Avukat Ceren Yılmaz: Sibel ve Gökhan’ın adalet talebi herkes için

  • 09:01 12 Ağustos 2022
  • Güncel
ANKARA - Aylardır ölüm orucunda olan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın durumlarının giderek kötüleştiğini belirten Avukat Ceren Yılmaz, müvekkillerinin ülkedeki herkes için adalet istediklerini belirterek duyarlılık çağrısı yaptı.
 
Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) işten atılmalara karşı “işimi geri istiyorum” eyleminde gözaltına alınan ve tanık ifadeleriyle tutuklanan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım adil yargılanma talebi başta olmak üzere, keyfi disiplin cezalarına son verilmesi, hasta tutsakların serbest bırakılmasına karşı başlattıkları ölüm orucu eylemi devam ediyor. Sincan Cezaevi’nde bulunan Sibel Balaç 236, Tekirdağ 1 Nol’lu Cezaevi’nde tutulan Gökhan Yıldırım da 230 gündür eylemlerini sürdürürken durumlarının giderek kötüleştiği belirtildi. Sibel’in yürümekte zorluk çektiği, Gökhan’ın ise tekerlekli sandalye ile hareket edebildiği öğrenildi. 
 
Bakanlık adım atmıyor
 
Her iki tutsağın da durumlarının giderek ağırlaşması ve kamuoyundan yükselen tepkilere rağmen Adalet Bakanlığı herhangi bir adım atmış değil. Cezaevlerinde Sibel ve Gökhan’ın taleplerinin kabul edilmesine ilişkin destek eylemleri gerçekleştirilirken,  Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Seda Şaraldı da müvekkillerine destek için 5 günlük açlık grevine başladığını duyurdu.
 
Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın avukatı Ceren Yılmaz, müvekkillerinin son durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Sibel Balaç 45 Gökhan Yıldırım 41 kiloya düştü’
 
Müvekkilleri Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın aylardır ölüm orucunda olduğunu söyleyen Ceren, önceki gün Sincan Cezaevi’ne giderek Sibel’i ziyaret ettiklerini Sibel’in 45 kiloya düştüğünün bilgisini paylaştı. Ceren, Sibel ve Gökhan’ın yaşadığı sağlık sorunlarını şöyle anlattı: “Sibel ölüm orucuna başladığında 85 kiloydu, şuan ayak yanmaları, ağız kısmında yaralar çıkmaya başladı. Gökhan da 41 kiloya düştü. Gökhan’ın ellerinde, ensesinde, burnunda ve yüzünde doku kaybına bağlı kararmalar ve buna bağlı yanma ve açık yaralar var. Geçen hafta Çarşamba günü Gökhan’ın talebi üzerinde Adli Tıp Kurumu’na (ATK) bir sevk talebinde bulunduk. Gökhan da Perşembe günü Tekirdağ Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Şuanda Tekirdağ Şehir Hastanesi’nin sağlık kurulundan ATK’ye sevk edilip edilmeyeceğine dair bir rapor bekliyoruz. Müvekkillerimizden Gökhan’ın sağlık durumu bizi oldukça endişelendiriyor, öncelikle sağlık kurulundan ATK’ye sevk edilmesi kararını verilmesini, ATK’nin de müvekkilimiz Gökhan Yıldırım’ın cezaevinde kalamayacağına karar vermesini bekliyoruz.”
 
Adil yargılanma ve hasta tutsakların bırakılması talebi
 
Gökhan’a dönük yapılan ATK başvurusunda herhangi bir sonuç gelmediğini belirten Ceren, Gökhan’ın durumunun günden güne kötüye gittiği için bir an önce sağlık kurulundan olumlu bir karar beklediklerini kaydetti. Ceren, “Her ikisinin de adil yargılanma hakkı talebi. Bugün ülkemizde halkların talebi olan adalet talebi. Bu talep de gizli tanık ve itirafçı beyanlarının ve yasa dışı dijital delilerin kullanılmamasını içeriyor. Bugün ülkemizde siyasi yargılamaların tamamı gizli ve itirafçı tanıklar üzerinden yürütülüyor ve hükmü esas kabul ediliyor. Sibel’in de dosyasında olan yasa dışı elde edilmiş dellilerle yargılama yapılamaz gibi talebi var. Bu ölüm orucu sürecinde her iki müvekkilimizin de dosyası Yargıtay 3’ncü Ceza Dairesi tarafından onandı. Her iki müvekkilimiz hakkında AYM’ye başvuruda bulunduk. Bir an önce müvekkillerimize dönük bu hukuksuz yargılamanın AYM tarafından görülmesi ve adil yargılanma hak ihlali kararı verilmesini bekliyoruz. Müvekkillerimizin bir diğer talebi de hasta tutsakların serbest bırakılması. Bugün ülkede bütün hapishaneler hasta tutsaklarla dolu, kanser hastalarıyla dolu ki en yakın örnek Aysel Tuğluk. Tekirdağ 1 No’lu Cezaevi’nde kalan kanser hastası Ali Osman Köse’nin tahliye edilmesi gibi talepleri var. Keyfi olarak disiplin cezalarının kaldırılması talebi var. Bugün ülkemizde infaz yakmaları ciddi bir sorun. Disiplin cezalarıyla insanların infazları yakılıyor. 45/1 genelgesi ile daha önce ölüm orucu direnişi sonrasında getirilen genelgenin uygulanması, sohbet hakkının genelgeye uygun olması, kitap hakkının verilmesi gibi somut talepleri var” diye belirtti.
 
‘Adalet Bakanlığı ölüm orucunun olmamasını istiyorsa adaleti sağlasın’
 
Sibel ve Gökhan’ın avukatları ve ailelerinin sağlık durumlarından gittikçe endişe duyduklarını ifade eden Ceren, Sibel ve Gökhan’ın kendi seçtikleri hekimler dışında başka hekimlerce muayene olmak istemediklerini söyledi. Ceren, “Müvekkillerimizin taleplerinin bir an önce kabul edilmesini bekliyoruz. Artık kritik aşamada olduğunu dikkate alınmasını istiyoruz. Adalet Bakanlığı’nın bu konuda herhangi bir adımı yok, en son Adalet Bakanlığı hasta tutsaklara ilişkin bir düzenleme yapacağını duyurdu. Bu tabi ki hem Sibel ve Gökhan’ın hem de ülkedeki hasta tutsakların ciddi bir talebinin olmasıyla ilgilidir. Sibel ve Gökhan adalet talep ediyor evet ama bakanlık şunu diyorsa; ‘adalet isteyen herkes ölüm orucu yaparsa ne olacak’ diyorsa Sibel ve Gökhan’ın  için adaleti bu yüzden geciktiriyorsa ülkede açlık grevleri ve ölüm oruçlarının olmamasının, direniş olmamasını istiyorlarsa adaleti sağlamaları gerekiyor. Bu kadar pervasızca süren siyasi yargılamalara son verilmelidir” sözlerini kullandı.
 
‘Sibel ve Gökhan’ın talebi herkes için’
 
Sibel’in adalet talebinin ülkedeki siyasi tutsaklar ve adli tutukların da gündemi olduğuna vurgu yapan Ceren, Sibel’in adalet talebinin ülkede yaşanılan açlık, siyasi yargılamalardan, “terör operasyonlarından” bağımsız olmadığına dikkat çekerek, “Herkesin çığlığını duyurmaya çalışıyorlar. Göz görünce gönül katlanmasın biz görüyoruz dayanamıyoruz. Meslektaşımız da destek amaçlı açlık grevinde. Kimse katlanmasın çünkü onların talebi ülkedeki herkesin talebi sadece kendileri için herkes için istiyorlar” şeklinde konuştu.