koşulları ve iklimi yaratmak üzere adım atıyoruz. Kendi tutumumuzu açıkladık. Bu ülkenin demokrasiye, özgürlüklere ulaşması, işçi sınıfının haklarına ulaşması için, kadınlar için, Kürt meselesinin çözümü için elimizden geleni yapacağız. Bunları yerine getirebilmek için elimizden geleni yapacağız, net bir mücadele yürüteceğiz. Burada önemli bir adımını attık. Önümüzdeki günlerde bunu her alanda hayata geçirmek için mücadele yürüteceğimizden kimse şüphe duymasın. Hepimizi yolu açık olsun.”
 
‘Tek adamı birlikte göndereceğiz’
 
EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de şanları belirtti: “Pervin başkan deklarasyonu ilan etti. Bu deklarasyonda sadece burada olan partilerin iradesi yok. İttifakımız cumhurbaşkanlığı ve deprem benzeri nedenlerle emek ve meslek örgütleriyle, milyonlarla, fabrikalarda, tarlalarda görüşerek bu iradeyi gösterdi. Bizim için esas olan şey başkanlık koltuğunun yetkilerinin ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin lağvedilmesidir. Güç zehirlenmesi içerisinde değiliz. Tüm Türkiye halklarına, emekçilere, işçilere, kadınlara seferberlik çağrısı yapıyoruz. Tek adamı hep birlikte göndereceğiz. Türkiye’nin yeniden inşasında, yeni bir tarih yazımında Emek ve Özgürlük İttifakı olmadan tarih yazılamaz, onu hep birlikte göstereceğiz. 15 Mayıs’ta bunu göstereceğiz, biz ‘elveda Erdoğan’ derken, gideni göndereceğiz ama geleni de kendimiz inşa edeceğiz. Türkiye’nin geleceğini, Üçüncü seçeneği halk için demokrasi, demokratik cumhuriyet belirleyecek. Hepimize kolay gelsin. Birlikte başaracağız halklar başaracak.”
 
“Hepinizin bildiği gibi biz de SMF olarak siyasi bir parti değiliz” diyerek konuşmasına başlayan SMF Başkanı Barış Kayaoğlu devamla şunları belirtti: “Biraz önce değerli başkanın deklarasyonda ifade ettiği gibi, deprem öncesi cumhurbaşkanı adayımızı deklare edeceğimizi belirtmiştik. Ama gelinen aşamada adayımızı çıkarmayacağımıza karar verdik. Bizler de bu noktada yeni süreçte aday göstermemenin Emek ve Özgürlük İttifakı’nın lehine olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede çalışmalarımızı devam ettireceğiz.”
 
‘Bu açıklama bir irade beyanıdır’
 
TİP adına konuşan Genel Başkan Erkan Baş,  “Ben de hepinizi TİP adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Gerek yaptığımız ortak açıklama, gerek yoldaşlarımızın vurguları bir çerçeve çiziyor. Biz Emek ve Özgürlük İttifakı’nı saray rejimine karşı en kararlı mücadeleyi veren kadınların, işçilerin, Türkiye halklarının ittifakı olarak tarif etmiştir. Tarihsel sorumluluğumuzun farkında olduğumuzu ve buna uygun karar vereceğimizi söylemiştik. Bugün bunu ifade ettik. Emek ve Özgürlük İttifakı bu ülkenin yeniden kuruluşunun en güçlü iradelerinden biridir. Bu açıklama bir irade beyanıdır. Türkiye’ye çağrıdır, tüm yurttaşlara bu mücadeleyi büyütme çağrısıdır. Bütün muhaliflere sorumluluk çağrısıdır. Gün hiç birimizin kendisini, partisini, ittifakını düşünme günü değildir; gün ülkenin bu karanlıktan kurtulması için elbirliği yapması gereken gündür. Bu irade ülkenin bu rejimden kurtulmak için güçlü bir adımdır. Yeni bir yaşamı yaratmanın kararlılığı ve umuduyla hepinizi selamlıyorum.”
 
‘Esas görevimiz seçimlerden sonra başlayacak’
 
TÖP Sözcüler Kurulu üyesi Juliana Gözen de, “Deklarasyonumuz tutumumuzu ifade etti, daha çok ittifakımız sorumluluk yüklendiği bir sürece girdik. 24 Eylül’de Emek ve Özgürlük İttifakı olarak barış için yola çıkmıştık. Bu ülkeyi yeniden inşa etmemiz gerektiğini ve bunun için bir mücadele başlattık. Kritik bir süreçteyiz, seçim sürecine girildi. Ülkeyi yeniden inşa etmeyeceğiz ama önemli bir adım atıyoruz. Ülkeyi elinde tutan çetelerle, ülkeyi yağmalayan ekipten bu ülkeyi kurturmak için önemli bir karar verdik.  Bu seçimden sonra görevimiz esas itibariyle başlayacak. Türkiye’de kadınların, emekçilerin, Kürtlerin, yan yana gelebileceği bir mücadeleyi inşa edeceğiz. 14 Mayıs ve sonrasında halkımızla birlikte bu ülkeyi birlikte inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Bu düzeni değiştireceğiz’
 
Son olarak söz alan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise şunları belirtti: “Deklarasyonumuz tutumumuzu tüm açıklığı ile ortaya koyuyor. 14 Mayıs seçimlerinin Türkiye tarihinin en kritik seçimleri olduğu konusunda herkes hemfikir. Bizler tutumumuzun ne olacağını bir buçuk yıl önce açıklamıştık. O günden beri şeffaf politika yürüttük, dürüst bir çizgi izledik. Deprem büyük bir yıkımla karşı karşıya bıraktı hepimizi, depremin yarattığı bu yıkım doğal bir sonuç değil, siyasi bir sorumluluk olarak görülmelidir. Depremle ortaya çıkan tablo ülkenin içinde olduğu büyük toplumsal çöküşün acı bir göstergesi oldu. Daha önce aday çıkarma yaklaşımımızı yeniden değerlendirdik. Bu süreçte ittifak güçlerimizle, bileşen partilerimizle, toplumun demokratik güçleriyle istişarelerde bulunduk. Bugün tutumumuz ortaya çıktı. Burada tüm demokrasi güçlerinin Türkiye ezilenlerinin katkısı ve sözü vardır. Siyasi stratejimiz net, biz bu iktidarı göndereceğiz.  Bu düzeni değiştireceğiz, bu bizim Türkiye halklarına karşı tarihi sorumluluğumuz ve demokratik görevimizdir, Demokratik ve özgürlük bir geleceği kurmak büyük bir barışı tesis etmek ancak ortak mücadele ile mümkündür. Bizim aday çıkarmama kararımızın altındaki gerekçe budur. Türkiye’de Emek ve Özgürlük İttifakı bu dönüşümün motor gücü olacaktır. Ama en geniş demokratik ittifak ülkeyi yeniden inşa etmek için önemlidir. Hep birlikte başaracağız. Emek ve Özgürlük İttifakı bu dönüşümün motor gücü olması için en güçlü şekilde parlamentoda olmalıdır. Hep birlikte başaracağız, hep birlikte kazanacağız, bu iktidarı göndereceğiz, bu düzeni hep birlikte değiştireceğiz. Yolumuz açık olsun.”