Adalet Nöbeti’ndeki işkenceye dair İHD’ye başvuru

  • 15:11 17 Ağustos 2022
  • Güncel
 
 
İSTANBUL- Adalet Nöbeti'nde maruz kaldıkları işkenceye dair İHD'ye başvuran tutsak yakınları, eylemlerini sürdürmede kararlı olduklarını belirtti. ÖHD ise işkenceye dair tespitlerini paylaşarak hukuki sürecin takipçisi olacaklarını aktardı.
 
İstanbul'da Adalet Nöbeti’ni sürdüren tutsak yakınları, 13 Ağustos tarihinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şirinevler İlçe binası önünde düzenledikleri eylemde maruz kaldıkları polis şiddeti ve baskılara ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Çok sayıda tutsak yakınının katıldığı toplantıya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP Gençlik Meclisi üyeleri ile Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) ile Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) yöneticileri ve insan hakları savunucuları da destek verdi. Toplantının yapıldığı salonda “Annelerin adalet talebi hepimizin talebidir” pankartı açıldı.
 
İlk olarak konuşan tutsak yakını Cemile Karakaş, cezaevlerinde yaşanan baskılara, tecrit politikalarına karşı her hafta adalet talebi için eylemler düzenlediklerini ifade etti. Düzenledikleri tüm eylemlerde polis şiddetine maruz kaldıklarını ifade eden Cemile, en son Şirinevler'de gerçekleştirdikleri eylemde şiddetin işkence boyutuna ulaştığını belirtti.
 
İşkenceyi anlattı
 
Cemile, Şirinevler’de maruz kaldıkları işkenceye ilişkin şunları aktardı: “Eylem yerine varır varmaz polisler etrafımızı sararak ablukaya aldı. Bize ters kelepçe takıp boynumuza bastılar.  Polis benim boynuma basarak ’Ben devletim kimse seni kurtaramaz’ dedi. Bana ilk başta 20’ye yakın kelepçe taktı. En son beni gözaltı aracına götürdüklerinde elimde 9 tane kelepçe kaldı. Araçta işkence yapmaya devam ettiler. O gün yaşadıklarımız bir işkenceydi. Doktora götürdüklerinde doktor bana ‘neyin var’ diye sordu. Ben de ona ‘ellerimin halini görmüyor musun?’ diye sordum. Yaşadıklarımız tamamen işkenceydi. Bizim tek talebimiz adaletti” dedi.
 
 ÖHD'nin tespitleri
 
Daha sonra söz alan ÖHD yöneticisi Necla Mizgin Argış ise tutsak yakınlarının gözaltı sürecinde yaşadıklarına dair tespitleri kamuoyuna açıkladı. Tutsak yakınlarının her hafta düzenlediği eylemde iktidarın saldırgan tutumunun yurttaşların demokratik haklarının kullanmasını engellediğini ifade eden Mizgin, dernek olarak Şirinevler’deki eyleme dair yaptıkları şu tespitleri paylaştı: “Gerçekleştirilmek istenen son eyleme yine yüzlerce polis saldırmış 2‘si çocuk 27 kişiyi işkence ile gözaltına almıştır. Fütursuzca gerçekleştirilen saldırıda araç içerisinde annelerin kafalarına darbeler vurulmuş, bir annenin eline 6 kelepçe takılmış, eylemcilerden birinin saldırı sırasında omzu yerinden çıkmış, çocuklar dahil eylemcilerin tümü 5-6 saat ters kelepçeyle bekletilmiş ve Bahçelievler Çocuk Şube’de çocuklardan birine bir kadın polis tarafından çıplak arama yapılmıştır.”
 
 Hukuki sürecin takipçisi olacaklar
 
 ÖHD olarak hukuki sürecin takipçisi olacaklarını söyleyen Mizgin, “Adalet Nöbeti’ni yürüten anneler ve tutsak yakınları; cezaevlerinden tabutların çıkmaması için hasta tutsakların infazının durdurulmasını, sağlık haklarına erişimin sağlanmasını ve cezaevlerindeki işkence ve kötü muamelelerin bitmesini talep etmektedir.  Tutsak yakınların demokratik taleplerinin yanında olduğumuzu belirterek her hafta gerçekleşen eyleme dönük saldırıların son bulmasını ve başta Adalet Bakanlığı olmak üzere iktidarı, ulusal ve uluslararası kurumları hukuka uygun davranmaya ve sürecin takipçisi olmaya davet ediyoruz” diye ekledi.
 
 Sesleri duyulmasın isteniyor
 
HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de tutsak yakınlarının cezaevindeki işkencenin, ölümlerin ve katliamların sesi olmaya çalıştığını aktardı. Tutsak yakınlarının başından beri “Bu zulüm, işkence, tecrit, hak gaspları son bulsun” dediğini hatırlatan Züleyha, Şirinevler eyleminde yaşananlara ilişkin “Çember üstüne çember oluşturulmuş bir polis yığınağı vardı. Bir basın açıklaması için bu kadar yığınak yapılıyor. Annelerin eylemlerine yönelik başka bir tür uygulamalar ile karşı karşıyayız. Sesleri, sözleri duyulmasın, cezaevinin sesleri dışarıya yansımasın istiyorlar. İktidarın talimatı ile cezaevlerinde gerçekleşen katliam, işkence dışarıda gündem olmasın diye özel bir çaba sarf ediliyor iktidar tarafından. Bundan kaynaklı annelere işkence yöntemleri uygulanıyor. Şirinevler'de yaşanan artık sınırları aşan bir noktaya ulaştı” ifadelerini kullandı.
 
'Topyekun ses çıkarılmalı'
 
İktidarın cezaevlerini topluma karşı bir tehdit olarak kullandığını belirten Züleyha, tutsak yakınlarının başlattığı eylemlere her kesimden destek verilmesini isteyerek şu çağrıyı yaptı: “İşkencelere karşı topyekun ses çıkarma, birlikte dur zamanı. Eğer biz birlikte örgütleyemezsek, birlikte ses çıkarmazsak demokrasiye adım atma şansımız da yok demektir. Annelere yönelik bu işkencelerin uygulanmasının tek sebebi cezaevlerinin halka karşı bir gözdağı olarak kullanılmasıdır. İktidar cezaevlerinde yaşananlara ilişkin topluma ‘Eğer sesinizi çıkarırsanız, muhalefet ederseniz gideceğiniz yer cezaevidir’ demek istiyor. Onun için cezaevlerinde yaşananlara karşı yapılan eylemlere sert tepki gösteriyorlar.”
 
Açıklamanın ardından tutsak yakınları İHD'ye hak ihlali başvurusunda bulundu.