Ülkücülükten yolu geçenler: Taksim saldırısı, uyuşturucu ve kadın katliamları

  • 09:04 29 Kasım 2022
  • Güncel
 
Melek Avcı
 
ANKARA - Kadın katliamları da dahil olmak üzere birçok suçun faili olarak karşımıza çıkan profiller, bozkurt işaretli pozları ve ülkü ocaklarıyla bağlantıları ile basına yansıyor. Son zamanlarda artan uyuşturucu kullanımı ve ticaretinde de karşımıza çıkan bu profiller, uluslararası zeminde de “illegal yapılanma” olarak görülüyor.
 
AKP-MHP iktidarının “neferleri” olan Ülkü Ocakları’nın, Avrupa’nın birçok ülkesinde “terör örgütü listesine alınması” tartışılıyor. MHP’ye bağlı olan Türk, aşırı sağcı, paramiliter bu örgüt, 12 Eylül öncesinde MHP’nin militan kanadı olarak gelişmiş ve aşırı milliyetçi ya da neo-faşist olarak tanımlanmış. Alparslan Türkeş tarafından 1966 yılında kurulan bu örgüt yıllardır “milliyetçilik” paradigmasından bile çok uzakta kalarak üyeleri, destekçileri kadın katliamları, uyuşturucu ticareti ve birçok suçla gündeme gelmekte. Zira Türkiye'de yasal olan bu örgüt ve örgütün işareti “bozkurt” Avusturya, Fransa ve Almanya’da yasaklıyken ABD, “terör örgütü” statüsüne alma konusunu hala tartışıyor.
 
Bu ülkeler, MHP’ye bağlı ve AKP iktidarının “dostu” olan bu hareketi neden terör örgütü listesine almak istiyor? Ülkü Ocakları’nın ırkçı faaliyetleri mi yoksa son yıllarda mafya-devlet ilişkisini ortaya çıkaran fotoğraflar ve kadın katliamları faillerinin sürekli bu ocakta yetişmiş olması mı bu sonucu doğuruyor? Bu ocağın son bir yıldaki birkaç “faaliyetine” ve ülkelerin tutumlarına bakalım…
 
‘Şiddete batmış nefretçi bir ağ’
 
Suni Türk ırkının üstünlüğü ideolojisi etrafında şekillenen Ocakların fikri yapısını şu sloganları açıkça ortaya koyuyor; “Hekiminiz Türk, ilacınız ise İslam olacak." İdeolojilerinde ve etkinliklerinde, Kürtler,  Aleviler, Ermeniler, Yunanlar genel olarak Hristiyanlar ve Yahudiler de dâhil olmak üzere, Türkiye’deki neredeyse tüm Türk ve Sünni olmayan unsurları reddederler. New York Times yazarı Raymond Walter Apple Jr. 1981 yılında yayınlanan bir yazısında,  MHP’yi ve uydu gruplarını “şiddete batmış, yabancı düşmanı, fanatik milliyetçi, nefretçi bir ağ” olarak şöyle ele almıştı:  “Papa II. John Paul'u vurmakla suçlanan Mehmet Ali Ağca, en az altı yıldır, şiddete saplanmış yabancı düşmanı, fanatik milliyetçi, neofaşist bir ağla, anavatanı Türkiye'nin Milliyetçi Hareket Partisi ve buradaki uydu gruplarıyla Avrupa’nın başka yerlerinde bağlantılıydı. “
 
Geçmişten gelen uyuşturucu bağları
 
1980’li yıllardan bu yana Ülkü Ocakları üyeleri ve liderlerinin,  uluslararası uyuşturucu kaçakçılığına dahil olduklarına dair birçok belge bulgu ortaya konmuş. Hatta 1980’lerin başında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın terörle mücadele görevlileri, Alparslan Türkeş’in Türkiye’den Batı Avrupa’ya yapılan yasa dışı eroin ticareti ile ilgisi olduğuna dair  “geniş ölçüde inanıldığını” belirtmişti. Ünlü tarihçi Stephen E. Ambrose'a ise, Ülkücü liderleri 1980'lerin sonlarında askeri teçhizat için uyuşturucu ticareti yaparak saldırı helikopterlerinden tanklara kadar bir ordu inşa ettiğini, uyuşturucuların organize suçun yaygın olduğu İtalya'ya taşındığını yazmıştı. Günümüzde Ülkü Ocakları ve yakın ilişkide olduğu siyasi parti MHP ile uyuşturucu üreten ve pazarlayan gruplar arasında belirgin bağlar olduğunu Amerikan Savaş Makinesi kitabının yazarı Kanadalı diplomat ve tarihçi Peter Dale Scott da ele almıştı.
 
Son 5 yılda uyuşturucu yakalamaları arttı
 
Türkiye’de kokain yakalamaları fazla görülmemekle birlikte sentetik bazlı uyuşturucuların daha çok yakalandığı görülüyor. Son aylarda özellikle İstanbul’da metamfetamin denilen uyuşturucuya ulaşmanın kolaylaştığını bununla birlikte uzmanların aktardıklarına göre kullanımının 12 yaşa kadar düştüğü kaydedildi. Sentetik uyuşturucuların yanında kokain yakalamalar son yıllarda büyük bir artış gösterdi. 2000’li yıllarda 100 kilo olan bu miktar son beş yılda neredeyse 2 tona yakınlaştı. Bu iki tonun yanında büyük uyuşturucu kartellerinin bulunduğu Meksika’dan Türkiye’ye yola çıkan ve daha yoldayken Güney Amerika’da yakalanan 7 ton kokain içeren gemi ise dâhil değil. Avrupa polisi olanı Europol, Türk suç gruplarının hem Türkiye'ye götürmek hem de diğer kuruluşlar adına dağıtmak için doğrudan Güney Amerika'dan kokain transferine karışmaya başladığına dair birçok kez uyarılarda bulundu. Diğer yandan savaş nedeniyle Türkiye’ye mülteci olarak giren Suriyeli, Afganistanlı kişilere uyuşturucu taşıtıldığı değerlendirmesi mevcut. Zira geçtiğimiz haftalarda Ankara Altındağ ilçesinde beş Afgan mülteci evlerinde katledilmiş halde bulundu. Cinayetin nedenin uyuşturucu ve mafya bağlantıları olduğu komşular ve çevredekiler tarafından iddia edilmişti.
 
Sinaloa karteline bozkurt selamı
 
Meksika’nın en büyük kartellerinden biri olan Sinaloa karteli ile Türkiye arasındaki bağları ilk olarak Columbia Üniversitesi'nde (New York) bir akademisyen ve organize suçla mücadelede kurumlara ve hükümetlere danışmanlık yapan Edgardo Buscaglia gündeme getirmiş,  Sinaloa'nın kokain nakliyesinin yanında sentetik uyuşturucu ve eroin üretimini geliştirmek için Türkiye’den de kimyagerler tuttuğunu açıklamıştı. Bu açıklamanın yanı sıra 28 Haziran 2021 tarihinde El Pais adlı gazetede şu yazıyordu, “16 Haziran'da, bir ihbar üzerine, Mersin limanında Gümrük görevlileri, Ekvador'dan gelen bir geminin muz kasalarının arasında 1.300 kilo kokain vardı, bu Türkiye tarihindeki en büyük keşif. Yedi gün sonra, aynı limanda ve yine bir konteynerde muzların içinde 463 kilo daha bulundu.” Bu haberle birlikte servis edilen fotoğraf Sinaloa Karteli ve lideri 'el Mayo' Zambada'ya selam yollanılan bir videodan alınmıştı. Fotoğrafta kamuflaj giysileri içerisinde iki kişinin Türk Bayrağı önünde bozkurt işareti yaparak durduğu görülüyordu.
 
Sinaloa’dan bozkurt marşlarıyla cevap
 
Sinaloa kartelinin bozkurtlu selamı yanıtsız bırakmadığını söyleyebiliriz çünkü kartel de silahlar eşliğinde ülkücü marşlar söyleyip Türkiye'ye selam gönderdiği görüntülerini dolaşıma sokmuştu. İspanyolca yayın yapan La Opinion, gazetesi bu görüntüler dolaşıma girer girmez şöyle bir manşet atıyor:  "Türk mafyası Sinaloa karteli ile ittifak açıkladı.” Bu karşılıklı video selamlaşmalarına, çok sayıda silahlı ülkücü grupların olduğu Suriye’deki Lazkiye ilinde bulunan Türkmen Dağı’ndan da katılıyorlar.  Uçaksavar önünde çekilen bu videoda Arapça olarak, "Türkmen Dağı'ndan Sinaloa'ya" selam gönderiliyor.
 
Uyuşturucu taşıyan yeğenler
 
Günümüze baktığımızda ne zaman bir uyuşturucu operasyonu olsa AKP-MHP iktidarı ile bağlantılar ve fotoğrafların ortaya çıktığını görüyoruz. Geçtiğimiz hafta Erzincan’da Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi uyuşturucu taşıyan iki aracı takibe aldıktan sonra durdurdu. Yapılan aramada araçta 17 kilo 400 gram kubar esrar yakalandı. Serdar Demir, Mücahit Altun, Diyar Bingöl ile Afganistan uyruklu olduğu öğrenilen iki kişi gözaltına alındıktan sonra sevk edilen Serdar Demir, Mücahit Altun ve Diyar Bingöl çıkarıldıkları Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanırken, Afganistan uyruklu H.M ile M.A. ise serbest bırakıldı. Tutuklananlardan biri olan Diyar Bingöl’nün AKP Karlıova Belediye Başkanı Veysi Bingöl ile AKP Karlıova İlçe Başkanı İlyas Bingöl’ün yeğeni olduğu öğrenildi. Uyuşturucunun taşındığı araçtaki diğer tutuklu Serdar Demir’in ise Karlıova Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nda memur olarak çalıştığı aynı zamanda da MHP Karlıova İlçe Başkanı Şevket Demir’in yeğeni olduğu açıklanmıştı. 
 
Geçtiğimiz ekim ayında ise Adana’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) çalışan iktidara yakın Albayrak Grubu'na ait bir cenaze aracı durdurulmuş ve araçtan cenaze yerine 144 kilo 550 gram esrar çıkmıştı. Araçta bulunan iki kişi ve esrarı temin eden bir kişi tutuklanmıştı.
 
‘Bozkurtlar’ terör örgütü mü?
 
MHP’ye bağlı ve iktidarın dostu olan bozkurtların gerek Türkiye’de işledikleri suçlar gerekse geçmişten bugüne yurtdışı faaliyetleri sürekli “terör örgütü mü” sorularının diğer ülkeler tarafından sorulduğunu görüyoruz. Kadınları katleden zanlıların bozkurtlu işaretleri, uyuşturucu ticareti ve kartellerin selamlanması bir yana son olarak İstiklal Caddesi bombacısı ile HTS kayıtları tespit edilen ve valilik tarafından arka çıkılan MHP Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan’a şahit olduk.
 
Kazakistan’da yasaklı ABD ve Avrupa tartışıyor
 
Geçtiğimiz yıl ülkücülerin “terör örgütlerine dâhil edilmesi” ne ilişkin Almanya'da Federal Meclis'in hazırladığı 'Anayasa'ya aykırı hareket ediyor' raporunun ardından, ABD Temsilciler Meclisi de araştırma yapılmasını onaylamıştı. Demokrat Nevada Vekili Dina Titus tarafından 2022 Savunma Bütçe tasarısına (NDAA) eklenen bir madde, Dışişleri Bakanlığı'nın "Ülkü Ocaklarının yabancı bir terör örgütü olma kriterlerini karşılayıp karşılamadığının" araştırılmasının öngörmüştü. Aralık 2018’de Avusturya Ulusal Meclisi’nce kabul edilen, terör ve radikal gruplara ait sembol ve işaretlerin yasaklanmasını öngören "sembol yasası" kapsamında, Ülkü Ocaklarına ait semboller yasaklandı. Kasım 2020’de Fransa İçişleri Bakanı Gérarld Darmanin Bakanlar Kurulu kararı ile “aşırı milliyetçi” ve “paramiliter” bir hareket olduğu gerekçesiyle Türkiye kökenli “Bozkurtların" Fransa’daki faaliyetlerinin yasaklandığını duyurdu. Almanya’da 2020’de Federal Parlamentoda yapılan tartışmalar sırasında bütün partiler “bozkurtçu, milliyetçi-ülkücü” derneklerin yasaklanması çağrısı yaptı. Dört partinin sunduğu önerge kabul edildi. Yasaklama girişimleri devam ederken son olarak geçtiğimiz nisan ayında meclis bünyesinde hazırlanan bir rapora göre ülkede faaliyet gösteren ‘Ülkücü Hareket’ adlı grup, ‘Anayasa’ya aykırı hedefleri’ şiddetle hayata geçirmek istediği gerekçesiyle Sol Parti tarafından bir kez daha örgütün yasaklanması talep edildi. Almanya’nın yanı sıra Hollanda’da da Ülkücü hareketin engellenmesine dönük adımlar atılıyor. Avrupa ve ABD listeye almayı tartışırken, hâlihazırda Kazakistan 2005 yılından beri bozkurtları terörist olarak görüyor.