Yüzlerce kadın katledilen Mihriban için haykırdı: Artık yeter!

  • 19:52 13 Ağustos 2022
  • Güncel
İSTANBUL - Kadıköy’de katledilen Mihriban Arduç için bir araya gelen yüzlerce kadın, bireysel silahlanmanın engellenmesi ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe gitmesi çağrısında bulundu.
 
Kadın örgütleri, İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bulunan Osmanağa Mahallesi’nde Mihriban Arduç’un dün gece bir kafede fail Hakan Asilkan tarafından katledilmesine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Mihriban’ın katledildiği Ali Suavi Sokak’ta bir araya gelen kadınlar, “Mihriban’ın isyanı isyanımızdır”, “6284’ü uygula”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “Kadınları, hayatlarımızı savunmaya”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “ İstanbul Sözleşmesi’ni uygula”, “Bireysel silahlanmaya hayır”, “Hayatlarımız, haklarımız bizim”, “Polis katilleri ne zaman engelleyeceksin” yazılı dövizler taşıdı. 
 
Kadınlar sık sık, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Erkek vuruyor devlet koruyor”, “Aysel Tuğluk onurumuzdur”, “Öldürülen tüm kadınlar isyanımızdır” sloganları attı. Mihriban’ın katledildiği kafeye doğru yürüyüşe geçen kadınlar, çok sayıda polis tarafından engellenmek istendi. Polisler sokağı ablukaya alarak kadınların önünü barikatlarla kesti. Polisin tüm engellemelerine rağmen barikatları aşan kadınlar, Mihriban’ın katledildiği kafenin önüne kadar yürüyerek burada basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı kadınlar adına Nevruz Tuğçe Özçelik okudu.
 
Polis ‘Yapacak bir şeyimiz yok’ demiş
 
Sabah güne iki kadının daha erkekler tarafından katledildiği haberleriyle uyandıklarını belirten Nevruz, “Dün gece Kadıköy Sanatkar Sokak'ta FF 0-29 kafenin sahibi erkek Hakan Asilkan, gece dükkanı kapatırken aralarında çıkan tartışmanın ardından Mihriban Arduç'u 5 el ateş ederek öldürdü ve kaçtı. Mihriban’ı öldürdükten hemen sonra olay yerinden kaçan Hakan Asilkan, Mihriban'ın ablasını da öldürmek için Ümraniye'deki evlerine gitti. Polis aranarak durum bildirildi ancak polis ‘Bizim yapacak bir şeyimiz yok’ deyip gitti. Mahalleli tarafından ısrarla aranıp görevi kötüye kullanmaktan şikayetçi olunacağı söylenince tekrar mahalleye gelen polis tarafından Hakan Asilkan sabaha karşı yakalanarak gözaltına alındı” cümlelerini kullandı.
 
‘Kadınların öldürülmesini istemiyoruz’
 
Nevruz, yine dün sistematik şiddet gördüğü erkekten kaçmak için evi terk eden Hanife Çakıcı’nın da İzmir Dikili'deki otobüs terminalinde, evli olduğu erkek tarafından kesici aletle katledildiği örneğini verdi. “Artık yeter. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok” diyen Nevruz, “Nedeni yok, bahanesi bol cinayetlerde kadınların öldürülmesini istemiyoruz. Bizleri içine kapatmaya çalıştığınız aileniz, bizler için dayak, ölüm ve tecavüz sarmallarına dönüşüyor. Artık yeter” vurgusunu yaptı. 
 
Bir yıldır İstanbul Sözleşmesi yok…
 
Kadına yönelik şiddet karşısında etkin önlemler alınmadığı sürece cinsiyetçilik, ayrımcılık, transfobi ve erkek şiddetinin katlanarak devam edeceğinin altını çizen Nevruz, İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması için mücadeleye devam edeceklerini de sözlerine ekledi. Nevruz, “İstanbul Sözleşmesi, kadınlar ve LGBTİ+'lara dönük şiddet karşısında henüz şiddet gerçekleşmeden yasaların etkin uygulanmasını sağlar. Erkekleri koruyan cezasızlık politikası karşısında yargıya ve iktidara sorumluluklar yükler. Bir yılı aşkın bir süredir İstanbul Sözleşmesi yok. Mevcut yasaların uygulanması ya da yargının kadınlar lehine karar almasına dönük herhangi bir adım da yok. Kadınlar ve LGBTİ+'lar her gün daha da artan bir şekilde öldürülmeye, şiddete uğramaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
 
‘Kadınlar bireysel silahlanma nedeniyle katlediliyor’
 
Erkekler silahlanırken, biber gazı taşımanın dahi "suç" olabileceği koşullarda kadınların denetimsiz bireysel silahlanma nedeniyle katledildiğini vurgulayan Nevruz, “Erkek şiddetinin sıradanlaşmasını kabul etmiyoruz. Mihriban’ın ölümünün bir anlık cinnet olmadığını biliyoruz. Kadın cinayetlerinin politik olduğunu biliyoruz. Neredeyse üç yıldır Gülistan Doku'dan haber alınamamasına, Aysel Tuğluk'un ağır demans teşhisine rağmen hala tutsak olmasına, bir adamın tekbir getirerek bizleri gündüz gözü sokak ortasında bıçaklamasına ve Pınar Gültekin'i canice öldürülmesine rağmen katil Cemal Metin Avcı'nın ‘haksız tahrik indirimi’ alabilmesiyle doğrudan alakalı olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
Kadınların dövizlerini Mihriban’ın katledildiği kafenin camına asmasının ardından açıklama alkış ve sloganlarla sona erdi.