Wan’da AFAD’ın toplattırdığı 32 bin konteyner kayıp!

  • 09:07 13 Şubat 2023
  • Güncel
 
 
Nişmiye Güler
 
WAN - Wan’da 2011 ve 2020 yıllarında yaşanan depremlerde AFAD’ın milyonlar harcayıp yandaşına yaptırdığı yaklaşık 32 bin konteynerin akıbeti bilinmiyor.
 
Mereş merkezli 6 Şubat günü meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerin enkazlarında insanlar hala kurtarılmayı bekliyor. Kurdistan’ın 10 kentinde yıkıma neden olan depremin enkazlarından halen insanların cenazeleri çıkarılıyor, sağ olanlara da ulaşılmaya çalışılıyor. Bir haftalık süreçte devletin tüm mekanizmaları enkaz altında kalırken, yurttaşlar kendi yaralarını dayanışma ile sarmaya çalışıyor. Hal böyleyken gözler görevi deprem öncesi ve sonrasını koordine etmek olan ve devletin en çok “güvendiği” Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) çevrilmiş durumda.
 
AFAD’ın Wan depremi pratiği
 
2009’da kurulan ve 2018’de de İçişleri Bakanlığı’na bağlanan AFAD, ilk büyük deneyimini 2011’deki Wan depreminde edindi. Fakat bugünkü tabloda aslında pek de deneyim edinemediği görülüyor. İçişleri Bakanlığı’na bağlandığından bu yana geçen 6 yılda 30 milyar lira bütçe ayrılan AFAD, halktan çok yandaşa çalışıyor. Bunun örneklerinden biri de Wan depremi ve sonrasındaki pratikleri.
 
Wan’da 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen 7.2 ve 9 Kasım 2011’de meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremlerde 644 kişi yaşamını yitirmiş, 3 binin üzerinde yurttaş da yaralanmıştı. Kentte 25 bina yıkılıp, yüzlerce konut ağır hasar görürken, Erdîş’te ise ilçenin üçte birlik bölümü enkaz haline gelmişti.
 
Belediye sürece dahil edilmedi
 
O dönem Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yönetiminde olan Wan Büyükşehir Belediyesi’ni sürece dahil etmek istemeyen devlet, “kendi gücünü sınadığını” iddia ederek AFAD üzerinden deprem sürecini yönetmeye çalıştı. Bu durum halkın mağduriyetini daha da artırdı. 2011-2012 yılları arasında Wan’a yurt içi ve yurt dışından milyarlarca lira para yardımı ve yardım TIR’ları gönderilirken, bu yardımların birçoğu halka ulaşmadı. Wan merkezde ve Erdîş’te ise 13 adet çadır kent kuruldu. Burada halkın temel ihtiyaçlarının birçoğu ya karşılanmadı ya da azami düzeyde karşılandı.
 
Wan için 5.5 milyar harcanmış!
 
AFAD’ın raporuna göre Wan depremi sonrası 5.5 milyar harcandı. Başlatılan yardım kampanyaları kapsamında Başbakanlık hesaplarında 224 milyon TL toplandığı ve bunların da Wan’a hizmet ve yardımlar için kullanıldığı iddia edildi. Yine kentte Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’na (TOKİ) Wan merkez ve Erdîş ilçelerinde yaptırılan 15 bin 341 konut için 2 milyar 362 milyon TL ödendi. Daha sonra yapımı tamamlananlar ile birlikte Wan’da toplamda 20 bin konut inşa edildi. Mal sahiplerine evler, toplam 75 bin TL geri ödeme karşılığı teslim edildi, 25 bin kiracının da sadece binine kura ile ev verildi. 1 yıllığına kiracıya ödenecek olan kira yardımı için fert başına kazancın 243 lira 42 kuruştan daha az olması şartı getirildi.
 
30 bin konteyner kimlere yaptırıldı?
 
Yine o dönem AFAD, TOKİ ve Kızılay 420 milyon TL tutarında, yaklaşık 30 bin konteyner alımı gerçekleştirerek kentin çeşitli yerlerine kurdu. Konteynerlerin ihale yöntemi ile yapılması o dönem yandaşa verildiği nedeniyle oldukça tartışmalara neden oldu. Dönemin Çevre Ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın Meclis Genel Kurulu’nda Wan depremine ilişkin sorulan soruya verdiği şu yanıtı bunu doğrular nitelikte: “…30 bin konteyner getirdik. Bunu Türkiye'nin neresinde varsa Gaziantep'te, İzmir'de, Adana'da, İstanbul'da, Kocaeli'de, nerede konteyner yapan varsa getirdik… Nasıl yaptık? TOKİ'ye iş yapan, Türkiye'ye iş yapan, özellikle Doğu'daki müteahhitlerden en iyilerini davet ettik, her ihaleye 20 tane, 30 tane müteahhit davet ettik. Aralarında kırdılar, aldılar. Niye? Çünkü biz insanımızı dışarıda bırakamazdık…”
 
Kaldırılan konteynerler nereye götürüldü?
 
Konteynerlerde yurttaşlar uzun süre su ve elektrik sorunu yaşarken, 2013 yılı itibari ile toplatılmaya başlandı. Kalacak yeri olmayan aileler ise konteynerlerden çıkmamak için uzun süre diretip açlık grevi yapsa da elektrik ve suların kesilmesi üzerine buraları terk etmek zorunda kaldı. AFAD ve Van Valiliği tarafından kaldırılan konteynerlerden 18 bininin başka illerde ihtiyaç olan bölgelere gönderildiği iddia edilmiş, bir kısmının köylüler tarafından verilmediği ve bir kısmının da hurdaya döndüğü öne sürülmüştü. Fakat bugüne kadar bu konteynerlere tam olarak ne olduğu ise net olarak bilinmiyor.  
 
Güney Kurdistan’dan gönderilenlerin de akıbeti bilinmiyor
 
Öte yandan deprem döneminde Kurdistan Demokrat Parti Genel Başkanı ve dönemin Güney Kurdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani tarafından da Barzani Vakfı aracılığıyla kente yaklaşık 150 konteyner gönderilmişti. Bu konteynerlerin akıbeti de şimdilik bilinmiyor.
 
Elbak’takiler nerede?
 
Yine Wan’ın Elbak (Başkale) ilçesinde 2020’de gerçekleşen deprem sonrası çeşitli kentlerden bin 848 konteyner gönderilerek AFAD tarafından köylere kurulmuştu. Bu konteynerler de bir süre sonra toplatıldı. Bunların da nereye götürüldüğü hakkında herhangi bir bilgi paylaşılmadı.
 
‘Nereye götürüldüklerini bilmiyoruz’
 
Kurdistan’ın 10 kentinde yaşanan deprem sonrası AFAD ve Kızılay’ın konteyner arayışına girmesi ise Wan’daki bu konteynerlere ne olduğu sorusunu akıllara getiriyor. Dönemin Wan Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Yıldız Çetin, bu konteynerin AFAD tarafından toplatılarak Meletî’de Suriye’den gelen mültecilerin kalacağı kampa götürüldüğü bilgisinin kendileri ile paylaşıldığını fakat bunu netleştiremediklerini söylüyor. Yıldız, “Depremin üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra konteynerler getirildi. İnsanlar uzun bir süre ev bekleme hayaliyle konteynerlerde yaz kış yaşamaya çalıştı. TOKİ’lerden umutları kesildikten sonra kendi imkanlarıyla barınılabilecek yerler oluşturmaya çalıştılar. O konteynerler ‘Deprem anında halka ulaştıracağız’ denilerek toplandı. Bugüne kadar da nerede olduğunu, ne için kullanıldığını bilmiyoruz. Bugün konteynerler kış koşullarında yaşanan bu depremde halka ciddi bir fayda sağlayabilirdi” sözleri ile belirsizliğe işaret ediyor.
 
‘Deprem koordinasyonunu halk ile yaptık’
 
Wan depremi sürecinde valilik tarafından belediyenin deprem sürecine dahil edilmediği ve kendilerinin bir koordinasyon kurduklarını anlatan Yıldız, “Belediyeye gelen yardımların engellendiğine birçok yerde şahit olduk. Bizler de sürece dahil edilmemeye izleyici kalmayarak, il eşbaşkanlarımız ve Bekir Kaya’nın başkanlığında bir koordinasyon oluşturduk. 24 saat çalışma yürüttük. Bunun içinde sivil toplum örgütleri, siyasi parti yöneticileri, seçilmişler ve gönüllü halkımız vardı. Bu destekle bu koordinasyon işlerini yaptı” diyor.
 
Harcama TOKİ’ye yapıldı
 
İnşa edilen TOKİ’lerde depremzede olan Wan halkının yaşayamadığını ve bunun nedeninin çıkarılan yüksek ödeme fiyatları olduğunu belirten Yıldız, “Gelen yardımlarla yeni bir Van inşa edile bilinir iken maliyetinin iki katına TOKİ’ler satıldı. Paranın yüzde 70’ini TOKİ konutlarına, insanları borçlandırarak ev yaptılar. Bu evleri yaparken çevresi, yollar, zemin etüdü, kanalizasyon, su kısacası hiçbir altyapısı yok. Kentten çok uzak bir yere koydular. Yolları kendi şirketlerine, yandaşlarına vererek bütçeyi kendilerine harcayıp yollar da kullanılmaz hale geldi. Van halkına ikinci bir borç çıkarttılar. Tam anlamıyla kentte kentsel dönüşüm olmadığını depreme duyarlı kent olmadığını açıkça söyleyebilirim.  Harcamaların yapıldığı TOKİ’ler dışında hiç bir yer yok” diye ekliyor.
 
‘AFAD süreci yürütemiyor’
 
AFAD’ın o süreci yönetemediğini de vurguluyor Yıldız ve ekliyor: “AFAD deprem ülkesi olan Türkiye’de yetersizliğini gözler önüne sermiştir. Bugün ayrılan bütçeye baktığımızda sürekli gelen deprem durumunu göz önünde bulundurduğumuzda depremi umursamadıkları ölen insanların hiçbir şey ifade etmediğini gözler önüne seriyor.”