Komplo hedefine ulaşamadı!
- 09:01 12 Şubat 2023
- Güncel
Rojda Aydın
AMED - Uluslararası komploya tepki gösteren MEBYA-DER yöneticisi Meryem Soylu ve Amed Barış Anneleri Meclisi üyesi Mürvet Demir, komployla PKK Lideri Abdullah Öcalan ile halkın birbirinden koparılmasının hedeflendiğini belirterek, bunun direniş ve mücadele sonucu başarılmadığını söyledi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan 15 Şubat 1999 tarihinde uluslararası bir komplo ile Türkiye getirildi. O tarihten bu yana İmralı’da ağır tecrit koşullarında tutulan Abdullah Öcalan’a yönelik komploya tepkiler yıldönümünün yaklaştığı bugünlerde devam ediyor. Kürt halkı ve dostlarının çeyrek asırdır tepkileri sürerken bu yıl da komploya öfke büyük.
Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Amed Yöneticisi Meryem Soylu ve Amed Barış Anneleri Meclisi üyesi Mürvet Demir uluslararası komployu kınadı.
‘Önderlik tüm halklara sahip çıkıyor’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 1999 yılından bu yana ağır tecrit altında tutulduğunu dile getiren Meryem Soylu, bu tecridin sadece Kürt halkını değil tüm halkları etkilediğini söyledi. Vicdan sahibi herkesin tecride karşı çıkarak sesini yükseltmesi gerektiğini belirten Meryem, “Bu ağır tecrit sadece Kürt halkını değil, diğer halkları da etkiliyor. Dünyada ne kadar devrim ve direniş olmuşsa hepsinin bir önderi olmuştur. Bizim önderliğimiz de Kürt halkına öncülük ve önderlik ediyor. Önderlik sadece Kürt halkının değil tüm halkların önderliği. Önderlik ezilen halkların önderliğini yapıyor. O tüm halklara sahip çıkıyor. Kendine insanım, haksızlığı kabul etmiyorum diyenler ayağa kalkmalı ve el ele vermeli. Halkımız da sesini yükseltmeli ve bu tecridi kabul etmiyoruz demeli. Milyonlarca insanın tecrit altında tutulmasını kabul etmiyoruz. Halkın bu tecridi ve zulmü kabul etmiyoruz deme süreci bu süreç. 7’den 70’e herkes bu tecride karşı bir şeyler yapabilir. Ben bu tecridi kınıyorum ve kabul etmiyorum” dedi.
‘İnsan haklarını savunan devletler nerede?’
Komplo ile iktidarın Kürt halkı üzerindeki imha ve inkar politikalarını devreye koyduğunu dile getiren Meryem, devamında şunları dile getirdi: “Komplo ile her şeyi ele geçirmek istediler. Bu yüzden de amaçları Kürt halkının imha ve inkarı idi. Bir halkın önderliği ortadan kaldırıldığında işgalciler, iktidar ve zalimler o halkı da boğmak ister. Kültürel, dil, ahlak ve her açıdan halkı yok etmek isterler. Bu komplonun amacı da buydu. Önderliğin esir alınması ile halkı kendi hakimiyetleri altına almak istediler. Bu yüzden komplo gerçekleşti. Önderliğimiz 24 yıldır tecrit altında esir tutuluyor. Ancak Önderlik dört duvar arasında düşünceleriyle Kürt halkı ve dünya halklarına inanç ve güç verdi. İnsan haklarını ve adaleti savunuyoruz diyen devletler onu uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye verdi. Kendi çıkarları için bu yüzden bir şey yapmıyorlar. Onlar Türkiye’den daha beter.”
‘CPT ikiyüzlülük yapıyor’
CPT’nin yaklaşımlarına dikkat çeken Meryem, “CPT, Önderlikle görüşme yapmamış. Önderlik kabul etmemiş. CPT de Türkiye gibi yaklaşarak elindeki bilgileri saklıyor. CPT rolünü doğru oynamalı. Önderliğe ilişkin bizimle doğru bir bilgi paylaşmalı. CPT ikiyüzlülük yapıyor. CPT, bu konuya ve Kürt sorununa doğru yaklaşmıyor” diye belirtti.
Halka çağrı
Kadınlara, gençlere, yaşlılara, toplumun tüm kesimlerine seslenerek komplo ve tecride karşı tepki göstermeleri ve ayağa kalkma çağrısı yapan Meryem, “Bizler Önderliği tecrit altından çıkarmalıyız. Kürt halkı bu zulmü ve tecridi kabul etmiyor” diye vurguladı.
‘İktidar komplo ile başaracağını sandı’
Mürvet Demir de komployu kınayarak, komplonun sadece Abdullah Öcalan’a yönelik değil Kürt halkına karşı gerçekleştirildiğini hatırlattı. İktidarın bu komplo ile Abdullah Öcalan ve Kürt halkını birbirinden koparmak istediğini dile getiren Mürvet şöyle devam etti: “İktidar bu komplo ile başaracağını sandı. Hayali ve düşüncesi buydu. Ancak gördü ki bu komplo ile de koparamadı. Tam tersine daha çok bağlandık. Birlik olduk. Kürt halkı, önderliği, halkı ve tutsaklarından vazgeçmedi. Komploya karşı daha da güçlendik. Bu başarımız her zaman sürecek.”
‘Kürt halkının teslimiyeti kabul etmesini istediler’
Abdullah Öcalan’ın sadece Kürt halkının değil tüm halkların özgürlüğünü istediğini söyleyen Mürvet, “Bu yüzden komplo ile Önderliği teslim almak, Kürt halkına da boyun eğdirmek istediler. Kürt halkının teslimiyeti kabul etmesini istediler. Ancak Kürt halkı bunu kabul etmedi. Direniş ve serhildan ile sonuç aldı. Komplo sonrası Kürt halkına yönelik yapılmayan kalmadı. Her türlü saldırı ve oyun oynandı. Bizler Kürtler olarak her türlü saldırıya maruz kaldık. Hem cezaevlerinde hem de dışarıda halka yönelik baskılar uygulandı. Cezaevlerinde hak ihlalleri var. Dışarıda cenazeler ailelere torbalar içerisinde veriliyor. Neyi anlatalım ki?” diye sordu.
‘Barışın yolu İmralı’dan geçiyor’
Mürvet son olarak şunları dile getirdi: “Halk bugünlere direnişle geldi. Bu günden sonra da direnişini sürdürecek. Zulmün sonu kesinlikle barıştır. Barış ve birliğin yolu İmralı’dan geçiyor. Halk önderliğine sahip çıkmalı. Halkımız birlik olmalı, birliğini oluşturmalı. Kimsenin bize faydası yok. Ancak birlik ile başaracağız.”