‘Kürt Özgürlük Hareketi öncülüğünde mücadeleyi ileriye taşıyacağız’

  • 17:21 27 Kasım 2022
  • Güncel
KOCAELİ - DAD Kadın Meclisi’nin 25 Kasım etkinlikleri kapsamında düzenlediği panelde, “Şiddete karşı bulunduğumuz her yerde örgütleneceğiz. Kürt Özgürlük Hareketi öncülüğünde mücadeleyi ‘Jin jiyan azadî’ felsefesiyle ileriye taşıyacağız” mesajı verildi.
 
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında Kocaeli Gebze’de bulunan Ana Fatma Cemevi’nde panel gerçekleştirdi. DAD İstanbul Eşbaşkanı Dilber Aslan, gazeteci Kibriye Evren, Kadın Zamanı Derneği’nden Uzman Psikolog Aynur Ayhan ve Can TV çalışanı gazeteci Rohat Emekçi’nin panelist, önceki dönem DAD Eşbaşkanı ve Alevi aktivist Nergis Güzel’in de moderatör olduğu etkinliğe çok sayıda Alevi kadın katıldı. Panelin yapıldığı salona ise “İnancımızla Örgütleniyor Direncimizle Özgürleşiyoruz” pankartı asıldı.
 
Jîna ve Nagihan için saygı duruşu 
 
Açılış konuşmasını yapan önceki dönem DAD Eşbaşkanı ve Alevi aktivist Nergis Güzel, hergün kadınların katledildiğine değindi. Nergis, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ardından kadın kazanımları ve katliamların da hızla artış gösterdiğine vurgu yaptı. Panel, Jîna Emînî ve Nagihan Akarsel nezdinde tüm katledilen kadınlar için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
 
‘Son 10 yılda 2 bin 500’den fazla kadın katledildi’
 
İlk olarak söz alan gazeteci Kibriye Evren, erkek-devlet şiddeti, kadın katliam ve kırımının bu kadar fazla olduğu bir dönemde böyle bir çalışmaya öncülük ettiği için DAD’a teşekkür ederek konuşmasına başladı. Son 10 yılda 2 bin 500’den fazla kadının katledildiğini belirten Kibriye, bununla beraber kadınların en çok aile içerisindeki erkekler tarafından katledildiğini belirtti. Kibriye, “Verilerden de görüyoruz ki temel eğilmemiz gereken konu aile içerisindeki şiddet. Çünkü aile içerisindeki şiddet, toplumsal şiddeti de kendi içerisinde doğuruyor. AKP son dönemde bir aile yasası çıkarmaya çalışıyor, bunu yaparken bir yasayla da başörtüyü güvence altına almaya çalışıyor. Kadınlar şunu söylüyor, ‘Bizim yaşam ve giyim tarzımız siyaset üstü bir durum. Bunun kararını kadınlar verir.’ Devlet günümüze kadar tek bir cinsiyet üzerinden yönetilmiş. Hiç kimse de kendi iktidarını bir başkasına devretmek istemez. Erkek zihniyeti tarafından şekillenmiş baskıcı, ötekini görmeyen bir yaklaşımla hem aile kurumuna bir bakış açısı var hem de bir yönetim tarzı var” şeklinde konuştu.
 
‘25 özgür Kürt basın emekçisi tutuklu’
 
Kadını görmeyen bir iktidarla karşı karşıya olduklarının altını çizen Kibriye, “AKP’nin kendisi tek millet, tek bayrak şiarını kullanıyor. Bir torba yasası çıkarıyor, içerisinde Alevilere dair hiçbir şey yok. Aleviliğin laik, eşitlikçi yönünü görmeyen bir yaklaşım var. Aleviler bu yasaya karşı. Ama buna karşı milliyetçi, dinci olan AKP, ‘erkek ve Sünni’ olacak diyor. DAD buna karşı mücadele veriyor, biz gazeteciler buna karşı mücadele veriyoruz” dedi. Son 6 ayda gerçekler, hakikati yazan 25 özgür Kürt basın emekçisinin gözaltına alındığını, işkence gördüğünü ve tutuklandığını dile getiren Kibriye, gazetecilerden 10’unun kadın olduğunu belirtti. “AKP’nin kadına bu kadar yönelmesinin nedeni özgürlüğe daha yakın olmalarından kaynaklı” diyen Kibriye, “Kadını önceleyen bir anayasa, hukuk, yönetmelikler, daha fazla toplumsal ve kamusal alanda görme noktasında bir yasa bekleyemezsiniz” şeklinde konuştu.
 
‘Kadınlar 25 Kasım’da AKP zihniyetini teşhir etti’
 
25 Kasım’da kadınların Taksim’e çıkmak istediğini aktaran Kibriye, “Türkiye ve Kürdistan’da neredeyse 10 güne yakın eylemler yapıldı. AKP bu 10 günde neredeyse hiçbir yerde kadınların sokağa çıkmasına izin vermedi. 500’e yakın kadın gözaltına alındı, kadınların ayağı kırıldı, şiddet gördüler. Niçin kadınlara yapılan bu zulüm? 25 Kasım’da kadınlar erkek egemen şiddete karşı sokaklara çıktı, AKP zihniyetini teşhir ettiler. ‘Artık bizler, bir kadının daha katledilmesini kabul etmiyoruz’ dediler” sözleriyle 25 Kasım’da kadınların sergilediği kararlı direnişi anlattı. Öte yandan AKP iktidarının kadın katliamlarının önünü açtığına işaret eden Kibriye, “Taksim’de gösterdiği şiddet erkeklere şunu söylüyor, ‘Sokağa çıkan kadınlara şiddet uyguluyorum, söz söyledikleri, kendi özgürlüklerini elde ettikleri, ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde durduğu için ben katlediyorum’ diyor. Erkek-devletin Kürdistan’da, İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de gördüğümüz şiddeti böyle okumalıyız” cümlelerini kullandı.
 
‘Sakine’lerin, Beritan’lar, Zarife’lerin bıraktığı miras…’
 
Kadının kolunu kıran devletin, kolluk kuvvetlerine herhangi bir yasal süreç başlatmadığını vurgulayan Kibriye, faillerin de cezasızlık politikalarıyla korunduğunun altını çizdi. Kibriye, kadın mücadelesi yürüten “öncü”lere ilişkin şunları kaydetti: “Sakine Cansız Kürt Alevi bir kadın, yıllarca mücadele yürüttü. Özgürlük mücadelesinin öncülüğünü yaptı. Bugün eğer burada toplanabiliyorsak bizden önce mücadele yürüten Sakine Cansız, Aysel Doğan, Beritan’lar, Zarife’lerin bize bırakmış olduğu mirasın sonucudur. Nagihan Akarsel, Süleymaniye’de 11 kurşunla sokakta AKP’nin yetiştirdiği faşist çeteler tarafından katledildi. Bir araştırmacı, gazeteci olan Nagihan, sokak ortasında katledildi. Erkekler bize şunu söylüyor, ‘Sizler evlerinizde oturacak, eşlerinize köle olacaksınız, biz de sizi yöneteceğiz. Paranız olmayacak, bizim elimize bakacaksınız.’ Ve biz kadınlar diyoruz ki bunu kabul etmiyoruz. İki ayı aşkın bir süredir İran’da bir direniş var. Jîna Emînî’nin saçının bir teli göründüğü için ‘ahlak bekçileri’ tarafından katledilen bir Kürt kadın için bugün İran, iki ayı aşkın süredir mücadele içerisinde. Orada bir devrim yürütülüyor.
 
‘Her yerde örgütleneceğiz’
 
“Jin jiyan azadî” öncülüğünde tüm dünyada bir devrim yaşandığını dile getiren Kibriye, kadınların İran’da “idam kararlarına” karşı “Ya özgür olacağız ya da öleceğiz” dediğini söyledi. Kadınların İran ve Rojava’da gelişen kadın devriminden güç aldığını paylaşan Kibriye, “Dolayısıyla bizim bundan sonra yapmamız gereken, erkek egemen zihniyete karşı nerede olursak olalım mutlaka sokağa çıkmalıyız. Evdeki erkek şiddetine karşı sessiz kalmamalıyız. Bu şiddete karşı bulunduğumuz her yerde örgütleneceğiz. Kadınlar birleşirse, ortak mücadele yürütür ve alanlara çıkarsa erkek egemen devlet, AKP zihniyetine karşı mücadele yürütebiliriz. Kürt Özgürlük Hareketi öncülüğünde mücadeleyi ‘Jin jiyan azadî’ felsefesiyle ileriye taşıyacağız” sözlerine yer verdi. 
 
‘Şiddete karşı kadınlar mutlaka destek almalı’
 
Kadın Zamanı Derneği’nden Uzman Psikolog Aynur Ayhan ise örgütlü mücadele içerisinde yer almanın kadınların rehabilitasyon dönemine çokça katkıda bulunduğunu söyledi. Ardından Aynur sunum yaparak şiddet kavramlarını anlattı. Şiddet türleri arasından en belirgin ve ağır olanın psikolojik şiddet olduğuna dikkat çeken Aynur, psikolojik şiddette sistematik olarak nefret söylemlerinin bulunduğunu ifade etti. Aynur, tüm şiddet türlerine karşı dernek olarak kadınlara nasıl bir destek sunabileceklerini anlattı. Kadınların maruz kaldığı şiddete karşı yalnız olmadığını ve her zaman destek alabileceklerini söyleyen Aynur, bu süreçte mutlaka kadın örgütlerinden destek almaları gerektiğini vurguladı.
 
‘Alevi kadınlar şiddete ve asimilasyona direniyor’
 
DAD İstanbul Eşbaşkanı Dilber Aslan da, kadınların hayatın her alanında şiddete maruz kaldığını, bir Alevi kadınların da sistem içerisinde ayrıca şiddete maruz bırakıldığına değindi. Cumhuriyet kurulurken Alevilerin hiç düşünülmediğini belirten Dilber, Alevilik hiçbir zaman görülmedi, yok sayıldı. Bunun acısını çok fazla çektik, hala da çekmeye devam ediyoruz” dedi. Savaşların olduğu bir dönemde yaşadıklarını ifade eden Dilber, “Daha çok Kürt ve Alevi toplumlarına saldırdılar” dedi. Aleviliğin giderek asimile edildiğine vurgu yapan Dilber, kendi çabaları ve direnişleriyle kültürlerini ve varlıklarını korumaya çalıştıklarını ve koruyacaklarını da sözlerine ekledi.
 
‘Kobanê düşmedi, düşmeyecek’
 
DAD İstanbul Yönetim Kurulu üyesi Özgül Topal da konuşmaların ardından basın açıklamasını okudu. Türkiye’nin 19 Kasım günü Kuzey ve Doğu Suriye ile Kobanê’ye saldırmasına değinen Özgül, bu saldırıları Türkiye’nin Rojava devrimi ve kadın mücadelesine dönük açtığı savaş şeklinde yorumladı. “Kobanê düşmedi, düşmeyecektir. Halkların iradesini kıramayacaklar” diyen Özgül, “Kürt’e karşı tutum değişmemiştir. Biz yaşamı kuran kadınlar olarak biliyoruz ki savaşın kazananı olmaz. Yolumuz barışın, güneşin yoludur. Dünya güçlerine çağrımızdır, bir kez daha yineliyoruz savaşın kazananı olmaz. DAİŞ’e karşı direnmeyi seçen Kürt, Ezidi, Alevi, Asuri halklar direnmeye devam edecek. Sizi halklara karşı yürüttüğünüz bu kirli savaşa son vermeye çağırıyoruz. Savaşlara hayır, barışa hemen şimdi. Jin jiyan azadî” şeklinde konuştu.
 
Panelin ardından lokma dağıtılarak kadınların emeğiyle yapılan yemekler yendi. Etkinlik, “Jin jiyan azadî” sloganı, alkış ve zılgıtlar eşliğinde son buldu.