Alevi kadınlar: Saldırılara karşı yanımızda olun
- 09:08 1 Ağustos 2022
- Güncel
Melike Aydın
İZMİR - İçişleri Bakanlığı’nın Alevi kurumlarına gönderdiği genelgeyle Alevilerle dalga geçtiğini söyleyen kadınlar, genelge sonrası eş zamanlı olarak Alevi kurumlarına gerçekleşen saldırılarla toplumsal çatışmanın hedeflendiğini belirterek ortak mücadele çağrısında bulundu.
Ankara’da Muharrem Orucu’nun ilk gününde farklı mahallelerde bulunan Ana Fatma Cemevi, Şah-ı Merdan Cemevi, Gökçebel Köy Derneği ve Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı’na dün eş zamanlı olarak saldırı gerçekleşti. İktidar tarafından ötekileştirilen ve inançları yok sayılan Aleviler yüzyıllardır katliamlara, baskılara ve asimilasyona maruz kalırken, son süreçte saldırıların sistematikleşmesi Alevilerin bir kez daha tehdit olarak görüldüğünü gözler önüne seriyor.
Söz konusu saldırıdan bir gün önce İçişleri Bakanlığı, Hacı Bektaş Veli’yi Anma Etkinlikleri ile Muharrem ayının aynı döneme denk gelmesi üzerine 81 il valiliğine genelge göndermişti. Hacı Bektaş Veli’yi Anma programlarına katılmak isteyenlere destek olunmasını talep eden bakanlık, Muharrem ayında Yas-ı Mateme ortak olma ve oruç açma lokmalarına vali ve kaymakamların da katılımıyla cemevi yöneticileri, vakıf veya derneklerdeki halk ve kanaat önderleriyle birlikte olunmasını istedi.
İçişleri Bakanlığı’nın genelgesini “ikiyüzlülük” olarak nitelendiren Alevi örgütleri ise “Bizler devletin kurumsal organları aracılığıyla inançları denetlemesini, yaşam ve kültür biçimi ve ibadet tarz ve şekillerini egemen din anlayışıyla uzlaştırma ve benzerlik yaratma çabalarını reddediyoruz” şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Alevi kadınlar hem genelgeye hem de Alevi kurumlarına yönelik saldırılara tepki gösterdi.
Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Ege Bölge Sorumlusu Gülbahar Kaplan İçişleri Bakanlığı’nın gönderdiği genelgede “Cemevlerine yakın olacaklarını boş bırakmayacaklarını” belirttiklerini anımsatarak “ Böyle bir şey yapmak Alevi örgütünü hiçe saymak ve dalga geçmek. Onlar bizi yok saymaya çalıştıkları halde var olduğumuzu mücadele ile göstereceğiz” dedi.
‘Haklı mücadelemizde yanımızda olun’
Saldırıyı kimin yaptığını çok iyi bildiklerini dile getiren Gülbahar, “ Bu oyunlara, provokasyonlara gelmeyeceğiz. Örgütlü mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra da Hacı Bektaş-ı Veli’de aynı şekilde genelge için bir araya geleceğiz. Bu saldırı sadece Alevilere yönelik değil bütün devrimci sosyal demokrat yanımızda duran bütün canlarımızla alakalıdır. Bütün örgütlerin, musahip kurumların haklı mücadelemizde yanımızda olmalarını diliyoruz” şeklinde konuştu.
‘Muharrem Ayı’nın seçilmesi manidar’
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Üyesi Yeter Erol iktidarın kin ve nefreti büyüttüğüne dikkat çekerek, “Siyasetçiler iyi dille konuşmuyorlar, onlar böyle olunca toplum birçok şeyin zaten farkında değil, böyle saldırılar oluyor. Bu saldırılar yıllardır organize şeklinde devam ediyor. Genelde oruçlara denk getiriliyor, ya da siyasi olarak insanlar kendilerini ifade etmeye başladıkları zaman baskıyı uyguluyorlar. Nefret dilinden uzak durulmalı” dedi.
‘İnancımızı bölmeye hakları yok’
Saldırıyı dijital medyadan öğrendiğini belirten Alevi yurttaş Gülşen Bağ da Alevilerin sürekli olarak dışlandığını ve her alanda Alevilere yönelik nefretin körüklendiğini dile getirdi. Alevi sorunun tüm toplumu ilgilendirdiğine dikkat çeken Gülşen, “Sünniler bizi yeterince desteklemiyor. Böyle şeylere karşı gelse destek olsa kimse kolay bunları yapamaz. Ama ‘komşum beni ilgilendirmiyor’ diyorlar. Bana yapılan zulme sessiz kalırsan bir gün sana da sıra gelir. Biz bu ülkenin vatandaşıyız, hırsızlık yolsuzluk yapmıyoruz. O zaman biz de gidip camilere mi saldıralım? Bizim inancımızda bu yoktur. Onların bizim ibadetlerimizi bölmeye hakkı yok” ifadelerini kullandı.