Adana’da ‘Şimdi Emek ve Özgürlük Zamanı’ buluşması

  • 18:48 11 Aralık 2022
  • Güncel
ADANA - Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Adana’da düzenlediği “Şimdi Emek ve Özgürlük Zamanı" şiarıyla halk buluşmasında konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, “Ortak yaşamı beraber kuracağız” dedi. 
 
Adana'da Emek ve Özgürlük İttifakı, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda “Şimdi Emek ve Özgürlük Zamanı" şiarıyla halk buluşması düzenledi. Etkinliğe, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu üyesi Perihan Koca, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, Türkiye İşçi Partisi (TİP) MYK üyesi Yunus Başaran ve Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Dönem sözcüsü Barış Kayaoğlu katıldı.
 
Etkinlik öncesi TİP Adana İl Örgütü, binalarında bir araya gelerek, etkinliğin yapıldığı Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'na yürüdü. Buluşma saygı duruşu ve divan seçimi ile başladı. Etkinlikte ittifak, cemaat, tarikat, siyaset eliyle çocukların istismarına göz yuman bu düzeni değiştirmek için birleşme çağrısı yaptı. Etkinlikte Kürtçe ve Türkçe ittifakın güncel gelişmelere dair bildirgesi okundu. Bildirgede,  açlık sınırında yaşamak zorunda bırakılan, işsiz, güvencesiz, geleceksiz, her geçen gün daha da yoksullaşan milyonlarca emekçiyi oyunu bozmak için birleşmeye çağrısı yapıldı. 
 
‘İşçilerin ücreti her ay artmalıdır’
 
Asgari ücrete değinen EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, 8 TL açlık sınırı karşısında 5 bin 500 TL asgari ücretle emekçilerin yaşamını sürdürdüğünü belirterek, “Bu asgari ücreti bu ülkede yaşayanların yarısı alıyor. Ülkenin yarısı açlık sınırının altında yaşıyor. Şimdi zam yapacaklar. O zamlar yüksek enflasyonla eritiliyor. Bizim enflasyonumuz sıcak savaş yaşayan ülkelerle bile kıyaslanamayacak kadar yüksek. Bu asgari ücrete zam yetişmez durumda. Bu enflasyon halkı ezmeye devam edecek. Her ay zam geliyorsa işçilerin ücreti her ay arttırılmalıdır” dedi. 
 
‘Bu sistemi değiştirmeliyiz’
 
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak, Hiranur Vakfı Kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını müridiyle evlendirerek istismara maruz bırakması ile gündeme gelen çocuklara yönelik istismara işaret ederek, "Günlerdir bütün bir ülke olarak, 6 yaşındaki çocuğa istismarı konuşuyoruz. Her konuda bağıra bağıra konuşan İçişleri Bakanı suspus. 21 yıllık iktidarında her seferinde üç çocuk isteyen Erdoğan çocuklar istismara uğrarken suspus. Siyasi iktidarın politikalarını dini motiflerle bezeyerek her konuda fetva veren Diyanet işleri başkanlığı söz konusu tarikat ve cemaat yurtlarında ve evlerindeki çocuk istismarı olunca, suspus olup 'son günlerde kamuoyunu meşgul eden, çocukların küçük yaşta evlendirilmesi' diyerek geçiştiriyor. Çocuğu gelin yapan bu sistemi değiştirmeliyiz" diye belirtti.
 
‘Bütçeyi hesaplayalım’
 
Mecliste devam eden bütçe görüşmelerine değinen HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ise, "Kendi anlatımlarına göre ülke güllük gülistanlık. Kendi anlatımlarına göre bu ülkede her gün bir kadın öldürülmüyor, 6 yaşında bir çocuk bir tarikatte istismara uğraması siyasetin konusu değil. Kendi beyanlarına göre 2020 yılında kendilerine gelen bu beyanları araştırmama, dosyaya müdahil olmama, bu dosyada herhangi bir tutuklamanın olmaması problem değil. Kendi anlatımlarına göre Kürtlerin sorunu yok; Kürtlerin dili, kimliği, tarihi yok edilmiyor. Kendi anlatımlarına göre Kürtler yok edilmiyor. İşçiler, emekçiler, sömürüye maruz kalmıyor. Emekçilerin aldıkları ücret yetiyor, ‘Bu ücret bize yetmiyor’ diyenler nankörlük ediyor. Kendi anlatımlarına göre madenlerde, işyerlerinde yaşamını yitirenlerin hemen cenazelerine ulaşmışlar. Tedbir almayıp ölümlere sebep olmanın hesabını vereceklerine lütuf gibi cenazelere ulaşmayı anlatıyorlar. Onlara göre Alevilerin bir sorunu yok, inançlarını kültür diye yaşayabilirler. Evlerine işaret konulması sorun değil. Yine kendileri bu bütçe sürecinde bir itirafta bulundular. Bütçeyi nasıl savaşa, faize, ranta yatırdıklarını bu görüşmelerde net bir şekilde anlattılar. Nurettin Canikli bu ülkenin bütün kaynaklarının nereye harcandığını net bir şekilde anlattı. Bir F-16 bombasının tanesi 400 bin dolar. Bu ülkede bu parayla kaç işçinin asgari ücretine katkı sağlanabilirdi, kaç ev emekçisi kadının sigortası yatırılabilirdi, kaç çocuğun okula giderken yemek desteği sağlanabilirdi, kaç sığınma evi açılabilirdi; gelin bunları hep beraber hesaplayalım" diye konuştu.
 
‘Ezilmişlerin ittifakı’
 
Ayşe, "Yine bir yerli bombanın fiyatı 1,2 milyon dolar. İşte bu ülkede yürütülen savaş politikasının, İmralı’dan başlayıp bütün ülkeye yayılan tecridin ve yol açtığı savaşın yarattığı örneklerden sadece ikisini anlattım" diyerek, konuşmasına şöyle devam etti:
 
"Bunlardan her gün onlarca bomba atıldığını düşünün. Cebimizden çıkan parayla üzerimize bomba yağdırıldığını düşünün. Bize destek sunması gereken, bu ülkenin geleceğine katkı sağlaması gereken bu iktidar her gün bizden aldığı bütçe ile savaşı derinleştiriyor. Bunu yaparken de pervasızlığından bir adım geri atmıyor. Bu politikalarla önümüzdeki yüzyılı örebileceğini düşünüyor. Bu AKP ve MHP ittifakının zihniyeti. Peki karşısındaki ittifak ne yapıyor? Kürt sorununa çözüm yok. Kadınların eşitliğine bir çözüm var mı işçinin emekçinin sorunlarına çözümü var mı, doğa talanına bir çözümü var mı, yok. İşte tam da bu nedenle Emek ve Özgürlük İttifakı Türkiye’nin yüzyıldır bir arada olan hakikatinin bir araya geliş ittifakıdır. Bütün ezilmişlerin ittifakıdır Emek ve Özgürlük İttifakı.
 
HDP ittifak partisidir
 
Biz HDP olarak zaten bir ittifak partisiyiz. 6 bileşenimiz ve çok sayıda kimlikten, inançtan temsiliyetin dahil olduğu bir ittifakız zaten. Bugün Emek ve Özgürlük İttifakıyla bunu bir adım daha öteye taşıdık. Bu da yetmez, diyoruz. Önümüzdeki günlerde kadınların bir araya gelip dayanışma ve ittifakını kuracağı güçle, emekçilerin bir araya gelmesiyle, bütün ezilenlerin bir araya gelmesiyle, tekçi politikaları reddedenlerin bir araya gelmesiyle 3’üncü yolu örme iddiasında olan bütün güçlerin bir araya gelmesiyle en geniş demokrasi ittifakı alternatif biz olacağız. Biz bu ülkeye eşitliği özgürlüğü getireceğiz. Biz bu ülkeye kadınların eşit adil yaşayabileceği, canının derdine düşmediği, taciz ve tecavüz korkusu yaşamadığı bir ülkeyi bir kuracağız. 6 yaşındaki çocukların istismara uğramadığı, istismarcıların hesap verdiği ülkeyi biz kuracağız. Kürtlerin bu ülkede barış içerisinde yaşayabileceği, Kürtlere savaş açan değil Kürtlerin haklarını tanıyan adil ve eşit bir yaşamı sağlayan, Kürtlerin dilini kültürünü kabul eden bir sistemi ve onurlu barışı biz kuracağız. Onurlu barışı Emek ve Özgürlük İttifakı ile biz kuracağız. İşçinin, emekçinin sömürüsünün hesabını sorup alternatifi biz sunacağız. Kayyımları gönderip belediyeleri gerçek sahiplerine biz temsil edeceğiz. Engellilerin önünde iktidarın oluşturduğu engelleri biz kaldıracağız. İktidarın nefret öznesi haline getirdiği mültecilerin yaşadığı drama son verip onurlu bir barışı kurarak ortak yaşamı hep beraber kuracağız. Gençler geleceğini bu ülkede görecek, bu ülkeden kaçma arayışında olmayacak. Bunu hep beraber Emek ve Özgürlük İttifakımız, kadınların dayanışma ve ittifakıyla, emekçilerin dayanışma ve ittifakıyla, Kürtlerin birlikteliği ve ittifakıyla biz kuracağız. Yolumuz açık olsun."
 
‘Soluk borusuyuz’
 
SMF Dönem Sözcüsü Barış Kayaoğlu ise, 2022 yılı Dünya Eşitsizlik Raporu'na göre Türkiye'nin dünyanın gelir eşitsizliğinden birinin de Türkiye olduğunu ifade etti. Barış, “Türkiye nüfusunun en zengin yüzde birlik kesiminin Türkiye’deki paranın yüzde 53’ünü aldığını belirten Başaran, bu sistemden yoksulluğu bitirmesini, kapitalizmin kendi kar hırsından kaynaklanan çevre sorunlarını çözmenin bu sistem içerisinde mümkün olmadığını söyledi. Savaş politikaları ile emekçileri farklı bloklara iten, savaştan beslenen sistemin barışı, eşit yurttaşlığı tesis etmesini beklemenin güç olduğunu ifade eden Başaran, “Biz bunu zorlayacağız. Barışı elde etmek için elimizden geleni yapacağız ama bizlerin bu bilinçle hareket etmesi gerekir. Emek ve Özgürlük İttifakı bu ülkenin soluk borusu olmak zorundadır” dedi.
 
‘Barışçıl çözümü getireceğiz’
 
Son olarak konuşan TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca, Cumhur İttifakı'nın holdinglerin, cemaatlerin ittifakı olduğunu belirterek, “Öteki tarafta temiz para diyen sermayenin ittifakı var. Buradan bir kez daha söyleyelim ki halkımız bu iki ittifaka da mahkum bırakmayacağız. Halkı faşizme de sermeyenin restorasyonuna da teslim etmeyeceğiz. Çünkü burada halk var, Emek ve Özgürlük İttifakı var. Onlar böyle gelmiş böyle gider sanıyorlar. Onlar sanıyorlar ki halk çaresiz. Buradan bir kez daha ifade edelim. Hayır çare de, umut da  burada. Bizim çözümümüz net. Sermayenin tam karşısında, halkın yanında bir seçeneği savunuyoruz. Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz. Halkın ihtiyaçlarını kamulaştıracağız. Eşit yurttaşlığı, laikliği kazanacağız. Kürt sorununda barışçıl çözümü biz getireceğiz, işçi cinayetlerini de kadın cinayetlerini de biz durduracağız. Biz saray saltanatını yıkacağız” ifadelerini kullandı. 
 
Etkinlik serbest kürsü ile son buldu.