Amed ve Êlih’de kayıplar soruldu

  • 16:20 18 Şubat 2023
  • Güncel
 
AMED/ÊLİH - Kayıp yakınları ve İHD, Bedriye Gümüş’ün faillerini, Cüneyt Aydınlar’ın da akıbetini sordu. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi  ve kayıp yakınları deprem dolayısıyla bu hafta yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Mêrdîn’in Nisêbîn ilçesinde 17 Şubat 1992 tarihinde katledilen Bedriye Gümüş’ün hikayesine değinildi. 
 
Bedriye’nin kayıp hikayesi şöyle ifade edildi: “Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Kuşkaya köyünde yaşayan Bedriye Gümüş, 2 çocuk annesiydi. O dönem askerler, köye sürekli bir şekilde ev baskınları düzenler. Köylüler her seferinde korucu olmaları yönünde askerlerce tehdit edilir. Ev baskınları ve koruculuk tehditlerine karşı köylüler, 17 Şubat 1992 tarihinde Yardere köyüne doğru protesto yürüyüşü düzenler. 
 
Yürüyüşü engelleyerek, köylüleri durduran askerler, yürüyüşün devam etmesi halinde müdahale edileceğini belirtir. Olumsuz hava koşullarına rağmen yürüyüşlerinde ısrar eden köylülere askerler tarafından silahla ateş edilir. Köylülerden Abdülselam Acet, Seyfettin Kopçak, Ali Ölmez, Abdülselam Özbey, A.Hakim Göllan olay yerinde yaşamını yitirir. Katledilen 5 köylüden 2’si zorunlu askerlikten izne ayrılan kişilerdir.
 
Olay yerinde yaralanan Bedriye Gümüş ise askeri bir araçla Mardin’deki bir hastaneye götürülür. Ailesinin anlatımlarına göre, askerler aileye, yaralama olayının örgüt militanları tarafından gerçekleştirildiğini söylemeleri için baskı yapar. Vücuduna birçok kurşun isabet eden Bedriye Gümüş, hastanedeki tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirir. 
 
Bedriye Gümüş’ün yakınları tarafından derneğimize yapılan başvuruya göre; olayın yaşandığı esnada Ramazan adlı bir binbaşı ile Mehmet Göçmen adlı bir yüzbaşı görevlidir. Ancak derneğimizin tüm girişimlerine rağmen olayın faillerine ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılmaz.”
 
Êlih’te 568’inci hafta 
 
İHD Êlih Şubesi ile kayıp yakınları da, her hafta yaptıkları eylemlerinin 568'incisini Gülistan Caddesi üzerinde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde yaptı. Kaybedilenlerin fotoğrafları ile "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı açılan eylemde konuşan İHD Êlih Şubesi Başkanı Devran Yıldız, 20 Şubat 1994 tarihinde İstanbul Bakırköy ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Cüneyt Aydınlar’ın hikayesini anlattı. 
 
7 gün kayıt dışı gözaltı 
 
Cüneyt Aydınlar’ın ' 90’ların başında Diyarbakır’daki ailesinin yanından üniversite eğitimi için İstanbul’a geldiğini hatırlatan Devran, "İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 3. sınıf öğrencisiydi. 20 Şubat 1994 tarihinde bir arkadaşı ile buluşmak için Bakırköy/İncirli’de bulunan Ömür Durağına gitti. Burada Terörle Mücadele polisleri tarafından bir operasyon kapsamında gözaltına alındı. Bu operasyonda gözaltına alınan 14 kişi gibi Cüneyt de Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. 7 gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltı kaydı yapıldı. 
 
Bir bacağı kırık ve ayakta duramadığı görüldü 
 
28 Şubat 1994 günü akşam saatlerinde, Terörle Mücadele Şubesinde görevli polisler Cüneyt’i Beyoğlu Çukurcuma Kadirler Yokuşu’na getirdi. Mahalle sakinleri 30 kadar polis eşliğinde elleri kelepçeli olarak getirilen Cüneyt’in kanlar içinde olduğunu, bir bacağının kırık olduğunu ve ayakta duramadığını gördüler. 
 
Firar ettiğine dair tutanak düzenlendi
 
Mahalle sakinlerinin 'yürüyemez halde' olduğunu söyledikleri Cüneyt’in yer gösterme esnasında 'Dur' ihtarına uymayarak kaçtığına ve arkasından koşmalarına rağmen yakalanamayıp firar ettiğine dair bir tutanak düzenlendi" diye konuştu. 
 
Ağır işkence yapıldı
 
Cüneyt ile birlikte gözaltında tutulan 14 kişinin tutuklanıp cezaevine gönderildiğini kaydeden Devran, şöyle dedi: "Bu kişiler 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna yaptıkları açıklamada Cüneyt Aydınlar’ın 20 Şubat 1994 tarihinde gözaltına alındığını ve onu 2 Mart 1994 tarihine kadar gözaltında gördüklerini söylediler. Ağır işkence gören Cüneyt’in 2 Mart 1994 tarihinde, kendisine 'Ölmeye hazır mısın? Ölmeye gidiyorsun!' diyen altı polis tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü ve kendisini bir daha görmediklerini açıkladılar. 
 
Cumhuriyet Savcısı olayı soruşturmak yerine polisin firar senaryosunu esas alarak Cüneyt hakkında yakalama kararı çıkardı. Hâkim, polislerin ifadelerini esas alarak haklarında beraat kararı verdi. Zamanaşımını gerekçe gösterip şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi."