Aysel Tuğluk’un abisi: Kardeşimin tedavi koşulları sağlanmalı

  • 09:04 9 Ağustos 2022
  • Güncel
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda hakkında tahliye kararı verilmesine rağmen başka dosyadan hükümlü olduğu için cezaevinde tutulmaya devam edilen Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un  abisi Alaaddin Tuğluk, Aysel'in tahliye edilmesi ve tedavi koşullarının sağlanması gerektiğini vurguladı. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanlarının da aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 5 Ağustos’ta görülen 15’inci duruşmasında mahkeme, Kandıra 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan ve bir yılı aşkın süredir demans rahatsızlığıyla mücadele eden Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un tahliye edilmesi yönünde ara karar kurdu. Aysel’in ilerleyen rahatsızlığı karşısında başta kadınlar olmak üzere demokratik kamuoyu uzun bir zamandır Aysel’in özgürlüğü için mücadele ederek çeşitli kampanyalar başlatmıştı.
 
Hükümlü olduğu dosyadan tahliyesine engel
 
Tahliye kararı kadın mücadelesinin bir sonucu olarak değerlendirilse de, Aysel’in Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 16 Mart 2018’de Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesince “örgüt yöneticisi olmak” iddiasıyla 10 yıl hapis cezası alması ve cezanın 25 Şubat 2020’de Yargıtay tarafından onanmasıyla infazına başlanması, cezaevinden çıkmasına engel oldu.
 
Aysel’in zorla savunmasının alındığı gün Çevik Bir’e tahliye
 
Aysel’in Kobanê Davası heyeti tarafından savunmaya zorlandığı 1 Ağustos günü, 28 Şubat Davası’nın sanığı Genelkurmay ikinci Başkanı Çevik Bir hakkında demans hastalığı nedeniyle tahliye kararı verilmesinin kamuoyunda tepkilere yol açması sonucunda tahliye edilmesi de dikkat çekti.
 
ATK ısrarı
 
Hakkında doktor ve hastane raporlarının yanı sıra cezaevi idaresinin gözlem ve görüşlerine rağmen Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından üç defa “cezaevinde kalabilir” yönünde rapor verilen Aysel’in  abisi Alaaddin Tuğluk, verilen tahliye kararı ile süreci değerlendirdi.
 
‘Hastaysa ve cezaevinde kalamıyorsa kim olursa olsun tahliye edilmeli’
 
Kim olursa olsun hasta tutsakların, cezaevinde kalamayacak durumda olanların tahliye edilmesi gerektiğini belirten Alaaddin, “Hastaysa ve cezaevinde kalamıyorsa kim olursa olsun tahliye edilmeli. Yanı sıra tahliye kararı veren Kobanê Davası heyetinin ara kararının bir maddesinde ‘Bize yöneltilen suçlamalardan vicdanen rahatsız olduk’ deniyor. Bu da en azından olumlu karşılanabilecek bir şey. Evet, savunmaya zorlamaları son derece yanlış bir şey. SEGBİS’e çıktığında avukatını tanımayan, arkadaşlarını tanımayan birinin savunmaya zorlanması son derece yanlış bir tutum. Ben de görüşe gittiğimde bir soruyu birden fazla soruyor” şeklinde rahatsızlığının geldiği noktaya dikkat çekti.  
 
‘Mahkeme yanlışlarının farkına vardı’
 
Siyasi karar ve tartışmalardan önce insan olunması gerektiğinin altını çizen Alaaddin, “Örneğin Adalet Bakanı hasta ise ben ‘Kalk Adalet Bakanlığını yap’ diyebilir miyim? Önce onun tedavisi lazım. İnsanız çünkü. Her şeyden önce tedavisinin sağlanması gerekiyor. Ben sadece tedavi istiyorum. Mahkemenin kararını olumlu buluyorum. Benim tek istediğim teşhis ve tedavi. Mahkemenin savunmaya zorlaması son derece yanlış bir karardı. Yanlışlarının farkına vardıklarını ve tahliye kararı verdiklerini düşünüyorum” diye belirtti.     
 
‘Doktorlar yanlış karar aldıysa hayatımı bununla mücadeleye adayacağım’
 
Verilen ATK raporlarını da değerlendiren Alaaddin, ret kararına rağmen 3 üyenin şerh düştüğünü belirtti. Şerh düşen üyelerin Aysel’in gözlemlenmesi ve izlenmesi yönünde görüş bildirdiğini kaydeden Alaaddin, “ ‘Bilişsel bozukluk’ diyorlar. Siz kardeşimin cezaevinde tedavi olabileceğine inanıyor musunuz? İnanıyorsanız sorumluluk sizdedir. Eğer yarın öbür gün kardeşimin içerde kalmasından dolayı hastalığının büyüdüğüne dair bir şey tespit edersek, bunun hukuki yollarla hesabını sonuna kadar soracağım. Ve hakikaten sizin dediğiniz çıkarsa biz özür dileyeceğiz. ‘Demek ki bilişsel bozukluk ve rahatsızlığı geçici bir şeymiş. Özür dileriz’ diyeceğiz. Ama yok tersiyse, bu demans ise ve içerde büyüyorsa hukuken peşinizi bırakmam imkansız. Eğer doktorlar yanlış karar aldıysa ben hayatımı bununla mücadele etmeye, hukuki yöntemlerle çözülmesine adayacağım” ifadelerini kullandı.   
 
‘Denetimli serbestlikle tedavi ettirilmesine izin çıkabilir’  
 
Pazartesi günü avukatlarının Aysel’in tahliyesi yönünde hukuki girişimleri başlatacakları bilgisini paylaşan Alaaddin, “10 yıllık cezasından 6 sene yattı ve 2 seneden daha az bir süresi var. Denetimli serbestlikle kardeşimin tedavi ettirilmesine izin çıkabilir. Biz bunu bekliyoruz. Kimseden bir şey istemiyoruz. Hukuk önünde kardeşimin ve arkadaşlarının suçsuz olduğuna inanıyorum. Ben de cezasının büyük oranını yattığı için denetimli serbestlikle tahliye edilmesini istiyorum” sözlerine yer verdi.
 
‘Aysel ile ilgilenen herkese aile olarak en derin saygılarımızı sunuyoruz’
 
Mücadele arkadaşları ve Aysel’in özgürlüğü için çabalayan herkese teşekkürlerini sunan Alaaddin sözlerini şöyle sonlandırdı: “İlgilenenlere, tüm arkadaşlarına, yanında olan arkadaşlarına, arkasında duranlara, bu konuyu insani olarak ele alanlara, onunla ilgilenen herkese aile olarak en derin saygılarımızı sunuyoruz. Saygıyla önlerinde eğiliyorum. Bunun karşılığını ne yapsam veremem.”