Dilan Babat-Elfazi Toral

 

MEREŞ - Deprem bölgesinde hedef gösterilen Suriyeliler, güvenlik kaygısı yaşadıklarını ve bu yüzden çadırdan dışarı çıkamadıklarını söylüyor. 

 

Mereş'in Bazarcix (Pazarcık) ve Elbistan ilçelerinde 6 Şubat'ta meydana gelen ve 10 il, birçok ilçe ve köyü etkileyen depremlerin bilançosu giderek ağırlaşıyor.  Mereş’in Elbistan ilçesinin büyük kısmı yıkılırken, “ayakta kalanlar” ise ağır hasarlı. Neredeyse yok olan kentteki halkın yarısı göç etmek zorunda kalırken, şehir dışına çıkamayanlar ise dayanışmayla ayakta durmaya çalışıyor. Ancak bu süreçte dahi ayrımcılık siyaseti kimi depremzede kesimleri iki kere vuruyor. Siyasetçi Ümit Özdağ’ın hedef göstermesinin ardından Suriye’de savaştan dolayı topraklarını terk etmek zorunda kalan Suriyeliler de bu şekilde hedef haline geldi. 

 

Türkiye’de ötekinin öteki halini her anlamıyla yaşayan Suriyeliler deprem alanlarının çoğunda ya linçe maruz kaldı ya da çadır verilmedi. Suriyelilere dönük linç girişimleri devam ederken, Elbistan’da da gidecek yeri olmayan Suriyeliler can güvenlikleri olmadığı için çadırlarından çıkamıyor.

 

Kent boşaldı

 

142 bin 778 nüfuslu Elbistan ilçesinde arama ve kurtarma çalışmaları sona ererken, merkez ve köylerin neredeyse yarısı adeta haritadan silindi. Kent merkezinden on binlerce insan kenti terk etti. Terk edenlerin birçoğu, şehir dışında yakınları olmadığı halde tek çarelerinin buradan gitmek olduğunu belirtiyor. Evleri tamamen zarar gördüğü için gitmek zorunda kaldıklarını belirten yurttaşlar gittikleri şehirde ne yapacaklarını da bilemez durumda…

 

Kameraya konuşmak istemediler: Hedef olmak istemiyoruz

 

Ancak kenti terk edemeyen, hatta bulundukları noktadan hareket edemeyenler de var. Maddi durumu iyi olmayan Suriyeliler hedef gösterilmelerinin ardından ciddi sorunlarla karşı karşıya. Elbistan’a yerleşen birçok Suriyeli can güvenlikleri olmadığını ifade ediyor. Yetkililerden  zor bela aldıkları taziye çadırını ağır hasarlı evlerinin hemen yanında bulunan bir alanda kuran Suriyeliler görüşmek istediğimizi ve seslerini duyurmak istediğimizi belirttiğimizde, kameralara konuşmak, yeniden “hedef” olmak istemediklerini belirterek sorularımıza cevap verebileceklerini söylüyor.

 

4 aile aynı çadırda

 

Kurdukları taziye çadırına bizi davet eden aile ile birlikte 4 ailenin de aynı çadırda kaldığını öğreniyoruz. 20’ye yakın çocuk olduğunu belirten aileler, çocukların hem depremden hem de soğuktan çok fazla etkilendiğini paylaşıyor. Kurulan çadırın altına buldukları torbaları koyarak soğuğu engellemeye çalışırken, odun sobasının etrafında dört yatağın sıra sıra dizilmesi dikkatimizi çekiyor. İsmini vermek istemeyen bir Suriyeli, üstlerine attıkları battaniyeyi ve altlarındaki minderleri ağır hasarlı olan evlerine girip aldıklarını aktarıyor.

 

15 yaşındaki Hamit: Çadırdan çıkamıyoruz

 

O sırada uyuyan iki kadından birini depremden kendi imkanlarıyla çıkardıklarını belirten aileler, birinin ayağının kırıldığını ayağı kırılan kişinin ise annesinin yaşamını yitirdiğini söylüyor. “Kendinizi güvende hissediyor musunuz” sorumuza ise “Hayır” cevabı alırken, yanımıza gelen Efrînli 15 yaşındaki Hamit, “Çadırdan çıkmıyoruz çıkmadığımız sürece de bir şey olmuyor” sözleri ise hedef gösterilmelerinin çocuklarda yarattığı etkiyi yüzümüze vuruyor.

 

Polis şiddetine maruz kaldık

 

Kadınların hem çocuk hem yemek ile iki kat fazla mağduriyet yaşadığını dile getiren aileler, çadırdan çıkamadıkları için yardımları da alamadığına vurgu yapıyor. Aileler, halkın yardımlaşması sayesinde paylaşılan numaralardan Elbistan’daki dayanışma iletişimlerini aradıklarını ve durumlarını anlatarak kendilerine yardım edildiğini ekliyor. Yine aileler, yardım için dışarı çıktıklarında şiddete maruz kaldıklarını ve çocuklarından birinin polis şiddetine maruz kaldığını belirtirken, Suriyelilerin hedef gösterilmesine de, “Herkesin beş parmağı bir mi? Biri yaptı diye biz de mi yapacağız” sözleriyle tepki gösteriyor.