Margaux Ewen: Amacımız baskıyı ortadan kaldırmak

  • 09:04 18 Şubat 2023
  • Güncel
 
Melek Avcı 
 
ANKARA – JINNEWS Yazı İşleri Müdürü Safiye Alağaş’ın da içinde olduğu tutsak gazetecilerin durumuna dikkat çekmek için bir çalışma başlatan Siyasi Tutsaklara Özgürlük İnisiyatifi kampanyasının direktörü Margaux Ewen, amaçlarının sadece gazetecileri ve aktivistleri hapisten çıkarmaya yönelik olmadığını, hükümetler tarafından uygulanan bu baskının da önüne geçerek ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.
 
Gazetecilere ve insan hakları savunucularına yönelik tutuklama ve baskı iktidar tarafından sürdürülüyor. Geçtiğimiz yıl Haziran ve Ekim ayında da 9 özgür basın çalışanı tutuklanırken deprem sonrası da gazetecilere yönelik baskılar daha da hızlandı. Depremin boyutunun duyulmasını istemeyen iktidar, deprem bölgesindeki gazetecileri bir taraftan hedef göstererek bölge halkını kışkırtırken diğer yandan kendi kolluk gücünü gözaltı, tutuklama, tehdit ve soruşturma için kullanıyor. Zira bölgede kışkırtmalar sonucu TELE1 muhabirlerini silahlı tehdit yaşanırken, JINNEWS ve Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri ve bölgede çalışan diğer muhabirler haber takibi sırasında gözaltına alınmıştı.
 
Bölgede yaşanan baskı ve şiddetin yanı sıra birçok depremzedeye dijital medya üzerinden ulaşılmasına rağmen insan hayatını hiçe sayan iktidar, yaşananları saklamak için Twitter kısıtlamasına gitti. Halkın haber alma özgürlüğüne yapılan müdahale birçok meslek örgütü ve uluslararası kurumlar tarafından kınanmıştı. Bunun yanı sıra ağır travmalara maruz kalan depremzede ve ailelerine yönelik de Ekim ayında kabul edilen Sansür Yasası devreye sokuldu. Mereş’in Türkoğlu ilçesinde bulunan Türkoğlu L Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu olan dayısı için dijital medya hesabından, “Yalvarırım sesimizi duyurun, mahkumların can güvenliği tehlikede, Kahramanmaraş Türkoğlu Cezaevi mahkumları ölüme terkedilmiş…” paylaşımı yaparak yardım isteyen Asya Doru, gözaltına alınmış ve daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Fakat daha sonra karara itiraz eden savcı, “Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma suçundan tutuklanma” talebinde bulundu ve Asya Doru tutuklandı.
 
İktidarın önlenebilir deprem felaketinin enkazını kaldırmak ve ihtiyaçları karşılamak yerine gazetecilere, depremzede yakınlarına ve durumu aktaran sağlık ekiplerine saldırması yaşanan ihmalin boyutlarını gözler önüne seriyor.
 
Dünya genelinde tutuklu bulunan gazeteci ve hak savunucularının özgürlüğü için başlatılan Siyasi Tutsaklara Özgürlük İnisiyatifi (A Political Prisoners Initiative) kampanyası direktörü Margaux Ewen, başlattıkları kampanyayı ve Türkiye’de gazetecilere ve siyasi tutsaklara yönelik baskıyı ve otoriter rejimlerin şiddetini değerlendirdi.
 
Dünyanın her yerinden 10 ayrı hikâye
 
İfade özgürlüğünü kullanan insanların otoriter rejimler tarafından hedef alınarak, hapse atılmasına dair başlattıkları kampanyanın bir destek ve çözüm sunma amaçlı olduğunu söyleyen Margaux, “Freedom House, dünya çapında otoriterliğe meydan okuyan çalışmaları nedeniyle hapse atılan insan hakları savunucuları, gazeteciler ve demokrasi yanlısı aktivistlere odaklanan yeni bir girişim başlattı. Bu yüzden geçen haftalarda yayınladığımız yeni bir web sitesinde bunu vurguladık. Bulundukları ülkelerde ve bölgede baskının simgesi olan, dünyanın her yerinden 10 ayrı hikâye yer alıyor. Aslında birkaç ifade özgürlüğü nedeniyle hapsedilenler yer alıyor ama aynı zamanda dini özgürlükler, demokrasi yanlısı çalışmalar, medeni ve siyasi özgürlükler de dâhil olmak üzere altını çizdiğimiz farklı insan hakları savunucuları da var. Bu nedenle, otoriter rejimler tarafından hedef alınan tüm farklı çalışma türlerini, bu tutuklamaların ve gözaltıların yalnızca mahkûmlar üzerindeki etkisini değil, bu kişilerin haber yapmaya çalıştıkları topluluk üzerindeki etkisini de anlamaya çalışıyoruz veya savunma yoluyla bir destek sunmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Orantısız güçle hedef alınan toplukların desteğimize ihtiyacı var’
 
Uzun zamandır Türkiye’de gazetecilerin hedefte olduğunu belirten Margaux, özellikle Kürt gazetecilerin bu baskılarla daha çok karşılaştıklarını söyledi. Margaux, “Türkiye'de son yıllarda gazetecilik faaliyetlerine karşı gördüğümüz baskı, Freedom House'un bir süredir gözlemlediği bir şey ve bunun daha geniş anlamda ifade özgürlüğü ve Kürt toplulukları üzerindeki etkilerini görüyoruz. Özellikle Kürt gazeteciler bu baskıyla daha orantısız bir şekilde hedef alınıyor. Bu nedenle altını çizdiğimiz 10 vakadan biri, hem Kürt gazeteci hem de kadınların hikâyelerini anlatan, kadın gazeteci kimliğiyle Safiye Alağaş. Sadece Türkiye'de değil, dünyadaki diğer bazı vakalarımızda da azınlık topluluklarının hedef alındığını gerçekten vurgulamak istedik. Ancak dünya genelindeki diğer vakalarımızdan bazıları, diğer ülkelerdeki vakalar kadar uluslararası düzeyde bilinmiyor ve biz de daha az tanınanlar üzerindeki bu baskıyı önlemek için desteğimizi vermeye çalışıyoruz. Orantısız güçle hedef alınan toplukların bizim desteğimize ihtiyacı olduğu gerçeğini vurgulamak istiyoruz. Özellikle Türkiye'de 'terörle mücadele mevzuatı' açısından bakıldığında, Uluslararası Basın Enstitüsü'nün verilerine göre gazetecilere yöneltilen suçlamaların başında bu geliyor” diye konuştu.
 
‘Yasalar ifade özgürlüğünü bastırmak için kullanılıyor’
 
Türkiye’de yaşanan depremde gazetecilere yönelik gözaltı, tehdit ve şiddet olaylarının üzücü olduğunu kaydeden Margaux, böyle bir trajedinin ortasında bilgi akışı ve kaynaklara erişiminin çok önemli olduğunu belirtti. Margaux, “Meslektaşlarınızın bu depremlerin neden olduğu büyük trajedinin ortasında bu baskıyı yaşadığını duyduğuma çok üzüldüm. Özellikle böyle bir zamanda bu bilgi çok önemli ve Türkiye'deki tüm insanları etkileyen bu olayları haber yapmak için gazetecilerin bölgeye ve kaynaklara erişimi olması önemlidir. Ne yazık ki, gazetecilerin diğer ulusal çıkarları ilgilendiren olayları veya ülke içindeki bölgesel çıkarlar için haber yapmaya itiraz ettiğinde birçok yerde gördüğümüz bir eğilim. Basın kartı olmadığı için birini tutukluyor. Bence bu aynı zamanda, yasaların, ifade özgürlüğünü sistematik olarak bastırmaya gerçekten yardımcı olmak için kullanıldığı ülkelerde gazetecilere uygulanan idari kuralların bir türünün de göstergesi. Çeşitli sebeplerle ve yasaların, bahsettiğiniz meslektaşlarınızın bugün veya son günlerde gözaltına alınması gibi durumlarda kişilerin tutuklanmasına izin verecek şekilde yazılması büyük sorun teşkil ediyor” değerlendirmesi yaptı. 
 
‘Bu tutsaklık tüm toplumu etkiler’
 
Gazetecilik faaliyetleri ve ifade özgürlüğünü kullandıkları için tutuklanan kişilere yönelik Margaux, bilgiye erişememenin tüm toplumu etkiyeceğine dikkat çekti. Margaux şöyle konuştu: “Bu nedenle, dünyanın tüm bölgelerinden öne çıkan 10 vakamız var. Avrupa ve Avrasya bölgesinde iki tane var ve biri Türkiye'den. Safiye davasını derledik çünkü inandıkları şeyler ve korumak istedikleri insan hakları için kendilerini riske atan kadınları, gazeteciler dâhil, insan hakları savunucularını öne çıkardığımızdan emin olmak istedik. Bu tutsaklık sadece onların çalışmalarını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda bilgiye erişim hakkı olan bir toplum olarak hepimizi etkiler. Ayrıca özellikle sistematik olarak hedef alınan bir topluluk olarak kadın meselelerini ve Kürt kadın meselelerini ele almasından dolayı bu listede yer alıyor. Bu tür bir baskıyı gerçekten vurgulamak istedik. Dediğim gibi, uluslararası toplumdaki pek çok kişinin Safiye'nin çalışmasına aşina olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle, onun inanılmaz geçmişini ve çalışmalarını güçlendirmenin bir yolunu bulmak istedik, aynı zamanda bu web sitesinde başlattığımız platform aracılığıyla bu toplulukta onun gibi insanlar yer alıyor.”
 
‘Anlatıyı kontrol eden hükümet sözcülerine fırsat veriliyor’
 
Baskıcı otoritelerin, gazetecileri tutuklayarak insanların güvenli bilgiye ulaşamayacağı alanlar yarattığını dile getiren Margaux, yaratılan alanların anlatıyı ve hikayeleri tamamen kontrol eden hükümet sözcüleri ile doldurulduğunu söyledi. Margaux, “Ne yazık ki, gazetecileri tutuklamak, otoriterlerin kullandığı bir baskı aracı olarak giderek daha yaygın hale geliyor çünkü gazeteciler, genellikle güçlülerin insanların duymasını istemediği bilgileri ve hikâyeleri rapor ediyor. Gazeteciler, bilgiyi ve kamu yararını gözeterek ve insanların hayatlarını nasıl yaşayacakları konusunda kendi kararlarını vermelerine izin vererek demokrasilerde kritik bir rol oynar.  Otoriterlerin gazetecileri tutuklaması inanılmaz derecede etkilidir çünkü bu, insanların güvenilir bilgilere erişemeyeceği veya güvenilir bilgileri alamayacağı alanlar yaratır. Sonra, anlatıyı kontrol eden, hükümet kontrolündeki sözcülere fırsat verilir ve insanlar yeni bir çöle bırakılır ve aşırı propagandaya daha çok maruz kalırlar. Freedom House olarak, gazetecilerin demokraside oynadıkları bu kritik rol ve projemizin bireysel vakaları aydınlatması nedeniyle gazeteciler de dâhil olmak üzere, insan hakları savunucularını desteklediğimizden gerçekten emin olma arzusuna geri dönüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Amaç sadece insanları hapisten çıkarmak değil’
 
Başlattıkları dayanışmanın amacının sadece gazetecileri ve aktivistleri hapisten çıkarmaya yönelik olmadığının altını çizen Margaux, hükümetler tarafından uygulanan bu baskının önüne geçerek ortadan kaldırmak istediklerini söyledi. Margaux, “Ayrıca, bu otoriter baskı aracına nasıl meydan okuyabileceğimizi ve bu otoriter baskı aracını uygulayan hükümetleri nasıl sorumlu tutabileceğimizi gerçekten ele almanın yollarını bulmak için dünya çapında insan hakları savunucularına, demokrasi aktivistlerine ve gazetecilere yönelik daha sistemik ihlaller hakkında farkındalık yaratmayı da amaçlıyoruz. Amaç sadece insanları hapisten çıkarmaya çalışmak değil aynı zamanda yeniden yönlendirilmemelerini veya yerlerine diğer meslektaşlarının tutuklanmamasını sağlamaktır. İnsan haklarının işletilmesi için çabalayan ve insanların demokratik bir toplulukta yaşaması için çalışan bu bireylerin, yaptıkları işler ve kullandıkları ifadeler sonucunda ceza almalarının veya hükümetler tarafından baskılanmalarının önüne geçerek tamamen ortadan kaldırmak istiyoruz” diye belirtti.
 
‘Demokrasi için çabalayan tutuklular bir sayı olmaktan öteye gidiyor’
 
Safiye Alağaş’ın da bu insan hakları savunucuları arasında olmasını, kadınların hak savunuculuğunu yapmasını “ilham verici” olarak değerlendiren Margaux, insanların demokrasi için çabalayanları tanıması gerektiğini vurguladı. Margaux şu sözleri kullandı: “Bireysel hikâyeleri öne çıkarmanın ve insanların parmaklıklar ardındaki tutsaklar ile bağlantı kurmasının önemli olduğunu düşünüyorum ve bu nedenle bu tür bireysel vaka profiline sahibiz. Safiye dâhil, insanların yaptığı işi neden yaptığını, onun için neden önemli olduğunu iyi anlamalarını ve hapiste olmasının etkisinin ne olduğunu aslında neyi amaçladığını bilmelerini istiyoruz. Biliyorsunuz, hapishanedeki diğer kadınların savunucusu olmayı sürdürme gayreti benim için çok ilham verici ve onun hikâyesini okuyan diğerlerine de ilham vereceğini düşünüyorum. Bence insanlar bu hikâyelerin insani görünüşünü anladıklarında artık demokrasi için çabalayan tutuklular, onlar için bir sayı olmaktan öteye gidiyor. Kişisel olarak yardım etmede rol almak istedikleri bir şey haline gelir. Bu yüzden, bireysel hikâye anlatımının çok önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü ifade özgürlüğü ve diğer insan hakları üzerindeki baskının küresel ölçeğine de baktığımız için, bu bireylerle gerçekten bir etki yaratmak ve parmaklıklar ardında olanlarla gerçekten dayanışma içinde olmak için her ikisine de sahip olmamız gerekiyor.”