Gever’de yasaklarla 7 yıldır kirli politikalar yürütülüyor
- 09:08 13 Mart 2023
- Güncel
Rabia Önver
COLEMÊRG - Gever’de ilan edilen ve 7 yılını geride bırakan sokağa çıkma yasaklarında, devletin yasakçı politikaları sürerken ilçede uyuşturucu ve fuhuş artış göstermiş durumda.
AKP iktidarı tarafından başlatılan, “çözüm” adı altında kentleri ablukaya alan ve sınır hatlarında “askeri kalekol” inşa ederek, süreci bitmesinin ardından 2015-2016 yılları arasında Kurdistan’ın birçok kentinde özyönetim ilanından sonra başlayan direnişe karşı sokağa çıkma yasakları devreye konuldu. 9 il ve 35ilçede ilan edilen yasaklar sürecinde 72’si çocuk 62’si kadın olmak üzere en az 310 yurttaş yaşamını yitirdi. Yine aynı yasaklar kapsamında binlerce ev ve işyeri yakılıp yıkıldı. Yasakların ilan edildiği yerlerde biri de Colemêrg’in (Hakkari) Gever ilçesi oldu. 2015-2016 yılları arasında ilçede 5 kez sokağa çıkma yasağı uygulanırken, en uzun yasak ise 73 gün sürdü. Üzerinden 7 yıl geçen yasağın yerini “özel güvenlik bölgesi” ve “eylem ve etkinlik yasakları” devraldı.
2015-2016 arası 5 kez yasak ilan edildi
İlçede Gever Demokratik Meclisi’nin 13 Ağustos 2015 tarihindeki “özyönetim” ilanının ardından özyönetim direnişleri sürecinde 5 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. ilk yasak 10 Eylül 2015’te 1 gün süreyle, sırasıyla 20 Kasım 2015’te 3, 7 Aralık 2015’te 1 gün sürdü. Daha sonra Yekineyên Parastina Sivîl'in (YPS-Sivil Savunma Birlikleri) 1 Şubat 2016'da kuruluşunu deklare etmesiyle, günlük ilan edilen yasakların süresi uzatılmaya başlandı. Kentteki en büyük ve en kapsamlı yasak 13 Mart-30 Mayıs 2016 tarihleri arasında devam eden 79 günlük yasak oldu. 79 gün sonra kısmi olarak devam eden ve 31 Ekim gününe kadar 06.00’dan, 22.00 ve 23.00 saatleri arasında uygulanan yasaklar da 151 gün sonra sonlandı.
Yasakta 7 mahalle yıkıldı
İlçede 7’nci yılını geride bırakan 79 günlük yasak sırasında kente bağlı Cumhuriyet, Güngör, Orman, Kışla, Mezarlık, Yeşildere ve Dize mahallelerinde şiddetli çatışmalar yaşandı. 79 gün boyunca ilçeye giriş ve çıkışlarının tamamen kapatılması nedeniyle Şemzînan (Şemdinli) ve Rûbarok (Derecik) ilçeleri ile Bajêrge (Esendere) beldesinin yolları geliş-gidişlere kapatılmış oldu. İlçeye bağlı Vezirava, Mexsudava, Elver, Peylan, Darê, Pirzala, Sekran ve Navdiyan, Bajêrge ve Xalane köyleri ile Çimenli mezrası yasaklardan nasibini aldı.
7 yılda 28 cenaze sahiplerine teslim edildi
Özyönetim direnişleri sırasında yaşanan çatışmalarda çoğu YPS üyesi olmak üzere aralarında sivillerin de bulunduğu 90'ı aşkın kişi yaşamını yitirdi. İnsan Hakları Derneği (İHD) şubesi tarafından yayınlanan Gever raporunda, yasak süresi boyunca 78 cenazenin Erzurum'daki Adli Tıp Kurumuna (ATK) götürüldüğü ve 2016 yılında bu cenazelerden 25’i ailelere teslim edilirken, 53’ü Erzurum’da Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiği bilgilerine yer verildi. Yine aynı raporda otopsi işlemlerine avukatların girmesine izin verilmediği, bir süre sonra mezarlıkta defnedilenlerin kimliklerinin karıştırıldığı ortaya çıktı. Yasak sonrası kimsesizler mezarlığına defnedilen 3 cenaze ise 6-7 yıl sonra ailelerin yaptığı başvuru üzerine teslim edildi. Kimsesizler Mezarlığı’nda, halen kimliği ve sayısı tespit edilmeyen birçok cenaze bulunuyor.
Mezarlıklar 7 yılda 7 kez yıkıldı
Farklı yerlerde ve farklı tarihlerde yaşamını yitirenlerin defnedildiği kişilerin cenazelerinin bulunduğu mezarlıklar da sık sık özel harekat polislerinin hedef oldu. Özellikle Orman Mahallesi’nde bulunan mezarlıkların duvarları yıkılarak, 7 kez de mezar kırılarak, üzerlerine "leş" yazılanması yapıldı. Özel harekat polisleri marşlar eşliğinde mezarlıkları tahrip ederek tahrip ettikleri mezarların etrafını ateşe vererek kimi mezarlık taşlarına kurşun sıkıldı.
5 bini aşkın ev kullanılamaz hale getirildi
Yasak sonrası açıklanan raporlarda yer alan verilere göre kent merkezi ve hemen bitişiğinde yer alan Mexsudava köyü de dâhil 5 binden fazla ev kullanılamaz hale getirildi. Yine aynı raporlarda yağmalanan ve yakılan birçok evin bölgeye yasak sürecinde getirilen iş makinaları ve işçiler tarafından kolonlarının kesildiği belirtildi. İnşaat Mühendisler Odası’nın (İMO) yasak sonrası yıkıma ilişkin hazırladığı raporda, az hasarlı konut sayısı 3 bin 193, orta hasarlı 647, ağır hasarlı 787, yıkık 867, yanmış konut sayısı ise bin 336 olarak açıklandı. Çatışmaların yaşanmadığı ve “Hendek, barikatların olmadığı mahallelerde asker ya da polis tarafından yakma ve yıkma yapıldığı gözlemlenmiştir” bilgisi yer alan raporda, evlerin birçoğunun eşyalarla birlikte yakıldığı tespitine yer verildi.
Esnaflar 50 milyon TL üzerinde zarara uğradı
Yine aynı raporlarda bin 500 işyerinin kullanılamaz hale geldiği, 150 işyeri tamamen yıkıldığı ve 50 milyon TL'nin üzerinden ekonomik bir zarar meydana geldiği belirtildi. Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na (YÜTSO) kayıtlı olmayan “Kayıt dışı" olan 500 işyeri sahibinin zararları karşılanmadığı gibi de Gelir Mükellefi Komisyon tarafından yapılan tespitlere rağmen yüzlerce esnafa herhangi bir nakdi destek yapılmadı. Söz konusu yıkımın büyük bölümünün, yasağın 42'nci gününde yapılan "operasyon bitti" açıklamasından sonraki süreçte yaşandı.
Yöresel kıyafetler dahil yakıldı
Yasak sürecinde asker ya da polis tarafından yerle bir edilen ilçede yıkılan evlerin duvarları ile yatak odalarına yapılan ırkçı ve cinsiyetçi yazılamalar halen akıllarda tazeliğini koruyor. “TC geldi, fistanlılar neredesiniz”, “Yüksekova grubundan selamlar”, “Aşk Yüksekova'da başka yaşanıyor", “Reis gereği yapıldı”, “Görücü geldik göremedik KÖH”, “Allah Türkü korusun" vb. yazılamalar sadece bunlardan birkaçıydı. Yine birçok evde kadınların iç çamaşırları ortalığa saçıldığı ve yöresel kıyafetler yakıldığı görüldü.
Uyuşturucu ve fuhuş artışı
Yasak sonrası ilçede asimilasyon, uyuşturucu, bahis ve fuhuş gibi durumlar da artış göstermeye başlandı. İlçe de yaşayan genç kadınlar fuhuş, en az 15 yaşındaki çocuklar uyuşturucu bataklığına ve erkekler torbacılık yapmaya sürüklendi. Özellikle yıkımın yaşandığı mahalleler de gençler arasında uyuşturucu kullanımı ve satışı yasaktan sonra dehşet verici bir boyuta ulaştı. Yoğun güvenlik önlemlerinin bulunduğu ve 7/24 saat mobeselerle izlendiği ilçe kolluk güçleri tarafından iç ferahlatıcı bir önlem alınmazken, uyuşturucu kullanımının liseli gençler arasında her geçen yıl artması dikkat çekiyor. Öte yandan yıkımın yaşandığı mahallelerde sürekli zırhlı araçlarla devriye atan kolluk güçleri uyuşturucu kullanan ve satış yapanları görmesine rağmen yaşanan durumu görmemezlikten geliyor.
Operasyonların sona ermesi üzerine Star Haber muhabiri Nazlı Çelik’in görüntü alabilmesi için çatışma ortamı yaratılarak, boş olan birçok bina bombalanarak yakıldı. Öte yandan boş olan evlere ırkçı ve cinsiyetçi küfürler yazıldı.
Sınırda birçok çocuk katledildi
Özyönetim direnişlerinin ardından 7 yıl geçmiş olmasına rağmen, bölgede yasaklar devam ediyor. Birçok köy “Özel Güvenlik Bölgesi” adı altında giriş çıkışlar yasaklandı. Yine “Özel güvenlik bölgesi” adı altında sınıra ticaret için giden çocuklar başta olmak üzere birçok yurttaş katledildi, birçoğu da yaralandı. Sınırda asker ve güvenlik korucuların kurşunuyla katledilen çocuk ve yurttaşlar için ise Valiliğin yaptığı açıklamalar genel olarak, “Kaza kurşunu ve havada seken kurşun” olarak açıklamalar yapıldı.
2 bin 482 gündür eylem etkinlik yasakları sürüyor
Öte yandan Colemêrg ve ilçelerinde 2 bin 482 gündür eylem etkinlik yasakları sürüyor. Sokağa çıkma yasakları kalktı ama eylem etkinlik yasakları o günden bu yana her 15 günde bir yenilendi. 15 günde bir yenilenen yasaklar ise sadece HDP’nin yaptığı eylem etkinlikler için uygulanıyor. Colemêrg'te halkın demokratik hakları ellerinden alındı ve kent abluka altına alınmış durumda.