Rabia Önver- Rojda Aydın

 

DÎLOK - Depremi “sanki dünya yerle bir oldu” sözleriyle tanımlayan Fatma Gökkaya, yaşamını yitiren iki torunu için de “erken yardıma gelinseydi kurtulurlardı” dedi.    

 

Depremden dolayı Dîlok'un Nurdağı ilçesinde evler yıkılırken birçok kişi enkaz altında kaldı. Enkaz altında kalanlardan bazıları kurtulurken birçok kişi de hala enkaz altından kurtulmayı bekliyor. Depremin yaşanmasının ardından AFAD'ın geç gelmesinden kaynaklı birçok yurttaş yaşamını yitirdi. İlçede arama kurtarma çalışmaları sürüyor. Depremden dolayı neredeyse her ailenin can kaybı var. 

 

Evi yıkılanlardan biri de iki torununu kaybeden Fatma Gökkaya.

 

'İki torunumu kurtaramadık'

 

Deprem günü sabah kalkıp namazı için kalktığında yerin sarsıldığını hissettiğini, depremin şiddetinden kaynaklı kendisini hemen dışarı attığını belirten Fatma, sık sık artçı depremlerin de olduğunu söyledi. Fatma, "Deprem olunca hemen sokağa koştum. Oğlum, gelinim ve 4 torunum başka bir evde yaşıyorlardı. Komşular bize yardıma geldi ve gelinim ile oğlum ve iki torunum binanın altından çıkarıldı. Ama diğer iki torunumu kurtaramadık. Gelinim, kızım deprem altındayken onunla iletişim kurdu, 'Enkaz altındayız, bizi kurtarsınlar' dedi. Sonra evden çıkamayacaklarını öğrendik sonrasında oğlumun evine gittik onları kurtarmak için. Oğlumu gelinimi ve çocuklarını kurtardık" dedi.

 

Erken gelinseydi…

 

Fatma, torunları 8 yaşındaki Salih ve 2 yaşındaki Yusuf Eren'in enkaz altında kaldıklarını ve yaşamlarını yitirdiklerini belirterek, "Gelinim, oğlum ve iki torunum sabah enkazdan çıkarıldı. Torunlarımın ikisi de üç gün sonra enkaz altında çıkarıldı. 2 yaşındaki torunum enkaz altından çıkarıldıktan sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti, 8 yaşındaki torunum da enkaz altında hayatını kaybetmişti. Kurtarma ekipleri daha önce gelseydi belki onları kurtarabilirdik ve bugün hayatta olabilirlerdi" diye konuştu.

 

'Sanki dünya yerle bir oldu'

 

Deprem olduğu anda sanki bütün dünyanın yerle bir olduğunu söyleyen Fatma, son olarak şunları belirtti: “O gün sanki hayatımın sonuydu. İki torunumu da toprağa verdik. İmkanlarımızla enkaz altından çıkardık. O çocuklara yazık oldu onlar çok küçüktü. Depremin bir haftası doldu kendi kurduğumuz çadırlarımızla dışarıda kalıyoruz. Yardım bize geldi ama çadır verilmediği için kendi imkanlarımızla çadır yaptık”