Kadınlar Saliha Aydeniz için tek ses: Biz kazanacağız!

  • 09:01 14 Ağustos 2022
  • Güncel
 
İSTANBUL - DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılmasına dair kararı, kadın hareketine dönük ciddi bir sindirme ve tecride alma politikası olarak yorumlayan kadınlar, “Mücadele ve direnişimizi sürdüreceğiz, hiçbir zaman da gerim adım atmayacağız. Bu faşizan tutumu kabul etmiyoruz. Direnişimiz, duruşumuz ile biz kazanacağız” dedi.
 
AKP-MHP iktidarının, tecrit ve Kürt sorununa yönelik çözümsüzlük politikasındaki ısrarı yaşamın her alanına sirayet ediyor. Tüm bu politikalar karşısında halkların çözüm adresi ise İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 23 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan. PKK Lideri’nin fiziki özgürlüğü için 12 Haziran’da Gemlik Yürüyüşü gerçekleştirildi. Yürüyüşün İstanbul ayağında, aralarında milletvekillerinin de olduğu çok sayıda kişi şiddete maruz bırakıldı. Polise karşı özsavunmasını kullanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılmasına dair Karma Komisyon’da tek tek hakkında oylanan 5 ayrı fezlekede HDP ve CHP hayır oyu kullanırken, AKP, MHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla dokunulmazlığın kaldırılması yönünde karar çıktı.
 
Komisyon görüşmeleri ve verilecek şerhin de yer aldığı Karma Komisyon raporu Ekim ayında Genel Kurul’da görüşülecek. Saliha’nın dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı kadınlar kampanyalar başlatarak, çeşitli eylem ve etkinliklerle tepkilerini her yerde haykırıyor. 
 
Mikrofon uzattığımız kadınlar, Saliha ve Kürt halkı üzerindeki saldırı ve baskı politikalarına ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Mor çizgmize bir saldırıdır’
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul İl Kadın Sözcüsü Didem Nur Acabey, milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasının Kürt siyaseti ve muhalifler açısından ilk olmadığını dile getirdi.   Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın ağır cezalar ile tutuklanıp vekilliğinin kaldırıldığı örneklerini veren Didem, "Mor çizgimiz dediğimiz eşbaşkanlık sistemine dönük bir saldırı olarak görüyoruz. Bu saldırılar bizim için ilk değil ama bu tür saldırılar da bizi yıldıramayacaktır” dedi.
 
Sindirme ve tecrit politikası
 
Saldırıların ayrı ayrı değerlendirilmemesi gerektiğini de vurgulayan Didem, "Bugün Aysel Tuğluk'a demans teşhisi konulması ve 'kendimi savunacak durumda değilim' demesine rağmen mahkeme heyetinin ifade vermeye zorlaması, diğer arkadaşlarımızın hasta bir vaziyette tutsaklık durumlarının devam etmesi de bunlara örnek. Kadınların topyekün siyaseten, yaşam alanlarından çekilmesi için Kürdistan ve Türkiye'deki kadın hareketine dönük ciddi bir saldırı, sindirme politikası ve tecride alma politikası dönüyor. Siyasetin içerisinde, stratejik alanlarda kadının sözünün olmaması bekleniyor. Bunlar kadın hareketinin geri çektirilmesi için yapılan saldırılardır. Bunu topyekün kadın hareketine yapılan saldırıdan ayrı tutmayız” şeklinde konuştu. 
 
Destek ve dayanışma çağrısı
 
Tüm demokrasi güçlerini Saliha’ya yönelik saldırı politikası ve dokunulmazlığının kaldırılmasına karşı birlik olmaya çağıran Didem, “Biz AKP-MHP ittifakının, ataerkil egemen sistemin nerden güç aldığını biliyoruz. Beslendiği patriarkadan nasıl güç aldığını biliyoruz. Kapitalist patriarkaya karşı, erkek egemenliğine karşı tüm kadın hareketi ve demokrasi güçleri ile birlikte mücadeleyi büyütmeliyiz. Tüm demokratik güçleri Üçüncü Yol’a, kadın özgürlükçü ve ekolojik bir yaşama inanan tüm demokratik kitle ve kadın örgütlerini desteğe, dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz” sözleriyle seslendi.
 
‘Bu tutumu kabul etmiyoruz’
 
Saliha’ya yapılanların haksız ve “hukuksuz” bir tutum olduğuna işaret eden Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Gülsen Biter ise, "Hükümet, kendinden olmayan halklara yönelik bir saldırı halinde. Bu tabii ki Saliha vekilimizin Demokratik Bölgeler Partisi'nin eşbaşkanı, Kürt kimliğine sahip olması ve kadın olmasından kaynaklı geliyor” ifadelerini kullandı. Bu saldırı politikalarının öncesi olduğunu da söyleyen Gülseren, “Eşitlik ve kimlik sorunu olan halkların demokratik ve yan yana bir ortamda bir bütün yaşayabilmeleri amaçlı bir araya gelişleri bu hükümeti, sistemi, düzeni korkutan en büyük çalışmalardır. Bir bütün olarak bunlara yönelik bir saldırıdır” yorumunu yaptı.
 
‘Biz kazanacağız’
 
Demokratik siyaset yürüten siyasetçilerin cezaevlerinde olmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Gülsen, “Bizler dün olduğu gibi bugün ve daima bu tutum karşısında kadınlar olarak savunmamızı yapacağımızı, direnişimizi alanlarda her zaman sesimizi yükselterek yaptığımız gibi devam ettireceğiz. Bu haksızlığın, hukuksuzluğun ortadan kaldırılması için elimizden gelen ve var olan gücümüz ile mücadelemizi, direnişimizi sürdüreceğiz ve hiçbir zaman da gerim adım atmayacağız. Bu faşizan tutumu kabul etmediğimizi de belirtmek isteriz. Direnişimiz, duruşumuz ile biz kazanacağız” değerlendirmesinde bulundu.
 
‘Kürt özgürlük mücadelesine dönük bir politika’
 
Bir diğer TJA aktivisti Gülistan Baran ise Kürt kadın özgürlük mücadelesine dönük sürdürülen bir politika olduğunun altını çizdi. Devletin temelde Kürt kadınlar üzerinde uyguladığı politikaların bununla sınırlı kalmadığına dikkat çeken Gülistan, "Biz evde, işte, sokakta da bu tarz politikalar ile bire bir denk geliyoruz. Saliha yoldaşın üzerinde uygulanan politikayı kabul etmiyor ve bunu tüm Kürt kadınlarına yapılmış bir haksızlık olarak görüyoruz. Mücadelemiz ve irademiz bununla sınırlı değil” şeklinde konuştu. Kürt kadınlarının bu tarz politikalar ile sindirilemeyeceğinin altını çizen Gülistan, “Bu sindirme politikalarıyla ancak daha da güçleniriz. Bunun bir politika olduğunu biliyoruz. Ama kadın mücadelesi buna karşı devam edecektir” vurgusunu yaptı.
 
‘Mücadele dokunulmazlıktan çok daha büyük’
 
Konu Kürt halkı olduğunda devletin gözünde durumun değiştiğini kaydeden Gülistan, mücadelenin bir dokunulmazlıktan çok daha büyük olduğunu söyledi. Gülistan, “Mazlum Doğan ile adını sayamadığım nice yoldaşımız bu yolda mücadele verdi. Ve bu olanlar ateşi daha çok alevlendiriyor, güç katıyor” cümlelerini kullandı.