Marta Sömek

 

SEMSÛR - Depremde tüm ailesini kaybeden 13 yaşındaki zihinsel engelli Tunç Fincan’ın, amcasının vasilik talebi üzerine Almanya’ya giderek eğitim ve tedavi süreci başlatılacak.

 

Mereş merkezli 11 kenti etkileyen on binlerce insanın yaşamını yitirdiği depremlerin üzerinden bir ayı aşkın bir süre geçti. İktidarın ve devlet kurumlarının depremin ardından arama kurtarma faaliyetlerine geç başlaması hatta bazı deprem bölgelerine günler sonra gitmesi ise depremin bilançosunun ağırlaşmasına neden oldu. Depremden en çok etkilenen şehirler arasında olan Semsûr’’a (Adıyaman) AFAD, depremin 6’ncı günü gelirken, birkaç enkaza bakıp geri döndü. Depremzedelerin yardım çağrılarına rağmen ne arama kurtarma ekipleri ne de yetkililer hiçbir girişimde bulunmadı. Merkez ilçesi ile birlikte çok sayıda ilçe ve köyün yerle bir olduğu ve hayalet kente dönüştüğü Sêmsûr’da, on binlerce  kişi, ihmalkarlık nedeniyle enkaz altında yaşamını yitirdi. On binlerce cenaze de kentte kefensiz ve kıyafetleri ile yıkanmadan toplu mezarlara gömüldü. Öte yandan hayatta kalan depremzedelerin barınma ve temel ihtiyaç sorunu da artarak devem ederken gönüllülerin yardımları ve dayanışma çabaları ile yaralar bir parça da olsa sarılmaya çalışılıyor.

 

Çadır kentlerde örülen yaşamlar

 

Halkın büyük bir öfke ve tepki beslediği Sêmsûr’da, çevre illerden gelen gönüllüler ile yeni bir yaşam örülüyor. Gönüllülerin dayanışması ile kurulan çadır kentlerde kadınlardan çocuklara her yaştan depremzede için birçok çalışma yürütülüyor. Bu çadır kentlerden biri de Semsûr merkezde 10 Şubat’ta Cumhuriyet Mahallesi Hacı Fehmi Caddesi’nde, enkaz altında kalarak yaşamını yitiren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Semsûr Şube Başkanı Zülfikar Yılmaz adına oluşturulan çadır kent.

 

Ailesini kaybeden Tunç…

 

Büyük bir çoğunluğu Kürt Alevilerden oluşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Zülfikar Yılmaz Çadır Kenti’nde 13 yaşında ve zihinsel engelli olan Tunç, Fincan ailesinden canlı olarak “şans eseri” kurtulan tek kişi. Annesi, babası ve 3 kardeşi depremin ilk günü yaşamını yitiren ancak yaşadıklarını henüz kavrayamayan Tunç’a, amcası ile yengesi bakıyor. 3 gün boyunca cenazelerin, yıkık evlerinin bahçesinde bekletildiğini paylaşan Tunç’un akrabaları, yaşadıklarını 23 Şubat’ta ajansımıza şu sözlerle anlatmıştı: “Cesetlerle yan yana uyuduk. Jandarmalar da geldi ilk gün ama tamamen şov amaçlı. Tunç’un ailesi Karapınar Mezarlığı’nda gömüldü. Ne yıkanma ne de kefen yoktu. Kıyafetleri ve üzerimizdeki ıslak battaniyelerle gömdük. 3 gün boyunca yemek yiyemedik, ölüme terk edildik. 3’üncü gün Urfa’dan gelen gönüllüler çorba dağıttı, öyle yemek yiyebildik.” Yüzünden gülümsemesi bir kez olsun düşmeyen Tunç’un yengesi şunları eklemişti: “Enkazdan çıktığımız kıyafetlerle yaşıyoruz hala. Ne gelen ne de giden var buraya.”

 

Tedavi ve eğitimi Almanya’da sürecek

 

Almanya’da yaşayan amcası Hüseyin Fincan, yaklaşık 10 gün önce Tunç’un vasilik başvurusunda bulunarak yanında yaşaması için girişimde bulundu. Tunç’un amcasının vasilik talebi kabul edilirken Hüseyin, Tunç’un eğitim ve tedavisini sağlayabilmek için Almanya’ya gelmesini beklediğini söyledi. Tunç’un pasaport ve vizesi çıktıktan sonra Almanya’ya götüreceklerini belirten Hüseyin, “Tunç tüm ailesini depremde kaybetti. Eğitimi ve tedavisini Almanya’da sürdürmek istiyoruz. Gelişme olacağını düşünüyoruz” dedi.