Kayıp yakınları Osman Buluttekin’in akıbetini sordu

  • 11:02 27 Ağustos 2022
  • Güncel
DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 707’nci haftası dolayısıyla  'yaşam anıtı' önünde yaptıkları açıklamada  25 Ağustos 1995 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde kaybettirilen Osman Buluttekin’in hikayesini paylaştı.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 707’nci haftasında Koşuyolu Parkı'nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde basın açıklama gerçekleştirdi.
 
Mahbule Özer'in durumuna dikkat çekildi
 
Faillerin yargılanması ve adil bir uygulamanın yapılması için eylemde olduklarını söyleyen İHD Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Abdullah Zeytun, kayıplar günü yaklaşırken adaletsizliklerle karşı karşıya kaldıklarını belirtti. Abdullah, “Türkiye’de Kürtler başta olmak üzere birçok kesim haklarının inkar edilmesi politikası ile karşı karşıya kalıyorlar. Tüm bunlar ile yüzleşmedikçe demokratik bir Türkiye’nin yaratılamayacağını biliyoruz. Hasta mahpusların yaşamını yitirdiğini görüyoruz. Hasta mahpus Makbule Özer ATK’ye sevk edildi; ancak tercüman bulunmadığı İçin rapor hazırlanamadı. Hasta mahpuslar üzerinde uygulanan ayrımcı politikaları kınıyoruz. Ve derhal bu politikalardan vazgeçilmesi çağrısından bulunuyoruz” diye konuştu.
 
Açıklamada 25 Ağustos 1995 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde kaybettirilen Osman Buluttekin’in hikayesini İHD Diyarbakır Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz okudu.
 
‘Telefon kabloları polisler tarafından kesilir’
 
Osman Buluttekin’in 1960 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Yeşilköy’de doğduğunu hatırlatan Fırat, Yeşilköy’ün askerler tarafından yakılmasından sonra Osman’ın ailesi ile birlikte Kulp merkezine taşındığını ifade etti. Fırat, “23 Ağustos 1995 gecesi, civardaki bir çatışma nedeniyle Diyarbakır’ın Kulp ilçesine giriş ve çıkışlar yasaklanır. O gece yarısı Buluttekin ailesinin Jandarma Karakoluna ve Kaymakamın konutuna 100 metre mesafedeki evlerine, kendilerini polis olarak tanıtan ağır silahlı 4 kişi tarafından baskın yapılır. Baskına gelenler ‘emniyetten geliyoruz, seninle biraz işimiz var’ diyerek Osman Buluttekin’i evinden zorla alırlar. Baskın esnasında evin telefon kabloları polisler tarafından kesilir. Emniyette bekçi olarak çalışan 35 yaşındaki Osman Buluttekin, üzerinde pijama, ayağında terlik ile o gece evden zorla götürülür” dedi.
 
‘Emniyet tarafından izin verilmez’
 
Fırat, hikayenin devamında şunları söyledi: “O geceki ev baskınına tanıklık eden bir komşu; ‘Osman Buluttekin’in arabaya bindirilerek yakında bulunan ve polisler tarafından kontrol noktası olarak kullanılan tepelik bir yere götürüldüğünü’ ifade eder. Ailesi bunun üzerine öncelikle belirtilen yere gidip Osman Buluttekin’in akıbetini sormak istemişse de yasaklı bölge olduğu ileri sürülerek emniyet tarafından buna izin verilmez. Kaybedilmeden 3 ay önce, bir yıl iki ay cezaevinde kaldıktan sonra Diyarbakır E-Tipi Cezaevi’nden tahliye olan Osman Buluttekin’in sürekli tehdit telefonları aldığını söyleyen ailesi Kulp Emniyet Müdürlüğüne ve Jandarma Komutanlığına başvurur. Emniyette anne Kariban Buluttekin’e ‘Biz almadık ama sana söz veriyoruz onu bulacağız’ denildi.
 
Osman’dan bir daha haber alınamadı
 
Kaybedildiği tarihten sonra Osman Buluttekin’den bir daha haber alınamadı. Osman’ın akıbetini öğrenmek için ailesi birçok yere başvuruda bulundu ama gözaltına alındığı hep inkâr edildi. Aile, Osman Buluettekin’i evden alanların güvenlik güçleri olduğu düşüncesindeydi. Faillerin bulunması ve cezalandırılması için İHD Diyarbakır Şubesi'nden hukuki yardım talep ederler. Ancak İHD Diyarbakır şubesinin yürüttüğü tüm çabalara rağmen Osman Buluttekin’in akıbeti hakkında herhangi bir sonuç elde edilemez.”
 
Açıklama, bir dakikalık oturma eyleminin ardından son buldu.