Van ve Patnos cezaevleri raporu: Provokasyon yaratılıyor
- 15:59 23 Kasım 2022
- Güncel
WAN - Van Barosu, İHD, ÖHD ve TUHAY-DER, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevleri ile Patnos L Tipi cezaevlerine dair hazırladıkları cezaevi raporunu açıkladı.
Van Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi Hapishaneler Komisyonu ile Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi Kampüsü ve Patnos L Tip Kapalı Cezaevlerine ilişkin hazırladıkları raporu Van Barosu’nda düzenledikleri basın toplantısında açıkladı. Açıklamaya kurum yöneticileri ve üye avukatlar katıldı. Açıklamayı İHD avukatlarından Jiyan Özkaplan okudu. Müvekkilleri ile ailelerinin başvurusu üzerine cezaevlerini ziyaret ederek bir araya geldiklerini kaydeden Jiyan, söz konusu cezaevlerindeki ihlalleri raporlaştırdıklarını belirtti.
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi
Van Yüksek Güvenli Cezaevi'nde gözlem kurullarının “yargılama yapar gibi karar verdiğini” ifade eden Jiyan, buradaki hak ihlallerini şöyle sıraladı: "Basit gerekçeler ile infazların yakılarak uzatıldığı Hakan Bilekçi isimli tutsağın tahliyesinin yapılmadığı, 'çocukların olursa dağa çıkaracak mısın' gibi soyut gerekçelerle infazının ertelendiği, cezaevi yönetimi ve cezaevi savcısının görüşme taleplerine cevap vermediklerini, Cumhuriyet Başsavcılıklarına, Adalet Bakanlığı ve diğer resmi kurumlara gönderilen mektupların gönderilmediği, evrak çıkış numarasının kendilerine verilmediği, oda değişim taleplerinin karşılanmadığını, idarenin keyfi olarak oda değişiklikleri yaptığı, bu duruma itiraz ettiklerinde disiplin cezaları ve sürgünlerle karşılaştıkları, aynı koridordaki odalara ideolojik olarak farklı grupların getirdiklerini ve bunun sonucunda provokatif durumların yaşandığı, cezaevi yönetimin mevzuata aykırı olarak yapmış olduğu uygulamalara karşı çıktıkları için hemen hemen herkesin disiplin cezası aldığı, bazı gardiyanların tahrik edici şekilde yaklaşımlarda bulundukları, mahpusların ailelerine yakın hapishanelere sevk taleplerinin gerekçesiz bir şekilde reddedilmek ile birlikte mahpusların sürekli sürgüne maruz bırakıldığı şeklinde ihlaller yaşandığı belirtildi.”
Patnos L Tipi Cezaevi
Jiyan, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nde de tutsakların çok sayıda ihlalle yüz yüze kaldığına dikkat çekti. Jiyan, burada kalan hasta tutsakların durumuna dair de şunları paylaştı: “Mehmet Mutlu isimli mahpusun 27 yıldır cezaevinde olduğu, şizofren ve kalp hastası olduğu, tek başına yaşamını idame edemediği, hastalığının ağırlaştığı, daha öncesinde Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde uzun süre tedavi edilmesine rağmen tedavisinin ilerleme kaydetmediği, tedavisinin ancak cezaevi koşulları dışında sağlık bir ortamda yapılabileceği, zira gerçekleşen avukat görüşünde de gözle görülebilir bir şekilde günlük yaşamının çok dışında yani hayal dünyasında yaşadığı, Mehmet Emin Tanrıverdi, Hanifi Kaya ve Yusuf Gültekin isimli tutsağın diş hastalıklarının olduğu, revirde diş hekimi olmaması nedeni ile hapishanede diş tedavisinin sağlanmadığı, hastanelere sevklerinin ise yapılmadığı, Adem Aykuş ve Mehmet Ali Uğur isimli tutsak çölyak hastası olduğu ancak yemekleri hastalıklarına göre verilmediği, Koğuşlarda tutsaklar tarafından satın alınmış temel temizlik malzemeleri olan çekpas, leğen ve su kovalarının kış ayından beri toplatıldığı defalarca istemelerine rağmen firar için kullanılabilir gerekçesiyle henüz geri verilmediği, suyun pis kokulu ve kirli olduğu, cezaevinde sağlık sorunlarına neden olduğu, bu nedenle tutsakların içme suyunu kantinden satın aldıkları, bu durumun maddi olarak tutsakları zorladığı, yine yıkanmak için sıcak suyun 20 kişilik koğuşlarda 2 günde 1 saatliğine verildiği ve bunun tutsakların ihtiyacını hiçbir şekilde karşılamadığı, hususları aktarılmıştır.”
‘İhlalleri sonlandırın’
Tespit edilen ihlallerin bir an önce sonlandırılması gerektiğinin altını çizen Jiyan, tutsakların kısıtlanan sosyal faaliyetlere katılımının sağlıkları açısından önemli olduğunu vurguladı. Jiyan, “Tecrit ve izolasyonu derinleştiren ve hukuki alt yapısı olmayan 'aşırı' yüksek güvenlikli diyebileceğimiz hücre tipi, avlusuz ve havalandırma süresi kısıtlı infaz yöntemi derhal terk edilmelidir. Tutsakların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Cezaevinde uygulanan kitap kotası kaldırılmalı, talep edilen yasal gazeteler ve dergiler verilmeli, talep edilen uygun TV kanalları açılmalıdır" çağrısında bulundu.