Kadınlar her yerde: Jin jiyan azadî
- 20:30 1 Ekim 2022
- Güncel
İZMİR/İSTANBUL - İran’da katledilen Jîna Mahsa Amini için İzmir ve İstanbul'da bir araya gelen kadınlar, “Jin jiyan azadî” diye haykırarak İran rejime karşı tepkisini dile getirdi.
İran rejimine bağlı “ahlak polisleri” tarafından işkence edilerek katledilen Jîna Mahsa Amini ve İran’da devam eden protestolara destek olmak amacıyla kadınlar Konak İskele önünde bir araya geldi. İzmir Kadın Platformu öncülüğünde buluşan kadınlar burada sık sık “Jin jiyan azadi”, “Zend zendegi azadi” ve “Kadın yaşam özgürlük” sloganlarını attı. Platform adına açıklamayı Nuray Öztürk okudu.
‘200’den fazla kişi katledildi’
İran’da kadınlar öncülüğünde başlayan protestoların, rejimin baskılarına rağmen devam ettiğine dikkat çeken Nuray, “Direniş başladığından bu yana 200'den fazla kişi hayatını kaybetti, en az 5 bin kişi İran rejimi tarafından tutuklandı. Tutuklananlar cinsel şiddet de dahil her türlü işkenceye maruz kalıyor. Direnişin yayılmasını engellemek için ülke genelinde internet kesildi, gazeteciler ve basın mensupları özel olarak hedef alınıyor. Şu ana kadar 16 basın mensubu tutuklandı. Türkiye’de ise başta kadınlar olmak üzere eylemlere katılan İranlılar, gözaltına alınıyor, sınır dışı edilmekle tehdit ediliyor. İstanbul ve birçok ilde gözaltına alınan kadınlar İran rejimine teslim edilmek üzere geri gönderme merkezlerinde tutuluyor” diye belirtti.
‘Dayanışma büyüyor’
Tüm baskı, yasak ve katliamlar karşısında özgürlük için isyanın yükselmeye devam ettiğinin altını çizen Nuray şu ifadeleri kullandı: “İran’da Molla rejiminin baskı ve şiddet politikalarının yarattığı zorlukları birlikte sırtlayan hareketler birbirini tamamlıyor. Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte üniversite öğrencileri boykota, öğretmenler ve akademisyenler greve çıktı. İran’da petrol, şeker ve çelik gibi birçok farklı iş kolunda üretim yapan fabrikaların işçi konseyleri grev kararı aldı. Şeriat hükmü ile yaşamayı reddeden kadınların direnişi şimdi tüm halkların direnişine dönmüş durumda. Türkiye’de ise dayanışma büyüyor.”
‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kadın düşmanlığını tescilledi’
Nuray sözlerine şu şekilde devam etti: “İranlı kız kardeşlerimizi katledilecekleri, en iyi ihtimalle tutuklanıp işkenceye maruz kalacakları biline biline geri gönderme ile tehdit eden, bir gecede İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek kadın düşmanlığını tescilleyip; eşitlik ve özgürlük haklarımıza saldıran tek adam rejimine sözümüz var. Ne kız kardeşlerimizden vazgeçeriz ne de eşitlik ve özgürlük haklarımızdan. Geri gönderme merkezinde tutulan İranlı kadınları serbest bırakın!
İran'dan Türkiye'ye, faşist otokratik rejimlere, bedenlerimizi ve yaşamlarımızı hedef alan ahlak dayatmalarına karşı eşitlik ve özgürlük isyanını büyütüyoruz. İran sokaklarında kitleselleşen ‘Jin, jiyan, azadi’ sloganını İzmir'den yükseltiyoruz. ”
‘Kadınlar İran’da verilen özgürlük mücadelesinin yanında’
İstanbul Sözleşmesi’ne ve LGBTİ+’lara yönelik dini propagandalar eşliğinde yöneltilen nefret söylemlerine karşı mücadeleyi sürdüreceklerini söyleyen Nuray, “İzmir’de geçen hafta yaptığımız eylemle başörtüsünü çıkarıp yakarken, ‘Şeriat işte bu, bugün benim başımda yarın sizin’ diyen İranlı kadının, İranlı kadınların ve İran halkının molla rejimine karşı verdiği özgürlük mücadelesinin yanındayız. Nafaka hakkımızın gasp edilmesine, ‘toplum ve aile düzeni’ kisvesiyle farklılıklarımıza, yaşam tarzlarımıza saldırılarınıza boyun eğmeyeceğiz. Varlığımızı yok sayanlara karşı her yerde özgürlüğümüzü savunuyoruz. Hiçbir gerici güç, faşist saldırı, dinci politika biz kadınların özgürleşmesine engel olamayacak” diye belirtti.
İran’da Türkiye’de ve dünya genelinde sözlerinin “Jin jiyan azadi” olduğunu dile getiren Nuray, “İran’da zorunlu başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltına alınarak işkenceyle katledilen Jîna Mahsa Amini’nin ardından sokakları özgürlük için mücadele alanına çeviren İranlı kadınlar ve bu özgürlük isyanını bütün baskılara rağmen her yerde yükselten İran halkına selam olsun” dedi
Açıklama, sloganlarla sona erdi.
İstanbul
İstanbul’da ise Kartal Kadın Dayanışma Platformu , Kartal Meydanı’nda açıklama yaptı. “İranlı kadınlar yalnız değildir. Bizi kendi cennetinize zorla gönderemezsiniz” pankartının açıldığı açıklamada, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları atıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamayı kadınlar adına Hazal Hendekçi okudu.
Jîna’nın katledilmesinden kaynaklı kadınların içinin yandığını söyleyen Hazal, kadınların isyanının ve öfkesinin büyüdüğünü belirtti. Jîna için yapılan protestolara dikkat çeken Hazal, protestolarda yaşanan baskılara, gözaltılara ve katliamlara değindi. Şeriat hükmü ile yaşamayı reddeden kadınların direnişinin, tüm halkların direnişine dönüştüğünün altını çizen Hazal, “Kadınların öncülüğündeki direniş, ülkedeki tüm illere yayılmış durumda. İran sokaklarında ‘Jin, jiyan, azadi’ sesi yükseliyor. Mahsa’nın katledilmesi erkek egemen iklimde yaşayan tüm kadınların öfkesi oldu” diye konuştu.
‘Katledilen kadınlar isyanımızdır’
Maç izlediği için yargılanan ve yargı önünde kendisini yakan Seher Hüdayari’yi, Kuran-ı Kerim’i yaktığı iddiasıyla linç edilen Ferhunde Melikzade’yi, İzmir’de polis tarafından katledilen trans kadın Hande Buse Şeker’i ve Siirt’te uzman çavuş Musa Orhan’ın cinsel saldırısına uğrayan İpek Er’i hatırlatan Hazal şöyle devam etti: “Biz kadınlar kadın olduğumuz için şiddet görüyor, katlediliyoruz. Biz kadınlar idamın, hadımın çözüm olmadığını, yaşam hakkımızın fetvalarla kutsanarak bizden alınmaya çalışıldığının farkındayız. Ve biliyoruz. Suskun, yalnız ve çaresiz değiliz. Örgütlenen bu şiddete karşı tek çözüm sınır tanımayan kadın dayanışmasında, kurtuluş ortak mücadelemizde. Katledilen her kadın bizim isyanımızdır.”
‘Kadın düşmanı politikalara yenileri ekleniyor’
“Kadın düşmanı politikalara” her gün bir yenisinin daha eklendiğini söyleyen Hazal, “Bugün ‘Dezenformasyonla Mücadele Yasası’ adıyla sansür yasası önümüze getiriliyor. İran rejiminin ülkenin her yerinde süren direnişini dünyadan gizlemek için kullandığı yasanın bir benzeri, bugün burada da oluşturulmak isteniyor. Siyasal İslam’ın yaşamımız, haklarımız, bedenlerimiz üzerindeki kadın düşmanı politikalarını, biz tanıyoruz” sözlerine yer verdi.
‘Özgürlük mücadelesine devam’
“Mahsa’nın ve İranlı kadınların mücadelesi hepimizin mücadelesidir” diyen Hazal, dünyanın her yerinde özgürlük mücadelesine devam edeceklerini vurguladı.