Hüda Kaya: Cemaat ve tarikatlardaki olaylar münferit değil
- 13:19 13 Aralık 2022
- Siyaset
ANKARA - Bütçe görüşmelerinin yapıldığı Genel Kurul'da konuşan HDP Milletvekili Hüda Kaya, Diyanet’in kendisine ayrılan bütçeyi hak etmediğini belirterek, "Diyanet'in varlığı anayasaya aykırı" dedi. Hüda devamında, cemaat ve tarikatlarda meydana gelen istismar, tecavüz ve intiharların ise münferit olaylar olmadığını sözlerine ekledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin 8’inci turunda görüşmeleri devam eden Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine konuştu.
‘Bu bütçeyi Diyanet hak ediyor mu?’
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2023 bütçesinin yüzde 117 artışla 35 milyar 916 milyon TL’ye çıkarıldığını dile getiren Hüda Kaya, bunun da 4 kişilik aileden bin 700 TL civarından para alındığını anlamına geldiğini söyledi. Hüda, “Türkiye vatandaşlarından hangi inançtan olursa olsun, bu haksız ödemenin alınması bir zorbalıktır. Bir Alevi kendisine hizmet etmeyen Diyanet'e bu parayı neden versin? Bir hristiyan, kendisini aşağılayan, yok sayan bu Diyanet'e ekmek parasını neden versin? Türkiye’de 4 bin 500 özel öğrenci yurdu var. Bu yurtların en az 3 bin 350’si çeşitli cemaatlere bağlı yurtlar. Cemaat yurtlarında kalmak istemeyen öğrenciler, barınamayarak sokaklara terk ediliyor. Bu kadar bütçe Diyanet'e neden veriliyor. Kız ve erkek çocuklar tecavüze uğramaktan korunamıyorlarsa, bu bütçeyi Diyanet hak ediyor mu?” dedi.
‘Diyanet'in varlığı anayasaya aykırı’
Diyanete verilen bütçenin “Enes Kara’lar canına kıysın, kız çocukları bu sapkın cemaatlerin elinde 6 yaşında nikah kıyılsın, erkeklerin elinde oyuncak edilsin diye mi veriliyor?” diye soran Hüda, şöyle devam etti: “Arapçılık geleneği din diye kadınlara ve yoksullara dayatılsın diye mi veriliyor bu bütçe? Bu sapkın anlayışlar hala din diye okullarda, camilerde öğretilsin diye mi veriliyor? Hem anayasal olarak, hemde evrensel ortak insani değerler hem hukuk açısından hem de bizzat dinin ana kaynaklarınca net bir şekilde olan ilkeye göre devletin dini olmaz, olamaz. Yönetimde esas olan ortak akıl ve istişaredir. Yönetime olabildiğince tüm halkın aktif katılımıdır esas olan. Devletin dini de imanı da yasası da kutsalı da sadece adalettir. Türkiye cumhuriyeti anayasası gereği devletin tüm inançlara eşit mesafede olması gerekiyor. Devletin bir birimi olan Diyanet'in halkın tüm kesiminin, tüm vatandaşların cebinden ödediği vergilerle çalışan Diyanet, sadece devletin sünni, hanefi mezhebini, sarayın fetvacısı olmayı reddettiği için 80 yaşlarında katledilen imam hanifinin çizgisi değil, halkı saraylara, kadınları da erkeklere köle edindirmeyi esas alan bir mezhepçiliği benimseyerek faaliyet sürdürmektedir. Diyanet'in varlığı anayasaya aykırı olmakla birlikte tüm vatandaşlarımızdan alınan vergilerle var olan Diyanet'in tek bir mezhepçi devletçi görüşünü esas alarak, bu bütçeyi kullanması dinen helal midir?”
‘Sapkın güruhlar iktidar eliyle güçlendirildi’
Diyanet’in bütçesine vergi vermek isteyenlerle ilgili bir referandum yapıldığı takdirde bu bütçenin rızasız bir şekilde alındığının ortaya çıkacağını vurgulayan Hüda, “Onlarca farklı kesimden alınıp tek bir yere kanalize edilen bu bütçe hangi dine, hangi kaynağa göre caizdir. saray ve Diyanet başkanı bunun cevabını verebilir mi? Çocuk ve kadın tecavüzleri ile uğraşırken, en son gazeteci arkadaşımızın ortaya çıkardığı haberle ilgili 6 yaşındaki çocuktan söz ediliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ‘kadına şiddet, istismar vakaları siyasetin konusu değil’ diyor. Kendisi kadın ve bakan olarak elbette bazı adımlar atmış olabilir. Bizler sadece buraya el kaldırıp indirmek için gelmedik. Tam da bu olayların takibini yapmak, çocukların çıkaramadığı sesi çıkarmak, kadınların çığlıkları için buraya geldik. Bu çocukların, kadınların gençlerin hakları için sesleri için acıları için buradayız. Yaşamları dinciliğin ve modernizmin cehennemine kurban edilmesinler diye buradayız. Bu korkunç olayları, tüm partiler ve inançlar üstüne almalı. Çocuklarımızın ve kadınlarımızın yaşamı için politikalar üretilmeli. Bu sapkın güruhlar, bu anlayışlar, bu iktidar eliyle güçlendirildiler, beslendiler” şeklinde konuştu.
‘Bu olaylar münferit değil’
Cemaat ve tarikatların sonuna kadar üstüne gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Hüda, cemaat ve tarikatlarda meydana gelen intiharlar, istismar ve tecavüzlerin asla münferit olaylar olmadığını ifade etti. Hüda, “Yapısal ve zihinsel bir sorun vardır. Organize ve seri işlenen ve maalesef tarih boyunca iktidarların çanak tuttuğu ya da göz yumduğu suçlardır. Gereken yapılmalıdır. Soruşturmalar çok yönlü yapılmalı. Göz yuman tüm faillerin ortaya çıkarılması gerekiyor” sözlerini kullandı.