22 yıllık işkenceye karşı bir direniş öyküsü...

  • 09:05 17 Kasım 2024
  • Güncel
 
Öznur Değer
 
WAN- Şiddete karşı mücadele eden sayısız hikayeden biri olan boşanma aşamasındaki M.P. anlattığı öyküsünde, “Bana ‘Devlet kimdir? Devlet benim, devlet bana ne yapabilir’ diyordu. Evinde silah saklıyordu ihbar etmeme rağmen bir şey yapılmadı. Herhalde ölmem bekleniyor. Ben öldükten sonra da birkaç yıl ceza verecekler ve kapatacaklar. Benim gibi yüzlerce, binlerce kadın var. Ben yapabildiğime inandım, herkes inansın” diyor.
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne doğru giderken, ülkede yaşam süren her kadının ayrı bir hikayesi olduğu bir kez daha görünür oldu. Kadınlar, ülke içinde yaşadığı haksızlık, hukuksuzluk, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve şiddet ile mücadele ederken, öte yandan geliştirdikleri özsavunma ile kadın dayanışmasının birer emsali oluyor. Artan erkek şiddetine karşı, kadına biçilen normları, toplumsal baskıları, iktidar ve yaratımlarının kadını hapsettiği “kölelik” zincirlerini kırmaya çalışan kadın sayısı gün geçtikçe artıyor.
 
Ajansımızın aylık derlediği şiddet çetelesine göre yılın ilk 9 ayında 273 kadın katledilirken, 152 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren kadınların mücadele mirasını devralan kadınlar yaşam ve eşitlik mücadelesi vermeye devam ediyor.  
 
Yaşamı şiddetle geçen ve ömrünü buna karşı mücadeleye adayan sayısız hikayelerden biri de 43 yaşındaki M.P.’nin hikayesi.
 
Wan’da yaşayan ve 22 yıllık evliliği boyunca şiddet ve işkence görmesinin ardından boşanma davası açan M.P., üç çocuğu ile birlikte boşanmak istediği erkeğin tehditlerine karşı mücadele ediyor. Artemêt’te (Edremit) bir okulda öğretmen olarak çalışan şiddet faili H. Polat ise kendisinden boşanmak isteyen M.P.’yi ölümle tehdit etmesine rağmen hakkında herhangi bir yaptırım uygulanmış değil. Boşanma davası da şiddet şikayetleri gibi sürüncemede bırakılan M.P., tüm kadınların sesi olabilmek için mücadele etmeye devam ediyor.
 
M.P.’nin şiddete karşı mücadele hikayesini dinliyoruz.
 
Evlendirildikten 12 gün sonra ilk şiddeti gördü
 
Erzirom’un bir köyünde 2002 yılında haberi olmadan tanımadığı H. Polat ile evlendirilen M.P., evlenmeden önce nişanlandırıldıktan sonra nişanı attığını ancak aile baskısından evlenmek zorunda kaldığını belirtti. Evlendirilmesinden 12 gün sonra ilk şiddeti görmeye başladığını kaydeden M.P., “Eve gelen misafirlere ‘hoşgeldiniz’ dediğim için akşamında şiddete maruz kaldım. Ben onu ailesine bildirdiğimde ‘kıskandığından’ ve ‘sevdiğinden’ bunu yaptığını söyledi. Ben de aileme söylemedim. Onun annesi de aileme söylememem için benimle konuştu. Elimdeki kına kurumadan, gelinliğim duvarda asılıyken ilk dayağımı yedim” sözleriyle anlatıyor maruz kaldığı ilk şiddeti.
 
Aile büyüklerinin araya girmesiyle şiddet ortamına geri döndü
 
Evlendirilmesinin ardından Wan’a taşındıklarını söyleyen M.P., 2003 yılında ilk çocuğuna dört aylık hamileyken şiddet görmeye devam ettiğinin altını çizdi. Gördüğü şiddetin ardından ailesinin evine giderek H. Polat’tan ayrılmak istediğini söyleyen M.P., yine “aile büyüklerinin” araya girmesiyle barışmaya zorlandığını ifade etti. Şiddet ortamına geri dönmek zorunda kaldığını belirten M.P., “Şiddeti alışkanlık haline getirmişti. Bana ‘Dayak yedikçe daha da güzelleşiyorsun’ diyerek şiddet uyguluyordu. Aynı şekilde çocuklarıma da şiddet uyguluyordu. Çocuklarımı ondan korumaya çalışıyordum. En ufak bir şeyde çocuklara şiddet uyguluyordu” şeklinde konuşuyor.
 
‘Bizi evde yakmaya çalışıyordu’
 
Şiddetin boyutunun zamanla işkence halini aldığını ifade eden M.P., “Bizi bazen evde yakmaya çalışıyordu. Eve kolonya döküp yakmaya çalışıyordu. İşkencelerine dayanamayıp iki defa boşanma davası açtım ama her iki defa da ailelerin araya girmesiyle davadan vazgeçirildim. Şiddet gördüğüme dair darp raporlarım vardı ve mahkemeye sunuyordum. 13 yıl önce ikinci defa dava açtım ve darp raporlarını sundum, beni kesici aletle yaralamıştı. Ona dair raporu sundum. Ama beni yine vazgeçirdiler. Çocuğum bana ‘Bizi yine mi ateşe atacaksın’ diyordu. Ama çaresizdim. Gücüm yoktu, yanımda kimse yoktu” diyor.
 
Uzaklaştırma kararını ihlal etmiş
 
Artık dayanmayacağını anlayıp 2023’te son defa boşanma davası açtığının altını çizen M.P., “Çocuğum üniversiteyi kazanmıştı ama okula gidemiyordu. Yaşam Kadın Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi (YAKAKOOP) diye bir kadın kooperatifi olduğunu öğrendim bir arkadaşımın yönlendirmesiyle ve onların desteği sayesinde dava açabildim. Kadınlar beni yapabileceğime inandırdı. Daha sonra koruma kararı ve uzaklaştırma kararı aldım. Uzaklaştırma kararını ihlal ettiği için iki defa suç duyurusunda bulundum. Bir yere gidip geldiğimde emniyeti arıyordum. Dışarı çıkmak, komşularıma, arkadaşlarıma selam vermek benim için bir lükstü. Şu anda da hala koruma altındayım. Bir defa polislerin gözü önünde bana saldırmaya çalıştı. Kardeşimle durakta beklerken arabayla önümüze kırıp bizi tehdit etti, ardından polislerin gelmesiyle uzaklaştı. O nedenle bir yere gittiğimde polislerin refakatinde gidiyordum. Önceki duruşmada herkesin gözü önünde adliyede bize saldırdı. Biz de hemen suç duyurusunda bulunduk” şeklinde özetledi yaşadıklarını.
 
‘Devlet benim!’
 
Sayısız şiddet başvurularının sonuçsuz kaldığının altını çizen M.P., şiddet faili H. Polat’ın, “Devlet kimdir? Devlet benim, devlet bana ne yapabilir” dediğini belirtti. Failin duruşma sonraları avukatın ve herkesin yanında kendisini tehdit ettiğini ifade eden M.P., “Evinde silah saklıyordu ihbar etmeme rağmen bir şey yapılmadı. Defalarca şikayet ettim ama hiçbir şey yapılmadı. Herhalde ölmem bekleniyor. Ben öldükten sonra da birkaç yıl ceza verecekler ve kapatacaklar. Ben onu şikayet ettikten sonra da onu şikayet ettiğim için şiddete uğruyordum. Küçük çocuğumu eve çağırıp hazırladığı şiddet malzemelerini gösterip ‘bununla anneni öldüreceğim’ diyordu” sözlerine yer veriyor.
 
4 Aralık'taki duruşmaya çağrı
 
Bir yıldır boşanma davasının sürüncemede bırakıldığını kaydeden M.P., “4 duruşmadır bir sonuç alamadık. Beni şiddete maruz bıraktığına dair görüntüleri CD şeklinde dosyaya sunmuştum. Ancak mahkeme heyeti görüntüleri karıştırdıklarını söylediler. Şimdi de bilirkişi raporu bekleniyor. Bir sonraki duruşma 4 Aralık’ta. Tüm kadınları yanımda görmek isterim” çağrısında bulunuyor.
 
‘Ben yapabildiğime inandım, herkes inansın’
 
“Ben önceden çok korkardım, kimse duymasın diyordum. Ama kadınlar artık korkmasın lütfen” diyen M.P. son olarak şunları kaydetti: “Ben yapabildiğime inandım, herkes inansın. Benim gibi yüzlerce, binlerce kadın var. Çok ağır şeyler yaşadım. İki defa hafıza kaybı yaşadım, şiddet, işkence gördüm. Hiçbir şey dışardan göründüğü gibi değil. Kadınlar yeter ki yapabileceklerine inansınlar. Belki kefenim sırtımda geziyorum. Ama ben çığlık attım, sesimi duyurabildim. Adaletin olmadığını bir kez daha gördüm. Ama kadınların yanımda olmasıyla ne kadar güçlü olduğumuzu gördüm.”