‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü hepimizin özgürlüğü’

  • 09:03 13 Şubat 2023
  • Güncel
 
WAN - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen uluslararası komplonun yıldönümü yaklaşırken derinleştirilen tecride dikkat çeken Wanlı kadınlar, “Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür” dedi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998'de Suriye'den çıkarılması ile başlayan ve 15 Şubat 1999'da Türkiye'ye getirilmesiyle devam eden uluslararası komplo 24'üncü yılını geride bıraktı. 24 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit devam ederken, 2 yıla yakın zamandır da ne avukatları ne de ailesiyle görüştürülmüyor.  PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit politikalarının Türkiye halklarına kazandırdığı, aksine ülkenin her boyutta kaosa sürüklendiğini ifade eden Wanlı kadınlar, barışın ve demokrasinin sağlanabilmesi için tecridin son bulması çağrısında bulundu.
 
‘Kürt halkının kendi önderlerinden haber alması gerekiyor’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce son bulması çağrısında bulunan Feride Özlü, “Başta Sayın Abdullah Öcalan olmak üzere diğer cezaevlerinde tutulan tutsaklar üzerinde tecrit uygulanıyor. Sayın Abdullah Öcalan’dan aylardır hiçbir haber alınamıyor. Halk onun sağlığından endişe duyuyor. Kürt halkının kendi önderlerinden haber alması gerekiyor. Başta ailesi olmak üzere bütün halk Sayın Abdullah Öcalan’dan sağlıklı bir haber almayı bekliyor. İktidarın tek istediği İmralı ile olan bütün bağlantıları kesmek. Amaç Sayın Abdullah Öcalan’la olan iletişimi tamamen kesmek. Kürt halkı kendi önderinden haber almak istiyor” dedi.
 
‘Kimyasal silah kullanımı hukuksuzdur’
 
Dünyanın hiçbir yerinde tecrit uygulamalarının olmadığını kaydeden Feride, söz konusu “Kürt varlığı” olduğu için tecrit uygulamalarının yapıldığını dile getirdi. Feride, “Tek istediğimiz şey tecrit ve savaşın son bulmasıdır. Türkiye Güney Kurdistan'a yönelik yasaklı kimyasal silahlar kullanılıyor. Bu hangi hak ve hukukta yazıyor? Bu kabul edilir değil. Sayısız gencimiz öldü bu kimyasal silahlarla. Bu hakarettir ve zulümdür. Bunun başka bir açıklaması yok. Sayın Abdullah Öcalan’dan haber alamayınca, Kürtlerin biteceğini düşünüyorlar, bundan dolayı görüşmeler sağlanmıyor. Kürt halkının kendi önderlerinden haber almadığında geri adım atacaklarını düşünüyorlar. Fakat yanılıyorlar. Bunu da çok iyi biliyorlar ki; her şey Sayın Abdullah Öcalan’ın elindedir. Güzellik, barış, özgür bir yaşam Sayın Abdullah Öcalan’ın elindedir. Huzurlu ve özgür yaşam ancak Sayın Abdullah Öcalan’la olur ve ona giden yolla bu mümkün olur” dedi.
 
‘Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü herkesin özgürlüğüdür’
 
Barışa giden tek yolun Abdullah Öcalan’dan geçtiğine dikkat çeken Münife Kaçak, “Sayın Abdullah Öcalan özgür olmadığı sürece ne Kürt halkı ne de Türk halkı özgürleşemez. Komplonun yıl dönümünde barış ve demokrasi isteyen herkesin alanlarda olması gerekir. Çünkü Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmeler ile barış ortamı sağlanacaktır. 15 Şubat'ta Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun yıldönümü ve buna yönelik bütün halkların Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için mücadele etmesi gerekir. Kürt halkının kendi önderliğine sahip çıkması gerekiyor ki; bu tecrit kalksın. Sayın Abdullah Öcalan özgürleşmediği müddetçe özgürlük bu ülkeye gelmez. Tek çağrım ve isteğim tecridin kalkması ve Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü” ifadelerini kullandı.
 
 ‘Önderlik biz kadınlar için çok şey yaptı’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kadın perspektiflerine dikkat çeken Hamiyet Pak, “15 Şubat'ın yaklaşmasıyla birlikte gerçekten üzüntümüz tekrardan yenileniyor. Önderliğin biz kadınlar için yaptıklarını asla unutmayız. Önderlik, biz kadınlar için çok şey yaptı. Onun sayesinde şu an buralardayız ve alanlardayız. Ailesi ve avukatıyla görüştürülmedi. İki yıl boyunca ülkede çatışma ortamı arttı. Çatışmalar nedeniyle onlarca genç yaşamını yitirdi. Görüşmelerin sağlanması ve bu çatışma ortamının düzelmesi, barışın sağlanması gerekir. Yaşanan savaşlarda yaşamını kaybeden kişilerin acısını ve üzüntüsünü derinden hissediyorum. Hiçbir anne evladını savaşta yaşamını kaybetsin diye dünyaya getirmiyor. Ne acılarla büyüttükleri çocuklarını savaşta kaybeden sayısızca annelerimiz var. Artık kan dökülmesin, sadece özgürlük ve barış olsun istiyorum” dedi.