Kobanê saldırısına tepki: Güvenlik tehdidi bir aldatmaca
- 16:27 16 Ağustos 2022
- Siyaset
ANKARA - Türkiye’nin Kobanê’ye yönelik saldırısına tepki gösteren EMEP Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, “Türkiye’nin bir güvenlik tehdidi içinde olduğuna dair propagandalar bir aldatmaca. Erdoğan ve AKP hükümetinin özellikle bölgede yayılmacı, yeni Osmanlıcı politikalarının bir sonucu olarak bölgede gerilimi ve çatışmayı artıran bir hat izlediği aşikar. Türkiye’nin sınır ötesine yönelik askeri operasyonlarını politik olarak yanlış buluyoruz” dedi.
AKP ve MHP iktidarının uzun zamandır gündeminde olan ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sıklıkla “Bir gece ansızın girebiliriz” dediği Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı planı Kobanê ile başladı. Sabah saatlerinde TSK tarafından Kobanê şehir merkezi, Miştenur Tepesi, Halep yolu ve Kobanê'nin batısındaki köyler bombalandı. Kobanê’nin yanı sıra Qamîşlo, Amûdê, Hesekê, Zirgan, Dirbêsiyê, Tirbespiyê, Til Temir, Efrin, Girê Spî ve Minbic’e bağlı çok sayıda köyün bombalandığı bilgileri kamuoyunda yer aldı.
Bir çocuk katledildi
TSK’nin saldırısı sonucunda ilk belirlemelere göre 12 yaşındaki Ebid Mihemed Heci isimli çocuk katledilirken, aralarında 2 yaşındaki Xelîl Cîhad Şêxo ve 11 yaşındaki Temim Feysel Hemed’in de bulunduğu 4 kişi yaralandı. TSK’nin saldırısı devam ederken, bu rakamların da artabileceği öngörülüyor.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Kobanê’ye yönelik saldırıları değerlendirdi.
‘Türkiye’nin güvenlik tehdidi içinde olduğuna dair propagandalar aldatmaca’
Türkiye’nin sınır ötesindeki askeri operasyonlarını doğru bulmadıkları ifade eden Selma, “Türkiye’nin bir güvenlik tehdidi içinde olduğuna dair propagandalar bir aldatmaca. Erdoğan ve AKP hükümetinin özellikle bölgede yayılmacı, yeni Osmanlıcı politikalarının bir sonucu olarak bölgede gerilimi ve çatışmayı artıran bir hat izlediği aşikar. İç politikada da milliyetçiliği, şovenizmi kışkırtarak siyasi gücünü yeniden tahkim etmeye çalıştığı da aşikar. Dolayısıyla biz Türkiye’nin sınır ötesine yönelik askeri operasyonlarını politik olarak yanlış buluyoruz. Özellikle bölgede halkların dayanışmasını, kardeşliğini esas alan, bölge ülkelerinin egemenlik hakkına saygı gösteren bir dış politikanın uygulanmasının her durumda Türkiye halklarının çıkarına olduğunu düşünüyoruz” sözlerine yer verdi.
‘Şiddete dayalı politika Türkiye’nin iç barışını da zedeler'
Türkiye’nin uzun zamandır hem Irak hem de Suriye’de “terörle mücadele” adı altında sınır ötesi operasyonlarıyla meşruluk yaratmaya çalıştığını belirten Selma, “Kürt halkının halk olmaktan kaynaklı taleplerinin bastırılmasının bir aracı olarak kullanılıyor. Yayılmacı ve şiddete dayalı bu politika aynı zamanda Türkiye’nin iç barışını da zedelemekte. Ortadoğu coğrafyası başta olmak üzere bugün emperyalist ülkelerin hedefi halinde. AB, ABD, Rusya hem yer altı kaynaklarının paylaşımı açısından hem pazar kavgası açısından hem de enerji koridorlarının denetimi açısından bölgeye dair bir rekabet içerisinde. Çatışmacı bir siyaset izleniyor. Dolayısıyla bölgeden emperyalist güçlerin def edilmesi ve bölgede barışın, demokrasinin tesis edilmesi için mücadele bizim görev ve sorumluluklarımız arasında” diye konuştu.