Prof. Dr. Nejla Kurul: 4 yılda yapılan sınavlara kuşkuyla bakılmalı
- 09:07 8 Ağustos 2022
- Güncel
Öznur Değer
ANKARA - KPSS sorularının çalınması ve ÖSYM Başkanı’nın görevden alınmasını değerlendiren Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, 4 yılda yapılan tüm sınavlara kuşkuyla bakılması gerektiğinin altını çizerek, “Kamu kurumundaki bürokratların tamamı AKP’nin istediği tarikatla, cemaatle ilişki konusunda dik duramadığı için Türkiye bugün bu kirliliğin, çürümenin bir parçası haline geldi. Eğitim Sen olarak bu işin peşini bırakmayacağız. Kamuoyu da peşini bırakmamalı” çağrısında bulundu.
Yargıdan eğitime, sağlıktan siyasete, ekonomiye çöküşün yaşandığı ülkede tüm krizlerin en çok etkileneni ise halk oluyor. Son olarak Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) soruları gündemiyle açığa çıkan kriz, eğitim alanında halihazırda konuşulan şaibeleri de kanıtlar nitelikte. 31 Temmuz’da yüzbinlerce adayın girdiği KPSS’de soruların Yediiklim Yayınları’ndaki sorularla benzer ve aynı olduğu açığa çıktı. Soruların çalınmasının dijital medyadan yayılması üzerine ÖSYM Başkanı Halis Aygün görevden alınarak yerine Bayram Ali Ersoy atandı.
Geçmiş dönemde de soruların çalınması ve cemaatin kendi elemanlarını kamu kurumlarına yerleştirmesi ile gündeme gelen, ancak tartışmalara rağmen iptal edilmeyen KPSS’nin, seçimler öncesi iptali soru işareti yarattı.
Öte yandan soruların sızdırılmasına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında sınavdan önce sızdırıldığı iddia edilen 20 soru incelendi. Yapılan incelemede 3 sorunun birebir aynı olduğu ve cevap şıklarının da örtüştüğü, 10 sorunun ise benzerlik gösterdiği kaydedildi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul eğitimde yaşanan krizi değerlendirdi.
‘Çalınan her bir soruyla 30 bin kişiyi geçiyorsunuz’
Ülkede siyasal, toplumsal ve ekolojik alanda çoklu bir kriz durumu olduğunu ifade eden Nejla eğitimin de bu sürecin dışında tutulamayacağının altını çizdi. KPSS krizine değinen Nejla, “KPSS’ye yüz binlerce genç büyük hayallerle girdi. Türkiye’de genç işsizliği çok büyük bir sorun ve bir kamu kurumuna atanmak amacıyla sınava girdiler. Gençlerin geçinebilme güçleri ellerinden çalındı. Hayalleri, emekleri, gelecekleri çalındı. Yeni atanan ÖSYM Başkanı da soruların çalındığını itiraf etti. 20’ye yakın soru çalındı ve her bir soruyu yaptığınızda 30 bin kişiyi geçiyorsunuz. Hangi işlere kimlerin gireceği, kimlere öncelik verileceğiyle ilgili bir sınav. Kamuoyundan tepki gelmeye başlayınca görevden alınan ÖSYM Başkanı Halis Aygün ‘Hiçbir sorun yok. Sınav güvenli bir şekilde yapılmıştır’ dedi ama kamuoyu tepkisini gösterdi ve sosyal medya gücünü gösterdi. Ülkenin her yerinde bir haksızlık olduğunda hepimizi ilgilendiriyor” sözlerine yer verdi.
‘4 yılda yapılan sınavlara kuşkuyla bakılmalı’
Görevden alınan Halis Aygün’ün 2018 yılında göreve başladığını hatırlatan Nejla, görev süresinin dolmasına 4 yıl kala görevden alındığını belirtti. Bu süreç içinde KPSS, YKS gibi çok sayıda sınavın yapıldığını söyleyen Nejla, bu sınavlara da kuşkuyla yaklaşılması gerektiğine işaret etti. Nejla, sınav sisteminin yeniden ele alınması gerektiğini dile getirirken, “2010’lu yıllarda Gülen Cemaati’nin soruları çaldığı iddiaları vardı. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakanı Tayyip Erdoğan, ‘Kopya yok, şifre yok’ demişti ama iktidarla cemaatin arasının bozulmasının ardından dönemin ÖSYM Başkanı Ali Demir görevden alındı ve davaların içinde yer aldı. Ama ona rağmen yapılan sınavlar iptal edilmedi. Dava süreci içinde bir tanık, ‘Öylesine şaşırdım ki yolsuzluk ve çalma çok belliydi’ dedi. Bu davalarla da bir şeyler açığa çıktı. O dönem sınavlar iptal edilmedi. Eğer şimdi de kamuoyu tepki göstermeseydi, haklarımızı aramasaydık ÖSYM Başkanı görevden alınacak ve mesele bitecekti” ifadelerini kullandı.
Güvensizlik her yerde
İktidarın tüm kamu kurumlarını kendi siyasi partisiymiş gibi işlettiğine dikkat çeken Nejla, kamu kurumlarının tarikat ve cemaatlerle iç içe çalıştığını kaydetti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bunun önemli bir örneği olduğunu sözlerine ekleyen Nejla, “İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’yla ilgili de benzer şeyler söyleniyor. Bakanlıkların adeta tarikat ve cemaatlerle paylaşıldığı iddiaları var. ÖSYM de bu iddiaların dışında kalamaz. Halis Aygün ÖSYM Başkanı olduğunda görevi şu an Milli Eğitim Bakanı olan Mahmut Özer’den teslim almış oluyor. Güvensizlik her yerde” dedi.
‘Çürümenin parçası haline geldiler’
Görevden alınan ÖSYM Başkanı Halis Aygün’ün yaptığı “Alnım açık, vicdanım rahat” şeklindeki açıklamalarını hatırlatan Nejla, “Senin vicdanın nasıl rahat olabilir Halis Aygün?” diye sordu. Nejla şunları ekledi: “Bir buçuk milyona yakın genci ilgilendiren bir sınav iptal edilmiş ve sizin yönetiminde olduğunuz bir dönemde sorular çalınmışsa, Yediiklim Yayınevi ile bir işbirliği gerçekleşmiş, kirli bir oyun oynanmış ve çocukların emekleri, paraları, hayalleri çalınmışsa vicdanınız nasıl rahat olabilir? Ayrıca diyor ki, ‘Kimseye kırgın değilim sadece çok üzgünüm.’ Nasıl kimseye kırgın olmazsınız? Bu işi yapanlara kırgın olmanız lazım, öfkeli olmanız gerekiyor. ÖSYM’yi tarafsız, yasalara uygun bir kamu kurumu olarak işletemediğiniz için kırgınlığınız ve üzgünlüğünüz ortaya çıkmış olmalıydı. Tüm bunları söylemek durumundayız çünkü kamu kurumundaki bürokratların tamamı AKP’nin istediği tarikatla, cemaatle ilişki konusunda dik duramadığı için Türkiye bugün bu kirliliğin, çürümenin bir parçası haline geldi. Bu çoklu krizler her yerde pek çok gencin sivil ölülere dönüşmesine yol açıyor. Tepkimizi dile getirdik ve bu gelişmelerin sağlanmasına yol açtık ama biz yine de Eğitim Sen olarak bu işin peşini bırakmayacağız. Kamuoyu da peşini bırakmamalı.”
Yeni ÖSYM Başkanı dijital medya hesaplarını kapatmış
Halis Aygün’ün görevden alınmasının ardından hızlı bir şekilde Bayram Ali Ersoy’un ÖSYM Başkanlığına atanmasına dikkat çeken Nejla, Bayram Ali Ersoy’un dijital medya hesaplarını kapattığını belirtti. Nejla, “Demek dar bir cemaatin, topluluğun içinden sesleniyordu kamuoyuna ve onu sadece cemaati duyuyordu ama yeni görevinde tüm topluma seslenemeyeceği için sosyal medya hesaplarını kapattı. Kendisinin de tarikat ve cemaatlerle bağı olduğuna ilişkin iddialar sosyal medyada ifade edildi. Yine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun pek çok mafyatik kişilerle fotoğrafları gibi Yediiklim’in açılışında bulunması, oraya güç vermesi gibi fotoğrafları var. Nerede bir çıkar örgütü, ekonomik odaklı büyüme var, buralarda biz Süleyman Soylu’yu görüyoruz. Kamu kurumları hukuka uygun davranmak durumundadır. Kamu kurumları aynı zamanda hükümetten bağımsız durması gereken sivil toplum kurumlarından, dinci tarikat kurumlarından uzak durmalıdır” şeklinde konuştu.
Yandaş sendikalardan Yediiklim’le indirim protokolleri
Nejla, siyasal iktidarın yandaş sendikaları olan Eğitim Bir-Sen ve Türk Eğitim Sen’in Yediiklim Yayınevi’yle kurmuş olduğu indirim protokolleri olduğu bilgisini paylaşan Nejla, “Eğitim Sen hiçbir zaman bu sürecin bir parçası olmadı. Hatta bu sendikalar çeşitli üniversitelerle de protokoller imzaladı. Siz protokol imzaladığınız sendikalara indirim yapamazsınız. Yapacaksanız tarafsız ve bağımsız üniversiteler olarak tüm öğretmenlere indirim yapmak durumundasınız. Neden sadece protokol yaptığınız sendikalara indirim yapıyorsunuz? Neden eğitim sistemini ticarileştiriyorsunuz? Eğitim bir haktır ama Türkiye’de bu hak sistemsel bir şekilde engellenmektedir ve çöken sınav sistemi de bunun bir parçasıdır” diye belirtti.
‘4 yılda yapılan sınavlar soruşturmaya dahil edilsin’
Nejla, demokratik bir ülkede sınavsız bir eğitim sisteminin mümkün olduğunu savunan bir sendika olduklarını vurgulayarak, sendikal mücadeleleri içerisinde ÖSYM’nin yansız, tarafsız sınavlar yapmasını talep ettiklerini kaydetti. “ÖSYM’nin bir yayınevi neden yok? Neden ihalelerle özel sektöre veriliyor” diye soran Nejla, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Biz eğitimin özelleştirilmesine karşı olduğumuz için ÖSYM’nin yaptığı tüm işlerin kamucu bir perspektifle yapılması gerektiğini söylüyoruz. Halis Aygün dört yıl boyunca görev yaptı ve dediğiniz gibi KPSS, TUS, YKS, dil sınavları gibi milyonlarca insanı ilgilendiren sınavlar yaptı. Geçmişten bu yana bu sınavların da incelenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Soruşturmanın bir parçası haline getirilmeli. Türkiye’nin temizlenmesi için buna ihtiyaç var. Biz Eğitim Sen olarak bu konuda açıklamalarımızı yaptık. Tüm sınav sürecinin geçmişiyle, bugünüyle açığa çıkartılması, hakikatin açığa çıkartılması konusunda Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Yine muhalefet partileriyle de diyalog içerisinde, sesi hep birlikte yükseltmek için mücadele ediyoruz.”