Tecavüz faili korucunun baskılarına karşı direndi: Üstünü örtmeyin!

  • 09:08 25 Ekim 2022
  • Güncel
Zelal Tunç 
 
VAN - Çatak ilçesinde korucu Rıskı Okam tarafından sistematik bir şekilde tecavüz edilen çocuğun annesi ilk kez ajansımıza konuşarak şöyle dedi: “Kiminle savaşacağımı, kiminle çatışacağımı bilmiyordum. Mücadele etmek çok zordu. Ama uğraştım. Kadınlara çağrımdır olayın üstünü örtmesinler. İyi ki kızım gidip rehber hocasına anlatmış. Bana anlatmış olsaydı üzerini örtebilirdim.”
 
Kürdistan’da özel savaş politikaları kapsamında korucuların kadın ve çocuğa yönelik işlediği suçlara her gün bir yenisi eklenirken, bu suçlardan biri de Van’ın Çatak ilçesinde 2021 yılında bir çocuğa yönelik sistematik bir şekilde tecavüz eden fail Rıskı Okam’ın ve yakınları tarafından, çocuğun ve ailesinin tehdit edilerek göç etmeye zorlanmasıydı.  
 
Tecavüz failin yargılandığı davanın 20 Ekim günü görülen karar duruşmasında sadece “nitelikli cinsel istismar” suçundan 50 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilen failin, dava süresince, aileye yönelik “suç oluşturma” çabası ise tepkilere neden oldu. Yaklaşık bir yıldır devam eden yargılamada, savcılığın hazırladığı iddianameye uyarak, “zorla alıkonulma”nın olmadığına kanaat getiren mahkeme, failin, korucu olmasını da göz önünde bulundurmadan sadece “nitelikli cinsel istismar” suçundan ceza verdi. 
 
Çocuğun annesi ise ilk kez yaşadıklarına dair ajansımıza konuşurken, STAR Kadın Derneği’nden Ruken Ay, davaya ilişkin gözlemlerini paylaşarak kadın dayanışmasına vurgu yaptı. 
 
‘Bir an dünya durmuştu’
 
Emniyete çağrıldığında çocuğuna yönelik tecavüzü öğrenen anne, “İlk duyduğumda dünya başıma yıkılmıştı. Bir an durmuştu dünya. Ölüm parayla alınsaydı, ölümü satın alırdım. Çok zordu, o gün kar yağıyordu. Kar yağışını gördüğümde ‘keşke Çatak’a hiç kar yağmasa’ diyordum.  O gün kızım benden kavurma istemişti. Onun için kavurma yapmıştım. O günden bu yana kavurmaya dokunamıyorum. Kavurmayı görünce ‘o’ olayı hatırlıyorum” sözlerini kullandı. 
 
‘Kızımı daha çok sevdim, daha çok sahiplendim’
 
İfade işlemleri bittikten sonra eve gelerek bir an önce ilçeyi terk etmek istediğini uzun bir süre kimseyi görmek istemediğini dile getiren Anne, “Kızıma hiç yansıtmadım. Ona daha çok bağlandım. Onu da daha da korumaya çalıştım. Sanki yeni doğmuştu. Kızım yeniden doğmuş gibiydi. O kadar çok sahiplendim ki hiçbir şey hissettirmedim” dedi. 
 
‘Mücadele etmek çok zordu’
 
Anne sözlerine şöyle devam etti: “Aile içindeydi, kiminle savaşacağımı, kiminle çatışacağımı bilmiyordum. Mücadele etmek çok zordu. Ama uğraştım. Kadınlara çağrımdır, olayın üstünü örtmesinler. İyi ki kızım gidip rehber hocasına anlatmış. Bana anlatmış olsaydı üzerini örtebilirdim. Keşke daha fazla ceza verselerdi.  Onlar yaşamayı hak etmiyor. “
 
‘Öfkem, korkumdan daha büyüktü’
 
Failin, çocuğunu silahla tehdit ettiğini kaydeden Anne, “Gece gündüz eivn içindeydi, korucu olması asla bir şeyi değiştirmez. Asla korkmadım, öfkem korkumdan daha büyüktü. Silah göstermişti, kızımı ölümle tehdit etmişti. Silahını göstererek, ‘annenle babanı öldürürüm’ demişti. Birçok kez eşim, korucunun şikayetiyle karakola asılsız yere ifadeye çağırılıyordu. Yine siyasi düşüncemiz hedef alınarak birçok kez mahkemede bize çeşitli şekillerde iftiralar atıldı. Ancak en sonunda ceza aldı. Bu süre zarfında defalarca öldüm, ancak her şeye rağmen, tekrar direniyordum” dedi. Anne, “Direnin, direnerek kazanacaksınız, bunu bizzat yaşayarak gördüm” diye çağrıda bulundu. 
 
‘Ailenin üzerinde bir baskı olduğunu anlayabiliyorduk’
 
STAR Kadın Derneği’nden Ruken Ay ise, faile verilen cezanın tüm aklama çabalarına rağmen “emsal” bir karar olduğunu söyledi. Ruken, “Buna benzer birçok davanın maalesef bu coğrafyada yaşandığını biliyoruz.  Bazen davaları ele aldığımızda sosyolojik  gerçekleri arka plana atamayız. Bunun için de salona ilk girdiğimizde bunu anlayabiliyoruz. Mağdur taraftan herhangi bir kişinin gelmediğini gördük. Katılımların psikolojik olarak değil bir cebir ve hile olmadığını hemen fark edebildik. Bunu takiben çok garip bir şekilde babanın çocuklarının yanında aile bireyleriyle katıldığını ve duruşmadaki bu çarpıklıklar gözümüze ilk etapta çarptı. Biz de 8 avukatımızla birlikte salondaydık"  diye devam etti.
 
Annenin güçlü duruşu etkili oldu
 
Savunmalarda, çocuğun ve ailenin yaşadıklarını, öfkelerini dile getirdiklerini söyleyen Ruken, “İstismarı yapan bir kolluk gücü olması, baskıyı doğal olarak oluşturuyor. Mağdur küçük bir çocuk ve istismar sonrasında da tehditlerini hissettirmiş. Çocuk kanununda ilk maddede bunu söyleriz. 18 yaşın altında herkes çocuktur. Bu istismarın sistematikleşmesi ile yine koşullar olarak uzak bir köyde olmasının yaratmış olduğu bir dezavantaj var. Ulaşacağı bir dayanışma ağının olmaması sebebiyle yalnız hissetme duygusunun yaratmış olduğu bir mağduriyet var. Annenin yalnız kalmasının, dile getirmemesinin ve bunun sorumluluğu… Bunun yaygınlaşmasını istiyoruz ve bunun kamuoyunda önemli bir yer edinmesini istiyoruz.  Çünkü buradaki coğrafyayı, yaşanan sistematik tahripleri insanların yalnızlığa karşı, bizler dernekler ve geri kalan sağduyulu insanlar güç verebiliriz. Öte yandan annenin duruşu çok önemli. Duyarlı bir anne ve güçlü bir kadının olması da olayın duyurulmasında etkili oldu” ifadelerini kullandı.