Hak savunucusu Ümit Efe: Annelerin sonuna kadar yanında olacağız

  • 09:04 15 Ağustos 2022
  • Güncel
 
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - Adalet Nöbetin’deki annelerin maruz kaldığı işkencenin suç olduğunu söyleyen TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, “Annelerin talepleri ile aynı talepleri tekrarlıyoruz. Taleplerini savunuyoruz. Sonuna kadar yanlarında olacağız” dedi.
 
"Hasta ve infazları yakılan tutsakların serbest bırakılması ve cezaevinde artan hak ihlallerinin son bulması" talebiyle ailelerin Van, İzmir, Diyarbakır ve İstanbul’da başlattığı Adalet Nöbetleri tüm baskı ve engellemelere karşı kararlılıkla devam ediyor. İstanbul’da ailelerin Adli Tıp Kurumu (ATK) önünde başlattığı ve daha sonra Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde sürdürdükleri nöbet eylemi, her hafta işkence ve gözaltılara rağmen çeşitli ilçelerde devam ediyor. Anneler, her hafta gördükleri işkenceden kaynaklı vücutlarındaki izlerle nöbet eylemine katılsa da, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini bildiriyor. 
 
Tüm bu işkence politikasına karşı anneler talepleri kabul edilene dek nöbet eylemlerini sürdürmekteki kararlılıklarını, “Bastonla bile gideriz. Hiçbir şeyden korkmuyoruz” sözleriyle ifade ediyor. 
 
21’inci haftada devam eden işkence
 
Anneler, 21’inci haftada eylemlerini Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bahçelievler İlçe Örgütü önünde gerçekleştirdi. Haftalarca, tutsak yakınlarının Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde gerçekleştirmek istedikleri Adalet Nöbeti'ne Kağıthane Kaymakamlığı’nın yasak gerekçesini bahane ederek saldıran polis bu seferde tutsak yakınlarının HDP Bahçelievler İlçe Örgütü önünde gerçekleştirdiği adalet nöbetine saldırarak tutsak yakınlarını işkence ile gözaltına aldı. Gözaltı sırasında tutsak yakınları Fince Akman ve Kumri Akgül uygulanan işkenceden dolayı bayılırken polis amiri, Cemile Karakaş’ın boynuna basarak çok sayıda plastik kelepçe taktı. 
 
İşkence gören anneler hakkında dava açıldı
 
Tutsak yakınlarının maruz kaldığı saldırılar işkence ve engellemelerle de son bulmuyor. Anneler haklarını ararken yargı tacizina maruz kalıyor. Tutsak yakınlarının Bakırköy Adliyesi önünde gerçekleştirdikleri Adalet Nöbeti’nin dördüncü haftasında işkence ile gözaltına alınan Afyon T Tipi Cezaevi’ne sürgün edilen ve tek kişilik koğuşta tutulan tutsak Xemgin Karakaş'ın annesi Cemile Karakaş ve Silivri 3 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Yakup Akman’ın annesi Fince Akman hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” suçlamasıyla 1 yıl 6 aydan 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Annelerin ilk duruşması, 8 Kasım’da Bakırköy 12’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. 
 
Annelerin maruz kaldığı sistematik polis şiddeti ve işkencesine dair Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe ile konuştuk.
 
‘Mahpuslar umutla değil tabutla çıkmakta’
 
Cezaevlerinde her zaman ağır insan hakları ihlali yaşandığını belirten Ümit, insan hakları örgütleri olarak cezaevlerinde yaşanan ihlallerin takipçisi olduklarını dile getirdi. “ Tutsakları insan yerine koymayan bir politika” uygulandığını ifade eden Ümit, “Hapishanelerdeki siviller ölü sayılmakta. Hapis edilene karşı şiddetin konseptleştiği bir süreç yaşanmakta” dedi. 
2000’li yıllarda “hayata dönüş operasyonuyla” birlikte tecrit tipi uygulamaya geçildiğini ve sorunların da arttığına işaret eden Ümit, “Tek başına hastanede yaşamını sürdüremeyecek olanlar, yaşları büyük olmasına rağmen tutulanlar, sağlığa erişim hakkına sahip olmayan hastalar, demans, alzheimer, kanser gibi hastalıkları olmasına rağmen görmezden geliniyor. ATK’nin ‘Cezaevinde kalabilir’ şeklinde raporlar verdiği mahpuslar, umutla değil tabutla çıkmakta. Hasta mahpuslar üzerinde insani olmayan her uygulamayı sayabiliriz” sözleriyle yaşananları anlattı.
 
‘Tutsakların serbest bırakılmaları engelleniyor’
 
Birçok ağır hasta tutsak için çalışmalar yürüttüklerini paylaşan Ümit, tutsakların ölüm sınırında olduğunu, tek başına yaşamlarını sürdüremeyeceklerini söylemelerine rağmen gerekli işlemlerin yapılmadığını da sözlerine ekledi. ATK’nin bilimsel bir kurum olarak çalışmak zorunda olduğunun altını çizen Ümit, “Hasta mahpusların durumları sadece ATK ile sınırlı olmamalı. Tam teşekküllü devlet hastanelerinden alınan bilimsel raporlar, veriler kabul edilmeli. Katmerli birçok uygulamaya tabii tutularak serbest bırakılmalarının önüne engel oluşturulmakta. Bu insani uygulama değil, kabul etmiyoruz. Hasta mahpusların durumları çok ağır. Tecrit durumu mahpusların üzerinde ayrıca bir problem” diye konuştu.
 
‘Tutsak yakınları duvarlar arkasındaki sesi duyuruyor’
 
İnsan hakları mücadelesinin cezaevleri önünde doğduğuna vurgu yapan Ümit, kadınların 12 Eylül’de cezaevinde işkence gören yakınlarının sesini duyurmak için mücadele etmeye başladığını, bugün de hala tutsak yakınlarının mücadelesinin sürdüğünü paylaştı. “Duvarların arkasındakinin sesini mahpus yakınları üzerinden biz duyuyoruz” diyen Ümit, bugün de tutsak yakınlarının cezaevlerindeki hak ihlalleri, işkence ve kötü muameleyi anlatmak için adliyeler ve birçok yerde seslerini duyurmaya çalıştığına işaret etti. 
 
‘Sistematik olarak işkenceye uğruyorlar’
 
Yaşları ileri düzeyde olan annelerin sistematik bir şekilde işkenceye uğradığını ifade eden Ümit, “Baskı görüyor, gözaltına alınıyor, sürükleniyorlar. Bu uygulamalardan vazgeçilmeli. Yaşananlar, ailelere yönelik baskı ve yıldırma politikasıdır. İnsan hakları örgütleri, mahpus yakınları, mahpus örgütleri ve mahpusların kendisi, hapishanelerde mevcut düzenin düzeltilmesinin bir parçası. Bu bileşenler olmadan devletin doğru politika üretmesi mümkün değil” cümlelerini kullandı.
 
‘İşkence ile toplum susturulmaya çalışılıyor’
 
 Annelerin gördüğü işkencenin kamuoyu ve devlet yetkilileri ile paylaşılması gerektiğine değinen Ümit,  çocuklarının insani koşullarda tutulmasını istemenin ise en temel haklarından biri olduğunu sözlerine ekledi. Bu durumun yalnızca toplantı, gösteri, yürüyüş hakkı ve ifade özgürlüğü ile açıklanabilecek bir şey olmadığının vurgusunu yapan Ümit, “Çok temel bir haktır. İşkence ve kötü muamele mutlak yasaktır. Ama ona rağmen anneler, adliyeler önünde seslerini duyurmaya çalışırken bu muamelelere maruz bırakılmakta. Hapishanedeki hak ihlallerine son verilmeli, mahpus yakınlarının sesi duyulmalı, taleplerinin görünür kılınmasına izin verilmeli” şeklinde konuştu. İşkence ile susturulmuş bir toplum yaratılmaya çalışıldığının altını çizen Ümit, “Bu uygulamalar ile sonuca varılması mümkün değil. Çünkü grupların sesi kısılsa da, sorun devam ettikçe sorunun özneleri tarafından bu dile getirilmeye devam edecek. Sorunu insani bir şekilde çözmediğiniz müddetçe bu sorun devam eder” sözlerini kullandı.
 
Hastanede de süren ‘hukuksuz’ işkence
 
Annelerin işkence ile gözaltına alındıktan sonra hastanede de kötü muamele ile karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Ümit, “Hastaneye kim giderse gitsin, hekimler İstanbul protokolüne uymak zorunda. Muayene sırasında kesinlikle polis bulunmamalı, hekimle baş başa kalmalıdır. Vücutta darp izi varsa muhakkak tutanak altına alınmalıdır. Ancak bunlar yapılmamakta. Polis baskısı, protokole uymama gibi sorunlar var. Şiddet konseptinin akışkanlığı içerisinde anneler de dahil olmak üzere birçok kişi bu sıkıntıyı yaşamakta. Kişiler işkence gördüklerini rapor altına aldıramamakta. Bu suçtur. İlgili meslek odalarına, savcılıklara suç duyurusu yapılmalıdır. Savcılıklara yapılan suç duyurularına takipsizlik kararı çıkmakta, bundan vazgeçilmemeli” diye belirtti.
 
‘Talepleri taleplerimizdir’
 
Hukukun uygulanabilmesi için insan hakları savunucularının mücadele etmeye devam etmesi gerektiğinin altını çizen Ümit, annelere ve tüm eylemcilere gerçekleştirilen işkenceden vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Ümit, “Topluca dayanışma ve birlikte mücadele ederek mutlak yasak olan işkencenin ortadan kaldırılması ve işkencesiz bir dünya kurulması için mücadele etmek, susmamak gerekiyor. Annelere ve gösterilerde yer alan yüzlerce insana yapılan işkenceden vazgeçilmeli. Susma, sustukça sıra sana gelecek. Susmak kötü muamelenin paydaşı olmaktır. Annelerin talepleri ile aynı talepleri biz de tekrarlıyoruz. Taleplerini savunuyoruz. Hem izleyicileri hem de destekçileriyiz. Sonuna kadar yanlarında olacağız” sözleriyle seslendi.
 
‘İşkence giderek katmerleşmekte’
 
Polislerin annelerin İstanbul Adliyesi önünde gerçekleştirdikleri nöbete haftalardır saldırmasının ardından bu seferde annelerin 21'inci haftalarında HDP Bahçelievler İlçe Örgütü önünde gerçekleştirdiği nöbete saldırmasına ilişkin konuşan Ümit, “İşkence giderek katmerleşmekte. İşkenceye bir yenisi daha eklendi. Her seferinde epey kötü işkence yapılıyor. Sadece itilip kakalanmıyorlar. Bu işkenceden vazgeçilmeli” dedi.