Şevin Coşkun: Çözüm tecridin kaldırılması
- 13:28 13 Aralık 2022
- Siyaset
ANKARA - Meclis’teki bütçe görüşmelerinde iktidarın savaş politikalarına dikkat çeken HDP Milletvekili Şevin Coşkun, 2023 yılı bütçesinin savaş bütçesi olduğunu belirtti. Şevin, sorunların çözümünün PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ile mümkün olduğunun altını çizdi.
Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 8’inci turunda, Cumhurbaşkanlığı ile bağlı kurumların bütçeleri görüşülüyor. Genel Kurul’da söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Şevin Coşkun ve Dilan Dirayet Taşdemir, AKP’nin savaş politikaları ve ayrılan harcamalara ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte birçok kurumun doğrudan Saray’a bağlandığını söyleyen Şevin, “İktidarın talepleri bürokrasinin öncelikleri haline getirildi. Bu kurumlardan biri de Erdoğan’ın zamanında sır küpüm dediği, Hakan Fidan’ın başkanlığını yaptığı MİT’tir. Durum böyle olunca MİT’in temel faaliyet alanlarından biri de iktidarın hedef seçtiği kesimler olmuştur. Kürtler, muhalifler söz konusu olunca görmek mümkün. Örneğin, HDP İzmir İl binamızda arkadaşımız Deniz Poyraz, Onur Gencer tarafından katledildi. Katilin silahlarla sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar, il binamızda günlerce yaptığı keşifler sırasında MİT ne yapıyordu. Söz konusu Kürtler olunca, MİT kaçırma ve ajanlık dayatma noktasında da karşımıza çıkıyor. MİT mensubu olarak kendisini tanıtan kişiler, parti çalışanlarımızı kaçırıp ajanlık dayatmaktadır” diye belirtti.
Gülistan Doku hala kayıp
MİT’in ajanlaştırma, kaçırma ve tehdide ilişkin İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine dikkat çeken Şevin, “2021 yılının ilk 11 ayında en az 144 kişi kaçırma, ajanlaştırma ve tehdide maruz kalmıştır. Batman’da 2022 yılının ilk 3 ayında 6 kişi İHD’ye başvurdu. Daha dün Dersim’de Munzur Üniversitesi öğrencileri basın açıklaması yaptı. Ayrıca Dersim’de üniversite öğrencisi Gülistan Doku 1074 gündür kayıp. Herkesin ayakkabı numarasına kadar bilen MİT’in Doku’nun akıbetine dair bilgisi nedir?” diye sordu.
Süleymaniye’de katledilen Zeki Çelebi
Güney Kurdistan’da Kürtlere yönelik suikastlara değinen Şevin, şunları belirtti: “Mehmet Zeki Çelebi, Türkiye’de siyasi faaliyetlerinden kaynaklı, verilen ceza nedeniyle Süleymaniye’de yaşamını sürdürüyordu. Evli ve iki çocuk babası Çelebi, işlettiği restoran önünde 17 Mayıs 2022’de katledildi. Çelebi’nin ölümden sonra basına yansıyan ses kayıtlarında; ‘devlet adına kendisiyle görüşme yapan kişi ısrarla bilgi verilmesini, vereceği bilgiler doğrultusunda dosyasının bozulacağı, konsoloslukta işlemlerinin hemen hal olacağı, Zeki Çelebi ise ısrarla verebileceği bir bilginin olmayacağı yönünde uzunca bir konuşma ortaya çıkmıştır.’ Bu da bize içi boş birçok dosyanın konu Kürtler olduğunda şantaj olarak nasıl kullanıldığını gösteriyor.
İltisaklı odaklar!
Süleymaniye’de Jineoloji Dergisi editörü gazeteci-yazar Nagihan Akarsel, 4 Ekim’de evinin önünde 11 kurşunla katledildi. Basında katilin saldırıdan 4 ay önce Ankara’da Süleymaniye gittiğine dair haberler yer aldı. Türkiye Irak büyükelçisi, Ali Rıza Güney, iltisaklı odaklar hedeftir diyerek, saldırıyı sahiplenmiştir. Kime göre, neye göre iltisaklı? Bu ülkede iktidardan farklı düşünen herkes bir yerlerle iktisatlanıyor. Listede size göre daha kaç kişi iltisaklıdır? Ayrıca Irak Kürdistan bölgesinde yaşayan bir çok -kişinin aileleri kendilerini MİT olarak tanıtan kişiler tarafından aranarak tehdit ediliyor, ajanlık dayatılıyor. MİT adına yapılan bu tehdit ve şantajlara dair teşkilatınızın görüşü nedir?”
‘Hulusi Akar’ın söylediği rapor ne zaman yayınlanacak?’
Güney Kurdistan’a yönelik saldırılarda Türkiye’nin kimyasal silah kullandığı ve buna ilişkin görüntülerin yayınlanmasına da dikkat çeken Şevin, “Bu görüntüler üzerine bağımsız bir heyetin inceleme yapılmasını isteyen bilim insanı Şebnem hoca alelacele tutuklandı. Bu neyin telaşı? Oysaki 9 Aralık’ta Savunma Bakanı Hulusi Akar, 24 Kasım’da bir heyetin gidip inceleme yaptığını, kimyasal silah kullanılmadığına dair ellerinde rapor olduğunu söyledi. Madem heyet gidecekti, Şebnem hoca neden tutuklandı? Bağımsız heyetlerin gitmesi için koşullar neden yaratılmıyor? Bakanın var dediği raporun içeriği kamuoyu ile ne zaman paylaşılacak?” sorularını sordu.
‘Çözüm Sayın Öcalan’
MİT’in görevinin hukuk, demokrasi ve ahlak temelinde herkesin menfaatini korumak olduğunu kaydeden Şevin, iktidarın güvenlik adı altında savaşa ve silaha ayırdığı devası bütçelerine karşı halkların yararına kullanacak bir çözümün olduğunu söyledi. Şevin, “Bu da çatışma durumu ihtimalini ortadan kaldırırım diyen Sayın Öcalan’a müzakerelerin başlamasıdır. Mutlak tecridin sona ermesidir. Avukatları, aile ve görüşme talebinde bulunan kesimlerle en yasal hakkı olan görüşmenin sağlanmasıdır. Bununla kazanan Türkiye halkları olacaktır. Dönük mutlak tecridin kaldırılmasıdır. Emin olun bununla tüm Türkiye halkı kazanacaktır” ifadelerini kullandı.
Dilan Dirayet Taşdemir: Bir haftada çözülecek sorun neden çözülmüyor?
Genel Kurul’da söz alan Agirî Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir de 2023 bütçesinin 4 buçuk trilyonluk gibi devasa bir rakamdan oluştuğunu belirterek bütçenin 3.8 trilyonun halktan toplanan vergilerden oluştuğunu kaydetti. Bu verginin de dar gelirlerden, emekçilerden alındığına dikkat çeken Dilan, “Tükettiğimiz her şeyden, sütten, etten, mazottan, benzin ne kadar. Bu halktan alınan vergi, kime harcanıyor. Halkın sorunları için kullanılmıyor. Sermayeye, faize ve savaşa harcanıyor. 2023 yılı bütçesi elbette bir çok boyutuyla değerlendirmeye tabi tutmak mümkün. AKP’nin son 7 yıldır hazırladığı bütçenin bir savaş bütçesi olduğu açık bir şekilde ortada duruyor. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Bizim söylediklerimizi AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli bu kürsüde onayladı. Ne dedi; F-16’lardan atılan akıllı mühimmatın tanesi 400 bin dolardan 1,2 milyon dolara çıktı. Atılan bir mühimmatın maliyeti 5 milyar dolar olduğunu açıkça söyledi. Savaş bütçesi olduğunu ifade ettiğimizde kızıyorsunuz. Geçen yıla oranla iki katına çıktı, 460 milyar TL’ye çıkardığınız bu bütçe, kabul etsenizde, etmesenizde bir savaş bütçesidir. Canikli bunu ifade ettinde, gerçekte halkın yaşadığı nedir. Milyonlarca insan bir kilo domatese muhtaç durumda. Çocuklarımız okula aç gidiyor. Bir ülke sadece topla, tüfekle, F-16’larla mı korunur. Güvenlik böyle mi sağlanır. Bir ülkeyi korumanın, savunmanın en önemli yanı demokratik değerleri korumaktır. Hukuk üstün kılmaktır. Ama siz adaleti ortadan kaldırdınız” dedi.
‘Rojava modeli sizin için kabusa dönüştü’
Çatışmada, savaşta yoksulların ve halkların kazanmadığını, savaşın halklara sadece ölüm ve yoksulluk getirdiğine işaret eden Dilan, “Savaşı çıkaran iktidarlara, savaş baronlarına zenginlik ve dolar kalır. Dolayısıyla bu bütçe savaş bütçesini onaylayanlar, sadece zenginleşecek. Tüm bu savaş naraları, kutuplaştırma siyasetinin beslendiği zemin, Kürt meselesidir. Kürtler bir hak sahibi olmasın diye yapılmayan kalmadı. Halkların modeli Rojava bir kabusa dönüştü AKP’nin gözü dönmüş. Kuzey ve Doğu Suriye’de envai çeşit çete, bu yoksul halktan alınan vergilerden besleniyor. Bu çeteler ne yapıyor? İnsanlığa karşı suç işliyor. Bunların işlediği suçlar sizlerin de hanenize yazılıyor. Bütün bu gerçeklikler ortada. Siz ne dediniz; Esad katildir, halkını katlediyor, sonra ne yaptınız, görüşmek için bin bir yol deneniyor. Sisi’nin elini sıkmak için kırk takla attınız. İsrail terör devletidir dediniz, elçi atadınız. Bunlar yanlıştır, diyalog müzakere gelişmesin demiyoruz. Ama her şeyi sil baştan yapıyoruz, konuşacağız dediğiniz şeylerde, neden kürtler söz konusu olduğunda bu siyaset izlenmiyor. Neden İran’da, Irak’ta, Suriye’de Kürtler düşman muamelesi yapılıyor .Hani kürtler sizin kardeşinizdi. Yüzyıldır yayılan köklü hale gelen Kürtlerin yaşadığı sorunlara çözüm neden sadece savaş ve çatışma. Biz bu sorunun cevabını duymak istiyoruz” diye belirtti.
‘Sayın Öcalan’a neden tecrit uygulanıyor?’
Kürtlerin dünyanın neresinde olursa olsun hak ve hukuk talep ettiğinde AKP iktidarı için hemen düşman olduğu hakikatinin ortada olduğuna vurgu yapan Dilan, “Savaşı tek seçenek olarak sunuyorsunuz. Biz savaşın tek seçenek olmadığını çok iyi biliyoruz. 2013’te bunu Türkiye halkları ile birlikte tanıklık ettik. Ne oldu; bir müzakere ve diyalog süreci başladı. Sayın Öcalan dedi ki; ‘Bana bir hafta müsaade edin, ben bu sorunu çözerim.’ Bir haftada çözülecek sorun neden çözülmüyor. Neden tecrit uygulanıyor, neden bir yüzyıl daha bu savaş hali devam etsin. Bir ciddiyetsizlik hali var, bir varmış bir yokmuş olarak yaklaşılılıyor. Bunun cevabının biliyoruz. Savaş üzerinden siyaset yapmak kolay, milliyetçilik hezeyanlarını yükseltmek kolay. Barış ikliminin hakim olduğu, adaletin ve hukukun hakim olduğu bir zeminde AKP siyaset yapamaz. Onun için de bu savaşı bir yönetme biçimi olarak kullanıyor” sözlerini kullandı.
Ölü bedenler ‘sarı torbalar’ üzerinden propaganda ediliyor
“Bu coğrafyada birçok acı ve vahşet yaşandı. bunu yaşatanlar insanlığın vicdanında mahkum oldu” diyen Dilan şunları ekledi: “90’lı yılların yakıcılığını yaşadık. Yakılan, yıkılan köyleri biliyoruz, gözaltında kaybedilenleri biliyoruz, asit kuyularına atılanları biliyoruz. Ama o dönem bile muktedirler bu suçu aleni bir şekilde üstlenmiyordu. Ya inkar ediyorlardı, yada devlet içine çöreklenmiş yapılar yaptı diyorlardı. Olmayan hukuka karşı bile bir mesafe vardı. Şimdi aleni bir şekilde sosyal medya hesapları üzerinden savaş çığırtkanlığı yapılıyor. Ölü bedenler ‘sarı torbalar’ üzerinden propaganda ediliyor. Burada siyasetçiler sarı torbalarla tehdit ediliyor, ölümler üzerinden korku siyasetine yabancı değiliz. Kısa bir süre önce IŞİD barbarları kestikleri insan kafalarıyla bunun propagandasını yapıyorlardı. Ama hem hukuk karşısında hem insanlığın vicdanında tarihin çöp sepetine gittiler.
Yeni bir Türkiye’yi HDP fikriyatıyla kuracağız
iktidarını sürdürmek için, korumak için bu yöntemlere başvuranları, insan bedeni üzerinden propaganda yapanları, Allah kimseyi bu duruma düşürmesin, vicdandan da ahlaktan da uzaklaştırmasın. AKP’nin karanlığının yarattığı tabloyu anlatmak insanı umutsuzluaştırıyor ama burada bir kez daha halklarımıza sesleniyorum. Asla yılgınlığa düşmesinler. Çünkü HDP var, HDP halklar açısından bir umuttur. HDP birlikte yeni yaşamı kuracaktır. Cumhuriyetin ikinci yüz yılında adil ve eşit bir yaşamı kuracağız. Yeni bir Türkiye’yi HDP fikriyatıyla kuracağız.”